..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Ýnsan - iþte tüm sýr burada. Bu sýr üzerinde çalýþýyorum, çünkü kendim de insan olmak istiyorum." -Dostoyevski
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Sinema ve Televizyon > osman tatlý




11 Mayýs 2010
Ulak / Film Eleþtirisi  
osman tatlý
Dilim olmasa ben ne eylerim" "Dudaklar sussa da kalbin yüz dili vardýr." "Ulak, bana kalbimin karanlýðýný gösterdi. Kalbimin karasý gözümü kör eyledi. Can almakta, vermekte yaratana mahsus ama ne eylersin kul kulu kötü eyledi. Yaþamak haramdýr benim gibisine…"


:BJBH:
I.

"Dilim olmasa ben ne eylerim"
"Dudaklar sussa da kalbin yüz dili vardýr."
"Ulak, bana kalbimin karanlýðýný gösterdi. Kalbimin karasý gözümü kör eyledi. Can almakta, vermekte yaratana mahsus ama ne eylersin kul kulu kötü eyledi. Yaþamak haramdýr benim gibisine…"
"Ulak gelecek sana kalbinin karasýný gösterecek, gözünü kör eyleyecek. Bekle! Bekle hele Ulak Ýbrahim sana gelecek"

II.

Gelenek oldu bir yönetmenin son filmiyle önceki filmleri karþýlaþtýrmak. Her gelenek gibi yönetmenlerin filmlerini kýyaslama anlayýþý zamanla amacýndan uzaklaþtýrýldý. Yönetmenler yeni bir filme baþlarken önceki filmi her þeyiyle bir kenara býrakarak çalýþmalara start verirler. Dolaysýyla iki çalýþma birbirinden baðýmsýzdýr. Devam filmleri haricinde ve teknik çalýþmalar dýþýnda bað kurmaya çalýþarak yorum ve eleþtirilerde bulunmak eksik bir yaklaþýmdýr. Ancak eleþtirmenler iki film arasýndaki farklýlýklarý gözetmeden bað kurarak eleþtirmeyi sever hale geldiler. Eleþtirmenlerin bu tarzý birazda yapacaklarý eleþtirilere güç katmak ve bir þeylerin söylenmesini kolaylaþtýrmak refleksiyle sürdürülür oldu. Çoðu kere de bu eleþtiri tarzýnýn kolay ve rahat olmasýnýn payý vardýr. Eleþtirmenler önceki filmde bunlar, þunlar vardý yoktu; yeni filmde bunlar var þunlar yok. Daha önce þöyle yaptý, þimdi böyle yaptý yaklaþýmýyla filme baþarýlý veya baþarýsýz etiketi vermektedirler. Böylece uzayýp giden cümlelerle sayfalarýn doldurulmasý veya uzatýlan mikrofonlarýn boþ çevrilmemesi kolaylaþmaktadýr.

Bu gelenekçilerin yeni hedefi: Çaðan Irmak. Irmak, Babam ve Oðlum yapýtýyla gönülleri fethetti. Bütün gözleri üzerine çekmeyi baþardý. Sinemasý için bir trent oluþturmayý baþardý. Böyle olunca yeni çalýþmalarý dikkatle takip edilmeye baþlandý. Acaba bu sefer nasýl bir filmle seyircinin karþýsýna çýkýlacak meraklarýyla beklenilmeye baþlandý. Ýþte bir önceki filmin yarattýðý duygusal sempatinin gölgesinde Irmak yeni bir senaryoyla seyircisiyle buluþtu. Her ne kadar Irmak'ýn kendini kabullendirme ve önceki filmin tarzýndan gitme gibi bir derdi ve kaygýsý görülmese de izleyiciler ve eleþtirmenler bunu dert edindiler. Irmak içinde zor bir durum tabii çok ses getiren bir filmden sonra tekrar beyazperdeye selam durmak… Ve görüldüðü kadarýyla Irmak geliþmelere karþý daha olgun ve iþ bilir bir tutumla kamuoyunun karþýsýna çýktý.

Her sanat dalýnda olmamasý gereken ama giderek kural haline getirilen bir durum vardýr. Bu da baþarýlý olanlarýn özel hayatlarýnýn gündeme getirilmesi ve sorgulanýr olmasýdýr. Ortaya konulan sanat yapýtýndaki temalardan yola çýkýlarak cýmbýzla çekilenlerle sonuca varýlma gafletine düþünülmektedir. Cýmbýzla çýkarýlan sonuçlara bakarak yapýlan yorumlar sayfalar tutmaktadýr. Ve magazinleþerek devam etmektedir. Bu da bir baþarý olarak sunulur. Yorumlar sanki sanatçýnýn kendisiymiþ gibi muamele görür. Irmak'ta son filmiyle bu anlayýþýn oklarýndan nasibini fazlasýyla aldý. Irmak yapýlanlarýn ne kadarýný ciddiye aldý bilinmez ama açýklama gereði duymamasýndan yapýlanlarý pek önemsemediði anlaþýlýyor.

