Matematiğe, yalnızca yaratıcı bir sanat olduğu sürece ilgi duyarım. -Godfrey Hardy |
|
||||||||||
|
Sapıklar ve seri cinayet katilleri neden kolay kolay yakalanamaz ya da hiç yakayı ele vermez? Küçük erkek ve kız çocuklarına canice tecavüz eden ve sonra da akıl almaz şekilde parçalayarak öldüren ve yaptıklarından haz ve zevk alan sapık katillerin soğukkanlı ve zeki olmalarını nasıl izah etmeli. Sapık katillerin en önemli özelliği ve belki de kolay kolay yakalanamamaları nedeni de ekonomik durumların iyi olması ve statü sahibi olmalarıdır. İyi giyinen, aile sahibi, iyi bir işleri olan, çevrelerinde saygı uyandıran, zeki ve başarılı olan sapık katiller, emellerini ve sapıkça hazlarını rahatlıkla gizleyebiliyorlar. Toplum içinde parmakla gösterilen bu sapık katiller, kendilerini çok iyi bir insan maskesi görünümüyle kendilerini tanıtırlar. Dışarıdan bakıldığında yardımsever, insancıldırlar. Olaylar ve sorunlar karşısında soğukkanlı olan, anlayışlı, mülayim görüntülü bu sapık katiller aynı zaman iyi konuşan, algıyı iyi yöneten insanlardır. Türkiye’de az olan sapık katilleri, millet olarak genelde sinema da daha çok görüyor, hayranlık kin karışık duygularla izliyoruz. Sapık katillerin zeki oyunları ve polisi aşan zekalarına rağmen takıntılarından dolayı kendilerini ele veren katiller, sinema kurgusunda en sonunda yakayı ele verirler. Ama gerçeği hiç öyle olmadığı gerçeğini unutmamak gerekir. Şimdiye kadar sinema da çoğunlukla Amerikan sinemasında sapık katilleri gördük. Az da olsa Avrupa sinemasında rastladık. Ama İsrail sinemasında İsrail sapık katillerine pek rastlamadık millet olarak. Sapık ve seri katilleri sinema da izlerken, sapık katilleri Amerika ya da Avrupa ülke insanıyla özdeşleştirdik ve o ülkelerin insanı hakkında bir fikir edinmeye çalıştık. Ve sinemadaki sapık ve seri katilleri onlara mal ederek, ürkütücü bir sosyoloji sonuçlar çıkardık. Peki, İsrail sinemasında işlenen Sapık ve seri katilleri İsrail politikası ve insanıyla nasıl özdeştirmeliyiz ve İsrail sineması üzerinden nasıl bir İsrail okuması yapılabilir. Bu sorunun cevabını İsrail yapımlı ve yönetmenliğini: Aharon Keshales, Navot Papushado yaptığı: Big Bad Wolves (Büyük Kötü Kurtlar-2013) filmi üzerinden bulmaya çalışacağız. Sinema hiçbir zaman ülkesinden ve insanından bağımsız tema işlemez. Dolaysıyla yapacağımız çağrışım belki tam anlamıyla İsrail insanını karşılamazsa da büyük ölçü de benzerlikler içerecektir. Konumuz dört psikopatı konu alıyor. Küçük çocukları kaçırıp, tecavüz eden ve sonra başını kesen sapık katil ve katili bulmaya çalışan üç kişiden oluşuyor. Sapık katil, din dersi veren bir öğretmen. Ahlak, erdem, şefkat, merhamet ve sevgi insanı olması gereken din anlatıcısı öğretmen, icra ettiği mesleği, sadece para için yaptığı ya da kendini kamufleetmek için bu mesleği seçtiğini görüyoruz. Böylece üzerindeki bütün şüpheleri dağıtmış olur. Peki, filmi kurgusunda bir din anlatıcısının yer alması sıradan bir tercih mi? Yoksa özellikle seçilmiş midir? Bizce kurgu da sapık katilin din anlatıcısı olması özellikle tercih edilmiştir. İnsanlara bir din anlatıcısının sapık katil olduğunu söylerseniz, insanların artık kimseye güveni kalmaz. Din anlatıcılarını kötülemek ve insanları din adamlarından, dinden soğutmak için en kötü rol neyse, o rol da oynarlar. İsrail’in polis ve subayların, sapık katilden farkının olmadığını en güzel örneğini bu filmden görüyoruz. Nedeni ne olursa olsun, sapık katil yapılan işkenceler bir zorunluluktan değil sanki bir zevkin ve tecrübenin izlerini taşıyor. İnsanların kendi adaletlerini işkenceyle yerine getirme gayretleri bu filmde net bir şekilde karşımıza çıkıyor. Sapık katilin yaptığı katliamları anlamak kolay da normal İsraillerin yaptığı işkence ve psikopatlığını anlamak zor. Normal insanların bu ruh hallerin kaynağı nedir? Bir toplumun insanları neden bu kadar zalim ve acımasız. Merhametlerini yitirmişler. Filistinleri düşman olarak gören İsraillerin silahla gezmeleri ve gördükleri Filistinlere yamyam ve barbar gözüyle bakmaları, kendi işkenceci ruhlarını görmemize engel değildir. Bir hayalet gibi at sırtında dolaşan Filistinliye olan bakış, bir köpeğin bir yabancıya bakışından farklı değildir. Sırf Filistinlileri konu edinme adına hayalet at sürücüyü arada bir belirmededir. Tabii hayalet Filistinlinin filmin sonlarına doğru ancak varlık nedenini anlıyoruz. Gayet modern bir Filistinlinin İsraillerin neden kendisine düşman gibi baktıklarını anlamamış gibi bir replik takılması, seyircinin kafasına bir sürü soru işareti getiriyor. Osman Tatlı Osmantatli@gmail.com www.osmantatli.com.tr
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © osman tatlı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |