Öykü
Siyah Kuğu
.Hafif pembe tonlu bebek beşiği pencere kenarında duruyordu üzerindeki süsler eskimişti pembe dolap duvarın kenarındaydı.dolabın içinde bebek kıyafetleri vardı.karşısında bir aynalı masa vardı üzerinde bir bebek ve 10 yaşlarında bir kız resmi vardı. vardı.ikiside gülümsüyordu
Yerdeki günceyi aldı en son nota baktı.londra ya tatile gidiyoruz tarih

Eski Kentin Yeni Yabancısı
Tekerlerin altındaki kalın kalaslar hafifçe bir ayağa kalkıp, bir yerlerine oturuyorlar. Yol kenarındaki çalı çırpılar sağa sola kaçışıyor. Sanki ezilmekten korkuyorlar. ..
Darlanıyorum!
bugünlerde dar geliyor her şey bana. Ne giysem, ne geçirsem üzerime dar geliyor..ya ben çok büyüdüm ya da..
Almanya"daki Türk Çocuk Edebiyatı Üzerine Kısa Notlar\*
Doksanlı yıllarda Almanya'da çocuk edebiyatı üzerine Yüksel Pazarkaya bağlamında kısa notlar.
Melek (Giriş)
Yağmur melekler için ifşa demektir.Yağmurlu bir günde kızını aldıkları zaman o da ifşa olmuştu.Kızını alanlar kanatlarını kestiler halesini boynuna verdiler ve melek düşmüştü
Yağmur, Kar, Değermen Çöreği ve Orçun Abi
Ben yola çıkmadan önce tam yirmi üç gün aralıksız yağmur yağmıştı. Saçaklardan akan suların şıpırtısı ve bacanın etrafındaki tenekede oynaşan damlaların tınlayan sesi artık sussun istiyordum. Neredeyse aklımı kaçıracaktım. Oysa ben yağmuru ölesiye seven, damlalar toprakla buluştuğunda bağlasalar evde duramayacak biriydim.
An Misali"dir Ölüm……!
Sensiz gecelerde eserdi acı rüzgar
Arsız sancıların kol gezdiği duvarlarda saklıydı resmin
İki dudak arsında lal dilimden düşmezdi ismin
Siğneme saplı iki yaylı ok gibi apansız
Kükreyerek kinayelerin sitemlerin inerdi
Güneş Tutulması
"Aslında bir çok kişi gibi bu harikulade olayın etkisiyle merak etmek, heyecan duymak hatta biraz da korkmak arzusuydu beni bu düşünce anaforuna sürükleyen..."
Yalnız Bir Opera
Yaşadıklarım üşüşüyor yine bilincime.Arkalara attıklarım, unutmaya çalıştıklarım birer birer gün yüzüne çıkıyor.Mahşer kalabalığı gibi…
Sen, Ben ve Dolunay
Dost dediğin tuttuğun el değil değdiğin yürektir...
Soluk
Önce ayaklarını sürükledi adam, bedenini taşıdığından haberi yok gibiydi. Hem orada olmayı hem de uzağa çok uzağa gidebilmeyi diliyordu en derinden, kendi bile farkında değildi. Küçük yürekli kadın anladı yoksunluğunu, yoksunluğundan doğan hoyratlığını adamın. Bu kadar çıplak bakan bir çift göz görmeyeli ne kadar olmuştu. Ne olmuştu da
Kümeler
Son Eklenenler
-
01
-
02
-
03
-
04
-
05
-
06
-
07
-
08
-
09
-
10
-
11
-
12
-
13
-
14
-
15
-
16
-
17
-
18
-
19
-
20