Farklýlýk her zaman dikkatleri üzerine çeker. Yeni bir þey ortaya koymak, eskiyi yýkmak ya da eskinin izinden gitmemek tabularý yýkmaya benzer. Bu da zor olandýr. Bu durumu göðüslemek zordur. Tabucularla uðraþmak, laf anlatmak ve kendini dinlettirmek deveyi hendekten atlatmaktan daha zordur.

III.

Ulak ne Mesih ne peygamber ne de kurtarýcýdýr. Ulak; kaderci-teslimiyetçi ya da devrimci de deðildir. Ulak sadece masal dünyasýnýn sinema dilidir. Bir zamanlar kültürümüzün parçasý olan, ama þimdi yerinde yeller esen hayal dünyamýzdýr. Ulak insanlarýmýzýn akþamlarý bir araya gelerek, saatlerce anlatýp, hayranlýkla dinledikleri masallarýn beyazperde de anlatým cesaretidir.

Ulak, iyiyi anlatabilmek adýna ahlaki ve sosyal konularý ele almýþtýr. Konunun daðýlmamasý, masalsý havasýnýn daðýlmamasý adýna çok þey anlatma derdine düþmemiþtir. Toplumlarýn yozlaþan yönlerine parmak basmaya çalýþmýþtýr. Bunu yaparken de bütün dinlerin temalarýný ve son dönem geliþmeleri ortak bir potada eritmiþtir. Ýdeolojik anlayýþlardan kendini sýyýrarak, toplumu kuþatan bir simge diline baþvurmuþtur. Irmak'ýn, sosyal ve ahlaki deðerlerin yozlaþmasýný ön planda tutmasý, ideolojik kaygýlardan çok yitirilmeye baþlayan deðerleri diriltme kaygýsýný öncelemiþtir. Masal dünyasýnýn imge ve sembollerini çaðdaþ isimlerle süslemek ve çaðdaþ vurgularý doðrudan vermek Ulak'ý Ulak olmaktan çýkarýrdý.

Ulak, çocuklarýn masum, inançlý ve cesurca iyiyi sahiplenme duruþundan büyüklere mesaj verme gayreti içine girmiþtir. Ulak, insanlara kendilerini göstermek ve ayna olmaya çalýþmaktadýr. Ýnsanlar kendilerine ait olmayan anlayýþlarýn peþinde kendilerine yabancýlaþtýklarýndan Ulak, insanlara gerçeklerini yüzüne vurma misyonunu üstlenmiþtir…

Masallar, iyiyi ve kötüyü hayal âleminde canlandýrma oyunudur. Masallar nesilden nesile dönemin renklerini alarak aktarýlýr. Dönemin siyasi, kültürel, ekonomik, eðitim, aile, savaþ ve sosyal vakalarýna göndermeler yaparlar. Masaldan herkes kendine düþeni alýr. Kendine dersler ve amaçlar çýkarýr. Dinleyiciler anlatýlanlarý günlük hayatla bað kurarak somutlaþtýrýrlar. Nitekim Ulak'ta çocuklardan masaldaki iyileri ve kötüleri çevrelerinde bildikleri tanýdýklarý birinin simasý olarak canlandýrmasýný istemektedir. Böylece masal gerçek hayata indirgenerek, soyut anlatýmdan çýkarýlmak istenmektedir. Bu yapýlarak her çocuðun masalda kendi dünyasýný kurmasý saðlanýyor. Bir nevi de her çocuk kendisi ve çevresiyle hesaplaþmaya götürülüyor. Filmdeki geliþmelerde bu yaklaþýmýmýzý doðrular niteliktedir.

Filmi iki ana bölüme ayýrmak gerekmektedir. Birinci bölüm Gezgin/Seyyah Zekeriya'nýn köye gelme aný ve öncesindeki köy yaþantýsýdýr. Ýkinci bölümde ise, Gezgin/Seyyah Zekeriya'nýn masalýný anlatmaya baþlamasýndan sonra gelen geliþmelerdir.

