..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kurguyla gerçek arasındaki ayrım, kurgunun mantıklı olmak zorunda olması. -Tom Clancy
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Tarihsel Olaylar > Salih Zeki Çavdaroğlu




11 Haziran 2020
Ayasofya' Nın Müze Olarak Kullanılması Bir Mülkiyet Hakkı İhlalidir  
Salih Zeki Çavdaroğlu
Ayasofya' nın mülkiyet hakkı...


:IAB:
.

Türkiye’ de 1876 tarihinden beri ; Kânun- ı Esasiye ismi ile başlayıp, daha sonra, 1921’ de Teşkilât- ı Esâsiye Kanunu, Cumhuriyetin kuruluşu ile 24 Mayıs 1924’ te kabul edilen, daha sonra, 27 Mayıs 1961’ de, ondan sonra da 7 Kasım 1982’ de kabul edilen bütün Anayasalarımızın “MÜLKİYET HAKKI” üst başlıklı maddelerinde, mülkiyet hakkının “ kutsallığı ve dokunulmazlığı” na hassasiyetle vurgu yapıldığı görülecektir.
Bu günlerde, Türkiye olarak, herhalde kamu oyunu meşgul eden en önemli gündem; “ Ayasofya Müze olarak mı kalsın; yoksa tekrar Camii olarak mı hizmet versin?” sorusunun cevabıdır.
Konunun ; Bakanlar Kurulunun 1935’ de tek taraflı bir kararı ile müzeye çevrilen Ayasofya’ nın, o tarihte yürürlükte olan ve İsviçre Medeni Kanunu’ ndan adapte edilen, 4 Ekim 1926 tarih ve 743 sayılı Türk Medenî Kanunu’ nun “ Aynî Haklar” bölümündeki ve yine o tarihte yürürlükte olan, Tapu Sicil Nizamnamesi hükümleri ve Tapu Sicili konusunda, anlaşmazlığa düşen Medenî Hukuk Profesörlerinin dahi, görüşüne müracaat edip, onun verdiği “ mukteza” ları kabul ettikleri, rahmetli Hocam, Tapu Kadastro Genel Müdürü Galip Esmer Bey’ in, 1060 sayfalık dev eseri, “ MEVZUATIMIZDA GAYRİMENKUL HÜKÜMLERİ” isimli, 1960’ lı yıllarda yazılmış ama, hâlen bir başka eserle aşılamamış kitabındaki bilgiler çerçevesinde değerlendirilmesinin uygun olacağını düşünerek, bu konuyu inceleme cür’etine giriştim.
Kadastral işlemleri yapılıp, Tapu kütükleri tanzim edilmiş bir beldede, gayrimenkul mülkiyetinin, ya da mülkiyetin gayri aynî hakların, rızâi ya da kazâi olarak el değiştirerek edinilmesinin, tartışmasız tek göstergesi “TAPU SENEDİ” dir. İster özel şahıs veya tüzel kişi, herhangi bir arazi, arsa, yada binaya ilişkin bir tapu senedine sahip ise, onun mülkiyet hakkı, ancak ve sadece bunun yine Tapu Sicil Müdürlüğü nezdinde, karşılıklı rızayı beyân eden bir temlik ile takrir sonrası “icap-kabul” ün, ” Resmî senet” e imza ve bunun “ Tapu Kütüğüne” tescil edilmesi ile, hukukî bir değer kazanır.
Gayrimenkul mevzuatında, yukarıdaki rızaî işlemlerin dışında, herhangi bir karşılıklı akdi gerektirmeyecek, özellikle, kamu yararı söz konusu olduğunda , ilgili idarenin “ istimlâk” hükümleri çerçevesinde, tescilsiz ve tek taraflı iradesi ile edinebileceği , hususlar da sayılmıştır. Ancak bu işlemlerin dahi, kullanılabilir bir hak haline gelebilmesi için, o gayrimenkulle ilgili olarak, gerekli bedelin, mal sahibi adına, ilgili bankaya yatırılıp, vergi vb. diğer işlemlerin de yerine getirilip, önceki mülkiyet hakkı sahibinin de bunu kabulüne dair Tapu’ da yapılacak, bir yazılı sözleşme şartı vardır.
Kaldı ki, tapu senedinde Ayasofya’ nın vasfı hâla AYASOFYA CAMİİ ŞERİFİ olarak kayıtlıdır.
Her hangi bir sade vatandaş dahi, kendi adına tapuda “ mesken” olarak kayıtlı binasını “ işyeri “ olarak kullanamazken, Ayasofyanın müze olarak kullanılması da, affedilemeyecek, bir göz yumma, bir idare-i maslahatıdır.
Ayasofya’ nın, “ müze “ yapılmasında böyle bir prosedür uygulanmış mı ? Göremiyoruz.
Aksine, sanki ülkede bir Anayasa, Medenî Kanun, Tapu Sicil Mevzuatı vd. hukuki metinler ile diğer hukukî teminatlar yokmuş da, feodal bir yapı hüküm sürercesine, 1935 yılında Bakanlar Kurulu’ nun, birkaç cümlelik tezkeresi ve sonunda “böyle oluna “ buyurganlığı ile yaptığı tasarrufun, hiçbir hukukî dayanağının olmadığı, gün gibi ortadadır.
Bu sebeple, Ayasofya’ da Devlet’ in, 85 senedir, Kültür Bakanlığı eliyle kullandığı intifa ve işletme hakkı, her türlü hukukî dayanaktan yoksun ve tamamen fuzulî işgal mahiyetindedir.
Ayasofya’ nın Tapu maliki vakfın tüzel kişiliği, hâlen mevcut ve ayrıca Kapalıçarşı’ nın da maliki ve tasarruf sahibidir.
Vakıf Mütevelli Heyeti’ nin hâlen bu durumu kabullenmesi de , görev ihmali addedilecek bir kayıtsızlıktır.
Onların, bu gün 85 yıllık bu mülkiyet gaspına, onca yıllık işgalin, gecikme bedelleri ile , müzenin günlük giriş bedellerini baz alarak toplam ecrimisil bedelini taleb ederek , Kültür Bakanlığı aleyhine davâ açması mevcut kanunlarımızın öngördüğü en tabii haktır.
Aslında bu işin çözüm yeri, bu günkü mer’ i kanunlara göre Danıştay vd. yargı kurumları değildir.
Bu gün, şahsen benim, tapu ile sahip olduğum, Sultanahmet Meydanında 4 m2. lik bir büfemi, bir gün devlet bir kararname ile, benim değil rızamı almak, tebligat bile yapmadan ve hiçbir bedel ödemeden, meselâ onu “Turizm Danışma Bürosu” yaptığını ferman eylese idi, İstanbul Valiliği’ ne , bir dilekçe ile müracaat ederdim ve talebim şu olurdu :
“ 4.12.1984 tarihli, 3091 sayılı, TAŞINMAZ MAL ZİLYEDLİĞİNE YAPILAN TECAVÜZLERİN ÖNLENMESİ HAKKINDA KANUN uyarınca, tapu senedi ile kayden maliki bulunduğum gayrimenkulümün üzerindeki fuz’ulî işgalin kaldırılıp, tekrar tasarrufuma iadesi hususunda gereğini arz ederim.
Saygılarımla…"


