Hadi, yine öyle bak seviyor gibi, yeniden yak yüreğimi
Kızarsın yüzüm, tutulsun dilim, bir garip olalım, sevdalanalım
Vakit çok mu geç, sevemezmiyiz, ağarmış saçlarımın suçu benimmi?
Varsın geçsin yıllar, ağarsın saçlarım, yine öyle bak, beraber yanalım
Pek bir şey söyleme, seviyorum deme, yıllar çok şey aldı, sözüm yok kendime
Ben yine suskunum, ben yine sensiz, bir nedeni yok, seviyorum nedensiz
Gönül had bilmiyor, yak ki yanalım, dö
siz değerli izedebiyat okurları için etrafımda pişmanlığı barındıran gözlemler yaptım ve bu gözlemlerime dayanarak insanların pişmanlığın rüzgarına kapılmamaları gerektiğini anlatmak istediğim bu yazıyı kaleme aldım siz değerli okurlarımızla buluşturmam gerektiği düşüncesi ile yayınlamaya karar verdim.
değerli iz edebiyat okurları siz değerli takipçilerimiz için insan yaşamının büyük bir bölümünü işgal etmekte olduğuna inandığım bu yazımı kaleme almayı uygun gördüm ve sizleri bilgilendirmek amacı ile yayınlamaya karar verdim.
insan yaşamı ne yazık ki her daim geç kalmışlıkların uğratmakta olduğu zararların altında ezilmektedir.
Oku da kendini haklı çıkar, diye yazdım tüm bu satırları. Seni kendime kırdırmak için değil. Yazılarımın son olduğunu düşünenlere ve sabırsızlıkla bekleyenlere duyurulur: Bu son yazım değil ama sizi temin ederim son hikâyemdir!
Hayat benim gözümle basit ve acımasız bir döngü yalnızca tek bir
felsefe adamının Sokrates hayat ızdırap demiş çokta afilli hayatta fazla ayrıcalık var aslında coguda ızdırap bazılarına fazla kolay adaleti
Sorgulamak fena olmaz...
Varlığım bir okyanus. Kendi sularımda boğuluyorum. Çırpınışlarım, haykırışlarım bir dalga sesi. Kendimi atıyorum kıyılarıma. Sonra bir iç çekiş gibi kendimi çekiyorum yine kendime. Sürekli bir gelgit hali yaşıyorum. Varlığım boğuyor beni.