Zekeriya'nýn geldiði köy; çocuklara zulüm eden, çocuklarý döven, çocuklarý aðýr iþlerde kullanan bir halktan oluþuyor. Çocuklarýyla ilgilenmeyen, sevgi gösterisinde bulunmayan ebeveynler bulunmaktadýr. Erkekler kaba ve anlayýþsýz insanlardýr.

Köyde fahiþelikle beraber oðlancýlýk köylüler arasýnda yaygýnlaþmýþ, küfür ve insanlarý aþaðýlamak normal bir hal almýþtýr. Ýnsan dövmek, öldürmek ve kavgalar köylünün rutin hayatý olmuþtur.

Çocuklar, büyüklere nazaran kendi aralarýnda daha uyumludurlar. Daha iyi anlaþýyorlar. Oyunlar oynuyorlar. Büyüklerin kendi aralarýndaki sürtüþmelerine ve kavgalarýna anlam veremeyip büyüklerinin yaptýklarý karþýsýnda üzülmektedirler.

Gençliðinde fahiþelik yapan bir kadýnýn kendi öz kýzýný zorla fahiþelik yaptýrabilecek kadar ahlaki deðerleri deforme olmuþtur. Ve yaptýklarýný çekinmeden rahatlýkla dillendirebilmektedir. Kýzýnýn durumunu haklý gerekçelerle savunan anne kýzýný zincirle de baðlamayý bir marifet sayabilmektedir. Bütün köylü bu annenin yaptýklarýna göz yummaktadýr. Sadece Meryem bu yapýlanlarýn haksýzlýk ve doðru olmadýðýný haykýrsa da anne tarafýndan hakaretlere, küfürlere hatta dayaða varacak tepkilere maruz kalmaktadýr. Köylü de film seyreder gibi izleyerek durumdan keyif almaktadýr.

Sözün kýsasý kötüler köyde hâkimiyetlerini ilan etmiþ, saltanatýn tadýný çýkarmaktadýrlar. Kötülük normalleþmiþtir. Ýyiler pasife edilmiþ, geliþmeleri uzaktan sessizce izlemekle yetinmektedirler. Sayýsý az olan iyilerin arada bir tepkileri de cýlýz kalmaktadýr.

Pasifsize edilmiþ ve geliþmelere boyun eðen birkaç iyinin dýþýnda, bozulmamýþ çocuklar da vardýr. Dünyalarý hala iyilikten yana olan çocuklarýn bu iç dünyalarýna tercüman olacak ve kendilerini kanalize edecek biri gerekmektedir.

Köyde okuma yazma bilen yok. Sadece kahvecinin oðlu okuma yazma bilmektedir. O da ezilmiþlik psikolojisinden nasibine düþeni aldýðýndan, çaresiz iyi bir kahraman durumundadýr.

Ýyilerin çýkmaza girdiði, kötülüðün her yönden rüzgâr gibi estiði bir zaman diliminde Seyyah-Gezgin köye gelir.

Ahlaki ve sosyal çöküntü içinde yüzen köylünün gözünde gezgin, yabancý ve tehlikelidir. Uzak durulmasý gereken biridir. Ýlginçtir gezgin köyün büyüklerini muhatap almamaktadýr. Sadece çocuklarla iletiþime geçmektedir. Bunda çocuklarýn zihin ve duygu dünyalarýnýn hala bozulmamýþ olmasýnýn etkisi büyüktür. Çocuklar ön yargýlý deðildirler. Kötülük iç dünyalarýný hala kirletmemiþtir. Çocuklar saf ve temizdirler. Çocuklarýn merhamet ve vicdani yönleri hala körleþmemiþtir. Kötülükle yüzleþmemiþ ve büyüklerden gördükleri acýmasýzlýðýn etkisiyle iyiliðe daha yakýn durduklarýndan Gezgin için çocuklar bugünün ve yarýnýn yeþerecek filizleridir. Çocuklarýn yönlendirmesi ve ilgisini toplamak gezgin için daha kolaydýr.

Çocuklarýn köy hayatýndan memnuniyetsizlikleri nedeniyle masaldan etkilenmeleri ve masaldakilerini reel hayata aktarmalarý hem kolay hem de hýzlýdýr. Gezginin etkileyici anlatýmý ve anlatýma oyunculukta katmasýyla çocuklarý kuþatmasý ve etki býrakmasý kolaylaþmaktadýr. Ayrýca gezgin anlatýma oyunculuk katmasý çocuklarýn dikkatinin daðýlmasýnýn önüne geçerek, çocuklarýn anlatýlanlarý bütünüyle algýlamasýný saðlamaktadýr.

