..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsandaki gerçek güzelliği ancak yaşlandıkça görebilirsiniz. -Anouk Aimee
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - Bireysel
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri

Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  

İblis
Mesut Kuntan
Şiir > Başkaldırı

"İÇİNDEKİ İBLİSE" SAÇMA SAPAN BAKIŞLARLA İZLİYORSA BEDENİNİ KARANLIĞIN TAM ORTASINDAN ÇEKİYORSA ELLERİNİ TUTUNDUKÇA RÜZGARINA SOĞUK GÜLÜŞLERİYLE DANS EDİYOR ÇILDIRMIŞ GİBİ ÇATLAK HANÇERİYLE ÖYLE BAKMA, GÖKYÜZÜNE YAKMA GÜNEŞLERİNİ İSYAN ETME, İÇİNDEKİ İBLİSE ÖYLE BAKMA, GÖKYÜZÜNE YAKMA GÜNEŞLERİNİ İSYAN ETME, İÇİNDEKİ İBLİSE ÖYLE BAKMA... HAYAL MEYAL RÜYALARLA GİZLİYORSA BENLİĞİNİ DÖN LANETİN DÖN KIYISINDAN SAVU

[DEVAMI]

 

 


 

 




Arama Motoru


• İzEdebiyat > Öykü > Bireysel
121 
 Lale, Nilgül  (ÇAĞLA GÖKDENİZ)

Kırk iki yaşında saçlarının çoğuna aklar düşmüş, on üç senelik evli, iki çocuk babasıyım. Ömrünün ikindisini yaşayan bir adamım. Ama bana sorarsanız, yirmi beşinde tanıştığım, o liseli kızlayım hala. Yoo, yoo hayır evli bir adam olarak bunları size anlatmaktan utanmıyorum. Hiç de vicdan azabı duymuyorum. Şey… Bazen, bazen işte…
122 
 Börekçi Şükrü 1  (seyfullah ÇALIŞKAN)

Ne zaman karşıki pastaneden bir parça börek alsam hep akılama o gelir. Belki de yirmi yıl o küçük kentin en ünlü börekçisi oydu. Küçük, camekânlı bir arabası vardı. Üç tekerleği olduğu halde hiçbir yere gitmedi. O tekerlekler belki de cadde üzerinde on tur bile dönmedi. Beton elektrik direğine bir tekerleğinden zincirle kilitlenmiş arabası hep aynı yerde durdu. Yıllarca kavurucu güneşin, yağmurun hatta yılda birkaç kez parça parça kar yağdığı zaman bile hep oradaydı. Sanki araba direğe değil, bütün kasaba o direğe ve arabaya zincirliydi. Yerinden kıpırdasa bütün kasabanın şakülü kayacaktı.
123 
 O Gün  (Eylem Yurtsever)

İşte üniversite döneminde yazdığım bir öykü; ama bana sorarsanız lisedeki öykülerim bu öykümden çok daha özgündü.
124 
 Bir Gece Ansızın...  (Ulaş Tuzak)

Temmuzun ortası, tam da sıcağın her şeyi kızıştırdığı ayın tam ortası. Gece yarısının da tam ortasında buluşma kararı almıştı içindeki uhdelerle. Mutfak balkonunun kapısıyla oturduğu odanın penceresi arasında oluşan hava akımında serinlemeye çalışarak, bir yandan düşünüyor bir yandan kaşınıyordu sivrisinek ve yakarcaların ısırdığı kol ve bacakları yüzünden. Sessizliğin sesinden ilham almaya başladı, az önce arkadaki parkta gıcırdayan salıncağın sesinin dinmesiyle. Boncuk boncuk terler beliriyor anlında ve boğazındaki kuruluğu gidermek için ara ara önündeki masanın üzerine az önce dolaptan çıkardığı cam şişedeki suyu kafasına dikiyordu. Her seferinde dudağından sızan damlaları sol bileğinin üstüyle imha ediyordu klavyenin üzerine düşmesin diye.
125 
 Kemik 1  (seyfullah ÇALIŞKAN)

Yaşlı ve fotür şapkalı bir adam kasap dükkânına girdi. O sırada kendisinden önce gelmiş elli yaşlarında bir kadın köftelik kıyma çektiriyordu. Kadına hiç aldırmadan kasaba baktı. Elinde bedeni iyice incelmiş sivri bir bıçakla kırmızı etleri bölen usta “Buyur bey amca ,” dedi. “Kemik Var mı? İçinde ilik olan kalın kemiklerden istiyorum. Usta “Var Bey amca. Şu kıymayı çekeyim de bakarım.” Sonra usta kıymayı terazinin üzerinde bırakıp içerideki soğuk hava deposuna gitti. İki tane kalın kaval kemiği ile döndü. Bu kemikler büyük bir ihtimalle iri bir tosuna aitti. Elindeki satırı kemiklere yan çizgiler bırakacak şekilde vurdu. Kemik ikiye ayrılıp iliği sarkınca kıyma bekleyen kadın koşarak dükkândan çıktı. Arkasına bile bakmadan kaçıp gitti.
126 
 Çirkin  (Hilal Fırtına)

Tek çirkin bendim onlara göre. Bana bakan kendi çirkinliğini unutuyordu sanki.
127 
 Geçmiş Bahar Sayıklamaları  (veysel kaygusuz)

