"“Kurgu yazarıysan, gerçeklikten biraz daha az mantıklı şeyler yazamazsan, kim okuyacak senin kitaplarını?” – Mark Twain"

Öykü > Bireysel

olumsuz

Kavga

Kapı çalınca Sahra’yı öylece bırakıp kapıyı açmaya gitti. Arda okuldan izin alıp gelmişti. Faruk şaşkınlığını gizleyemedi. “Senin ne işin var bu saate?” diye sordu. Çantasını yere atıp üzerinden atlayan çocuk “ Bugün annem hastaydı. Onu merak ettiğim için erken geldim.” dedi.

üzgün

Aorttan Geçmezdi Kan Susarken Dilin

Yüreğinde kır bahçeleri,zemheri olsa da mevsim,kırağı da düşse ansızın gözlerine;sevdalar rüzgar gibidir ne kadar kapatsanda gönül kapını sızar hücrelerine..

karışık

İlk Roman

Bu sıra yine kaşınıyorum. Hayalimin yaratıp, dağarcığımın seslendirdiği yazılası karakterler doluşuyor rüyalarıma. “Okunası bir kitabım var diyenin saf bir yanı kalmalı, yazanlar da en az karakterleri kadar, inanılmaz olana inanmalı.” Diye fısıldıyor her biri kulağıma...

üzgün

Eşikteki Sakin

Henüz bir çocukken, akşamları yatağıma yattığımda gözlerimi odanın kapısından alamaz, uyuyana kadar devamlı kapıya bakardım. Nedense bana hep sanki orada, kapının eşiğinde bir şey varmış ya da oradan bir şey çıkacakmış gibi gelirdi.

olumsuz

Fidanlar Sallanıyor

Doğduğu günden beri hep ağlamış Fidan. Sanki hiç doğmak istememiş de, zorla gelmiş gibiymiş dünyaya. Ne emmek istemiş, ne yemek istemiş, ne uyumuş, ne de avunmuş. Kahretmiş Hacer’i, Hasan’ı. Köyde herkes konuşur olmuş bu mutsuz, uykusuz, avunmasız bebeği.

karışık

Ayrana Tövbe

“Sen ne dersen ondan,” dedim. Gözlerimi gözlerinden kaçıramamıştım. Benimkilere benziyor mu? Bıyıklarım çıkınca mı benzeyeceğim? Saçlarım azıcık beyazlaşsa? Boyumun yaşıtlarımınkinden uzun olduğunu söylüyorlar ama... Utancımı yenip yüzüne baktım. Kaşlarına , dudaklarına, burnuna... İşte yıllar sonraki ben?

üzgün

Dilsiz'in Ben Tercümesi

Kendinden yana bakmaya yorulduğu pencerelerinin tozunu alırken, sürekli yolculuk yaptığı trenin aynı cephesine oturup ve ne zamandır dikkat kesilse de etrafındaki yolun sadece bir yönüne aşina olduğunu farketti. Ters yönde ve hep baktığı yönün aksi istikametinde bir koltuğa gömüldü. Önce biraz soluklandı. Tüm yorgunluğunu içine yatırdı, düşünce hamaklarında

olumsuz

Öylesine Bir 8 Mart Yazısı

Olayları, içinde bulunduğumuz durumu ve her hangi bir gelişmeyi, olmasını istediğimiz gibi değil de, olduğu gibi görerek kabullenmeyi öğrenmek zor iştir. Görelim bakalım, nasılmış?

karamsar

Telefon

Evin içinde oradan oraya dolaşıyordu ama telefon sehpasına görünmez bir sicimle bağlıydı sanki.

karışık

Çünkü Uçmayı Biliyor

Karakeçilerin, balıklarla komşuluk ettiği, yarısı göçmen yarısı Yörük ama aynı coğrafyaya ekilmiş insanların harman olduğu küçük bir kıyı köyünde yaşıyorum. Daha doğrusu yazıyorum. Gün yirmi dört saat, tek uğraşım okumak ve yazı yazmak

olumlu

Gönül Desenli Kilim

Kısa bir an gördüm televizyonun ekranında şeklini, şemalini. Şimdi unuttum gitti neye benzediğini. Unutamadığım yüreğimde bıraktığı görüntüsüydü.
Unutulur gibi de değildi yani!

nostaljik

Hayat...

O kadar çok şey yaşadık ve paylaştık ki, kısacık hayata çok şey sığdırdık biz onunla...

üzgün

Sanrı

Dalmışım. Büzüldüğüm yerden doğruluyorum. Gözlerim yaşarmış yine; nedensiz. Ne zamandır oluyor. Sebebini bilmiyorum.
Elimle buğulanmış camı şöyle bir silip dışarıyı izlemeye koyuluyorum. Karşı evin oğlu dışarıda top oynamaya çıktı. Arkadaşları da doluştu sokağın ortasına. Maç yapacaklar. Bir keresinde beni de çağırdılar, ama gitmedim. Önceden hiç konuşmazlardı

heyecanlı

Led Zeppelin

10 aralık 2007 gecesi Londra'da Led Zeppelin konseri var. Q2 arena ( Millenium Dome )Geçen yıllar boyunca Robert Plant ile Jimmy Page'in zaman zaman bir araya geldiklerinde 'bize Led Zeppelin demeyin Led Zeppelin tarih oldu' dediklerine tanık olmuştuk.Biz bu ikiliye hiç bir zaman Led Zeppelin dememiştik.

Başa Dön