Masal, çocuklarda bir deðiþim yaratýyor. Önceleri sakin olan Ferhat zalim-gaddar babasýnýn yüzüne - dayak yiyeceðini bile bile - haykýrýyor. Ömer babasýna korkmadan karþý çýkýyor. Sevdiði kýza karþý duygularýný dedikodulara ve kafasýnýn karýþýklýðýna raðmen açýyor, kýza kendisiyle kaçmasýný söylüyor. Hatta Ömer'in cesareti köyün en zalim ve gaddar adamýný dövecek noktaya kadar varabiliyor.

Meryem, gezginin gelmesiyle daha doðrusu masaldan sonra daha anlayýþlý, hoþgörülü bir kadýn olmuþtur. Meryem, kýzýný pazarlayan kadýna giderek yumuþak ve tatlý bir dille yaptýðýnýn yanlýþ olduðunu anlatacak kadar akýllanmaktadýr.

Masal, iyinin iyiliðini; kötünün kötülüðünü dýþarý vurmasýný saðlýyor. Böylece köyde iki grup ortaya çýkýyor: iyiler ve kötüler. Her iki tarafta kendi gerçeðini ortaya koymaktadýr. Ulak'ta tarafsýz yok. Ya iyisin ya da kötüsün…

Ulak'ta iyi olmanýn yolu okumakla olur mantýðý kurulmuþtur. Okuyan ve yazan deðiþir, aydýnlanýr. Hayatýn anlamýna daha yakýndýr. Okumak insaný doðruya götürür. Ömer'in okumasý köyde bir farklýlýktýr. Gerçeði görmedir. Ömer okumasýyla cahillikten uzak kalmýþtýr. Mehmet'in yýllarca okumasý ve bir gecede aydýnlanmasý ve etrafýna deðiþimi anlatmasý yine okumanýn getirdikleridir. Mehmet'in kitabýný temize çekenlerin iyi olma ve iyi anlatma gayretini de okuyarak aydýnlanmanýn iþaretleri olarak kabul etmek gerekmektedir. Tabii her okuyan aydýnlanmaz tezi de unutulmamýþtýr. Kitabý kopya eden birinin yazmayý býrakmasý okumanýn getirdiði iyiyi içine sindirememesi her okuyan aydýnlanmaz tezidir. Yazmayý býrakan kiþi kendisiyle yüzleþmekten korkan okuyucularýn varlýðýna iþaret etmektedir. Kitap insanlarýn niyetlerini ortaya çýkarmýþtýr. Kötü niyetli kiþi deðiþime direnmiþtir. Deðiþmekle elindekilerini kaybetmeyi göze alamadýðýndan kötülüklerle iþ birliði yoluna gitmiþtir. Ve tehlikeyi yakýndan gördüðünden amansýz bir mücadeleyi baþlatanlarýn önde geleni olmuþtur.

Meryem'in kucaðýndaki saksý her ne kadar Leo filminden alýnma bir sahne görüntüsü olsa da umudu, canlýlýðý, sevgiyi, doðayý ve deðiþimin baþlangýcýný temsil etmesi anlamýnda önemlidir. Her þeye raðmen yeþilliðini ve tazeliðini koruyan bitki insanlarýn her koþul ve þartlarda ne olursa olsun canlýlýðýný ve diriliðini korumasý gerektiðine vurgu yapmaktadýr. Karanlýkta yaþayanlara, saksýyla hayat verilmek istenmiþtir.

Bir evladýn babasýnýn mezarýna iþemesi, amansýz cüzam hastalýðýna yakalanan kocasýna kadýnýn el sallamasý… Bu iki sahne dikkat çekicidir. Cesur bir yönetmenin çarpýcý sahneleridir. Çocuk, bir töreye, bir geleneðe en önemlisi kötülüðü temsil eden bir geçmiþin üzerine iþemiþtir. Yanlýþ yolda olan bir baba da olsa yanlýþý mazur görülemez. O yanlýþa saygý duyulamaz. Baba bir kültürü temsil etmektedir. Hem de iyiliði yok etmek isteyen, insanlýðý karanlýða mahkûm etmek isteyen bir kültürün önde gelenidir… Cüzamlý kadýn el sallarken her þeye raðmen sevginin ve saygýnýn varlýðýný anlatsa da, bir bitiþi ve çaresizliði göstermek istemektedir. Eðer iyi olsaydýn geri de kalmaz, sana güle güle demez, seninle yan yana kurtuluþa, aydýnlýða yol alýrdýk demeye getiriyor.

