..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sanatçının işlevsel tanımı bilinci neşelendirmektir. -Max Eastman
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Yûşa Irmak




7 Şubat 2022
Yalnız Yıllar  
Yûşa Irmak
Büyümeyi önlemek mümkün değil ve büyüyen yalnızlıklarımızı… Büyüdükçe yalnızlaşıyor insan. Aslında kendine dönüyor, aynaya bakmaksızın kendini görmeye çalışıyor kendi içinde. Kendisini aramaya ve bulmaya yöneliyor. Yoğun bir arayış bu. Yaratıldığı çamuru, yaşamanın gerçeğini arama durumu..


:EFG:
Büyümeyi önlemek mümkün değil ve büyüyen yalnızlıklarımızı…
Büyüdükçe yalnızlaşıyor insan.
Aslında kendine dönüyor, aynaya bakmaksızın kendini görmeye çalışıyor kendi içinde.
Kendisini aramaya ve bulmaya yöneliyor.
Yoğun bir arayış bu.
Yaratıldığı çamuru, yaşamanın gerçeğini arama durumu..
Adem’e ulaşmak istercesine zorluyor insan kendini, bunalıyor, gerginleşiyor.
Galakside uzak bir köşede buluyor insan kendini.
Çevresine özgün bir kabuk örüp, diğerlerinden soyut bir dünyanın içine kapanıyor.
Tıpkı ipek böcekleri gibi…
Geçmiş unutuluyor.
Ya da unutulmuş gibi yapılıyor.
Unutulmuyor aslında.
Tüm hatlarıyla derince muhasebe yapılıyor.
Arkadaşlıklar, oyun günleri, kiraz ağaçları, kırgınlıklar, sevinçler, bekleyişler ne varsa hepsi bir bir hesaba çekiliyor.
Yine tıpkı ipek böcekleri gibi insan, bir süre sonra bambaşka bir şey olarak çıkmaya hazırlanıyor ördüğü kabuğun içinden.
Yalnızlık olgunlaştırıyor insanı.
Sınayarak, acı çekerek düşündürerek olgunlaştırıyor.
Yalnızlığı yaşayan insan kendisiyle kucaklaşıyor.
Ne ateşli sevgilerin uçarılığı, ne kalabalık coşkuların yüzeyselliği, ne arkadaşların gevezeliği…
Yalnızlıkta kendisine her zamankinden daha yakın, daha aşina insan.
İçte “ben” patlamaları yaşanıyor yalnızlıkta ve insan kendi derinliğini keşfediyor.
Başkalarından esinlenmediği, yalnızca kendisinin ürettiği bir güzeli koyuyor ortaya.
Benliğini fark ediyor.
Güçlenmiş, korkusuz, ileriki yıllara hazır bir insan olarak yeniden kalabalığın, galaksinin diğer gezegenlerin arasına katılmayı düşünüyor.
Bu kez farklı bir anlam kazanıyor çevresindeki kalabalık.
Kendi ismini coşkuyla haykırıyor insan.
Biraz tasavvuf, biraz zamanın zorunlu çilesi, çokça da gerçeklerle başbaşalık demek yalnızlık.
Yalnızlıktaki gerçek muhasebeleri aklın kapılarını zorluyor.
Dünyanın, şehirlerin, çağ insanının iki yüzlü gerçekleri değil, aklın gerçeği hükmediyor insana.
İnsan, o gerçek içinde bir yer buluyor kendine.
Yaşamayı anlıyor ve sonra, anlayarak yaşamaya çalışıyor.
Yalnızlık, dünyanın ve yaşamanın bir başka kapısını aralıyor insan için.
Yalnızlık, bir hedef değil elbette.
Bir tür gerçeği bulma yolu o, bir tür fırsat.
İçinde bulunduğumuz zamanın insanı zorunlu olarak yalnız zaten.
Ama yalnızlık, bir kalabalığın, bir çocukluğun yolu aynı zamanda.
Aklın kapısından geçilip ulaşılan bir çokluk, bir bereket, bir realite…
Yalnızlık; bir ümit, ışıklı kalabalıklara doğru…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Günbatımı Eski Bir Masada Başladı Her Şey
Kaygı ve Endişe İnsanı İnsanlıktan Çıkartır
Benjamin Button'un Tuhaf Hikayesi'nin Düşündürdükleri
İki Burçlu Bir Kale: Zaman!
Dünyaya Açılan Yol
Kendini Anlatma Şekli
"Güzel"in Anadilini Konuşursak Ne Olur?
Yürek Evinde Oturmak
Güzelliğin Evine Kurulmak
Kendini Çimdiklemek!

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
"Bir Çürük İpliğe Hülya Dizmişiz. ""
Sen Kimsin?
İşlenmemiş Cevherler Ülkesi: Türkiye
Geçmişi Geçmişimiz Olan Şehir: Bosna - Hersek
Dilaver Cebeci
O Kelime!
İstanbul’u Düşünmek
13 - 14 Yaşındaki Kız Çocukları Hakkında…
Sonbahara Birlikte Yürümek
Abdülhamid, Abdülhak Hâmid ve Karındeşen Jack

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sakin Bir Acı [Şiir]
Geldim [Şiir]
Sözün Çiçeği [Şiir]
Gözbebeği Turşusu [Şiir]
Bilemezsiniz [Şiir]
Bir Hicran Nağmesi [Şiir]
Geceye Kâside [Şiir]
Sevgiliye Hasretle [Şiir]
Benimle Ölür Müsün? [Şiir]
Beste-i Nigar [Şiir]


Yûşa Irmak kimdir?

Felsefe ve edebiyat aşığı! Yayıncı, gazeteci ve kitapsever. . .


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Yûşa Irmak, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.