Salih Zeki Çavdaroğlu
11 Haziran 2020

https://ferahnak.wordpress.com/2020/06/11/ayasofya-nin-85-senedir-muze-olarak-kullanilmasi-acikca-mulkiyet-hakki-ihlalidir-yani-tapu-kaydi-nin-mulkiyet-sahibi-ve-vasfi-nin-devlet-tarafindan-bir-hak-gasbi-fiilen-degistirilme/



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın tarihsel olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Mukaddes Kitabımız’daki Âyetler ile Tarihî Veriler Işığında: Türkiye’de Yahudicilik Hareketleri
1923’ Te Okullarda Türk Mûsıkîsi Öğretimi Yasaklanmıştı!..
Tarih Boyunca Türkçemiz’ E ‘sadeleştirme’ Adına Yapılan İhanetler ve Bunun Sonuçları
Türkiye’ Nin 'Batılılaştırılma 'Projesi Kapsamında Radyo’ Nun Misyonu Neydi?
Ziya Gökalp
Türkiye" de "Müzik Inkılâbı" Nın Gerçekleşmemesini, "" Bunu Karşı Devrimciler Engelledi "" Tezi Bir Çaresizliğin İtirafıdır
Osmanlıca’ Nın Tüketilişi Dilimizi Tarzanca’ Ya Çevirdi
Türkiye’ de Yargı 27 Mayıs Darbesi İle Birlikte Bir Anda Guguk’ A Dönüştü ve Meydana Gelen Hasar Bir Daha Asla Tam Anlamıyla Giderilemedi…
Ziya Gökalp’' In Musıki İnkılâbı Günlerinde Kendinden Menkul Müzikologluğu
Sultanü'ş Şuara Necip Fazıl’a Dair Hatırlayabildiklerimiz…

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yazdıkları İle Yaşadıkları Aykırı Bir Sanat ve Edebiyat Adamı
Cumhuriyetimizin Kuruluş Felsefesi
Türkiye’ Nin Önüne Konmuş ‘batılılaşma’ Hedefinin Ne Kadar Yanlış Bir Hedef Olduğunu Artık Anlamamız Gerektiği Günlerdeyiz
Chp Ne Kadar Solcu Ya da Sosyal Demokrat; Daha Doğrusu Bu İddiaları Ne Kadar Doğru?
Emperyalist Dünyanın Himayesindeki Piyanist Yine Sara Nöbetlerinde
Cinuçen Tanrıkorur
Türkiye’nin Siyaset Kroniği Piyanocusu Gene Hariçten Lied Okuyor!
27 Mayıs 1960 Darbesini Öncesi ve Sonrasında Sıcağı Sıcağına Yaşamıştık
Münasebetsiz Muhtar Efendi
Ülke Olarak Yıllardır Sosyal Şizofrenlerimizle Uğraşıyoruz…

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Vefatının 67. Yılında Ziya Osman Saba’ Yı Rahmetle Anıyoruz... [Şiir]
İki Bedene Tek Ruh [Şiir]
Adı Konulmamış Duygular [Şiir]
Aşk Bir Terennüm İse [Şiir]
Hayal Bazan Gerçeği Aşar [Şiir]
Sensizlik Beyitleri [Şiir]
Yağmuru Beklerken [Şiir]
Her Şey Geçmişte Kaldı [Şiir]
Vesvese [Şiir]
"" Mâzi Kalbimde Yaradır "" [Şiir]


Salih Zeki Çavdaroğlu kimdir?

Otuz yıldan fazla bir süredir Geleneksel Türk Musıkisi eğitimi aldım. Üsküdar Musıki Cemiyeti' nde 20 yıl korist - solist olarak görev yaptım. Bu güz Türk Musıkisi üzerine makaleler yazıyorum. (bkz. www. musikidergisi. com)

Etkilendiği Yazarlar:
N.Fazıl , C.Meriç, B.Ayvazoğlu,


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Salih Zeki Çavdaroğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.