Çaðan Irmak, görselliðin çekiciliðini ve cazibesini müziklerle süslemeyi seviyor. Baþarýlý olmasýný da biliyor. Yakýn çekimler, mekânlar ve oyuncu seçiminde gayet isabetli tercihler yapmýþ. Ancak þunu söylemek istiyorum, üst üste çekilen filmlerde ayný oyuncularý kullanmayý pek doðru bulmuyorum. Sinema, ne olursa olsun farklý yüzlerle çekilmelidir. Dizi havasý vermemelidir. Devam filmlerinde sorun olmuyor. Ama farklý filmlerde ayný oyuncularýn olmasý seyirciyi sýkabilmektedir. Oyuncular baþarýsýz mý kesinlikle hayýr. Özellikle Zekeriya rolü gayet iyi idi. Çocuklar da layýkýyla rollerini yerine getirmiþler. Tek bir çocuðun ön plana çýkmamasý, senaryonun birkaç çocuk oyuncu üzerine daðýlmasý filme renklilik ve canlýlýk katmýþtýr. Böylece çocuklarda performans düþüklüðü yaþanmamýþtýr. Yönetmenlerin tanýdýklarý ve kendisiyle uyumlu oyunculara öncelik vermesi önemlidir. Ancak üst üste çekilen filmlerde bundan kaçýnýlmasý gerekmektedir.

Diyaloglarýn þiirsel bir dil olmasý ve konuþmalardaki tonlamalar seyircideki dikkat daðýnýklýðýný önlemiþtir. Diyaloglarýn bilgi amacý gütmemesi, bilgiyle büyüklük taslamamasý diyaloglarý sýkýcý ve bunaltýcý hale getirmemiþtir.

Ulak, üzerinde düþünülmesi gereken birçok imgeyi taþýmaktadýr. Ýçinde birçok mesaj taþýsa da seyredenler ancak kovadan kedilerine düþeni içeceklerdir. Kimisi çok kimisi az içecektir. Kim bilir belki tadýný beðenmeyip içmeye yanaþmayanlar olacaktýr. Belki birileri yarým içmeyi kendilerine yeterli bulacaktýr. Hangisi doðrudur bilemiyoruz. Zaten iyilerin sonunu da bilemiyoruz ki, ýþýða yol aldýlar.


Osman Tatlý

Suskun Sinema Yazýlarý / monakitap yayýnlarý
e-posta-msn: suskunsinemayazilari@hotmail.com

Künye:
Film: Ulak
Yapim: 2007 ~ Türkiye
Tür: Dram, Gerilim, Gizem
Yönetmen: Çaðan Irmak
Senaryo: Çaðan Irmak
Müzik: Evanthia Reboutsika
Oyuncular: Çetin Tekindor
Hümeyra, Yetkin Dikinciler
Þerif Sezer, Cemal Hünal
Melis Birkan, Feride Çetin




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn sinema ve televizyon kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýklimler / Film Eleþtirisi
120 / Film Eleþtirisi
Üç Maymun / Film Eleþtirisi
Neþeli Hayat
The Ýmam"ýn Savaþý Kiminle
Doldurmanýn Tadý Adýndan Deðil, Malzemesinden Anlaþýlýr
Türkiye Sinemasý ve Sinemada Algý
Þiddetin Yükselen Yeni Adý: Testere
Suskun Sinema Yazýlarý
Ýliþkilerde Ýklim Yapaylýðý

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Edebiyat Fakültesinde Dergi Çýkarmak
Niþantaþý"nda Kitap Okumak Kedi, Köpeklere Kaldý
Batý Rüzgarý Doðu Rüzgarý
Kitabýn Hayata Yansýmasý ve Yabancýlaþma
Köþe Sultanlarý
Doðu Felsefesi ve Kiþisel Geliþim
Sanal Sohbet
Facebook Dindarlýðý
Dershaneler Ne Ýþ Yapar?

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Yalnýzlýk Sözleri I [Öykü]
Hayalim Yazar Olmak [Roman]
Hayalim Yazarlýk [Roman]
Okuyorum Ama Yazamýyorum? [Roman]
Yazar Kimliði [Deneme]
Aþk ve Cinsellik Ayrý Þeylerdir [Deneme]
Aþk Yolculuðu [Deneme]
Yazar Konularý Nereden Alýr [Deneme]
Ýslamda Kadýna Kýrbaç [Deneme]
Aþkýn Kölesi Olmak [Deneme]


osman tatlý kimdir?

okuyucu ile beraber yolculuk yapmak


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © osman tatlý, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.