Bir kadını anlatmaya nereden başlanır? Adından mı? Sevgilinin adı... Sevgilinin adı bir öykünün son cümlesi olur ancak. Adından sonra cümle cümleler susar çünkü! Bir kadını anlatmaya nereden başlanır? Korkusuz sunduğu inceliğinden tabii ki! Pürüzsüz
128 
 Dört Oğlu Vardı  (Mustafa Arif Razgartlı)

Oğlu ayıp olmasın diye annesinin resmini yanımda değilde bahçedeki çöp kovasına atıp çekip gitmişti.
129 
 Bizim Mahallenin İnsanları - 1 -  (Ahmet Melih Karauğuz)

Bir yağmur düştü toprağa önce, topraktaki bitkiler çiçek açtı. Tanrı, tüm cömertliğiyle yaklaştı bize. Ve sizler büyüdünüz, bizleri her geçen gün küçülterek...
130 
 Mankenle Sevişme  (kemal düzbay)

içeride, loş ışığın altında helenistik bir heykel gibi parlayan bir manken duruyordu. nefes kesici bir güzelliği vardı. oşino dönüp, “geceyi bununla geçirmek ister misiniz?” diye sordu. bize cevap fırsatı vermeden, nazik hareketlerle elinden tuttu ve belinden kavradığı gibi mankeni dışarı çıkardı. bu nezakete, şimdilik, layıktı.
131 
 Trafik Kazası  (S.Deniz hamutcuoğlu)

Yaralılardan bir çoğunun kadın olduğunu öğrendiğimde düşüncelerim ya da zihinsel oyunlarım şöyle ses veriyordu:Siyasetle hiç ilgilenmezler:gerçek gözlerinin önünde olup bitenlerdir,maskeli balonun neden yapıldığını bile bilmezler. Siyaset gözle görünen bir şey değildir.
132 
 Babamın Karizması...  (Kemal Yavuz Paracıkoğlu)

Kapı açıldı. Kapıya ağaç yarması gibi bir adam çıktı. “Buyrun!” Rahatlıkla söyleyebilirim ki, adam, babamın tam iki misli.
133 
 Ama Dünyanın En Güzel Gülen Kadınını Seviyorum.  (erdal divriklioğlu)

Annemin takıntısı ise "Pekmezin nasıl içilebileceği konusunda" Çünkü içerken yere sıçrarsa bir felaket olabileceğini düşünüyor. Bu yüzden en son bulduğu yöntem çay bardağından höpürdetmek oldu.
134 
 Onarım  (seçkin gündüz)

Yaşama çok şey katıyorlardı. Hoş kokulu su köpürerek burgaçlandı. Anayoldaki çığırtkanın ezgili sesi güçlenip ses yalıtımını aşmayı başarmasın mı : ‘Muslukçu!.. Muslukçu!’ İşte bu da olanaksızdı. Olanaksızdı. Olanaksızdı...
135 
 Pastırma Yazı  (seçkin gündüz)

"Nerden bilebilirsin ! Az önce satın aldım. Bir çuval pirinç. Baktım işler iyi gidiyor. Midyede sorun yok, tasalanma. Motorcuyla konuştum. Pastırma yazı bu. Uzadıkça uzadı. Sürpriz ! Sevinsene bey, küserim."
136 
 Annemin Macerası  (gerçek tane)

Seneler evindeki tiner,süt,ve mutsuzluk kokan üç odada geçer.Tiner kokanda üretir,süt kokanda öper,mutsuzlukta yatar.
137 
 Yolculuk 2  (eylül)

Adını bilmediğim bir sarmaşık lila renginde çiçek açmış, pencerenin bir yanından yukarıya doğru sarılıp tırmanmıştı. İçimde o tanıdık, gittiğim her yerde beni bulan o acıtan boşluk hissi; bu manzaranın içinde de yoktum... Gitme vakti gelmişti, gitmeliyim...
138 
 Kavga  (Semrin ŞAHİN)

Kapı çalınca Sahra’yı öylece bırakıp kapıyı açmaya gitti. Arda okuldan izin alıp gelmişti. Faruk şaşkınlığını gizleyemedi. “Senin ne işin var bu saate?” diye sordu. Çantasını yere atıp üzerinden atlayan çocuk “ Bugün annem hastaydı. Onu merak ettiğim için erken geldim.” dedi.
139 
 Aldınmı Arabadan Ham Bostanı  (Mustafa Arif Razgartlı)

Abi sen rahat ol, az sonra bu iş bitecek.
140 
 Acemi Bahçıvan  (AHMET ÖZTÜRK )

Bir gül yetiştirecektim. Yalnız ben bilecektim. Yalnız ben sevecektim

Önceki Sayfa  1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30  Sonraki Sayfa




son eklenenler
Ardışık
Tayyibe Atay
Şiir > Sürrealizm
Fırtına
YILDIZ AKA
Öykü > Bireysel
Büyümek
YILDIZ AKA
Öykü > Bireysel
Azurit Yolu
YILDIZ AKA
Öykü > Bireysel
Gün Doğdu Seherden
Yeter Özhal
Öykü > Aşk ve Romantizm
Kim Bilir?
Yûşa Irmak
Öykü > Bireysel
Yalnızlık
Ersin KURT
Öykü > Bireysel
Maviden Bozma
PINAR ÖNALAN
Öykü > Bireysel

 


 


Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.