"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."

Öykü

Üç Kafadar

Vira Mavi: Çok az insan gece denize girip de deniz suyunu elleriyle okşayarak oluşan yakamozlara tanık olmuştur. Balıkçıların gece çektiği küreğin etkisiyle yakamozlar oluştuğunu biliyordum. Gece denize bakarken birtakım hareketlerin etkisiyle oluşan yakamozları gözlemlemiştim ama hiç içlerinde olmak aklıma gelmemişti.

Aslında Hep Ayrıydık

Çok canlar yaktılar,bir çok canı hayatla sevdiği arasında barut yapıp o kovanın dip kısmına ansızın vuran iğne oldular ama özünde sevmek yatan yürekleri yine de ayıramadılar.

Fark Ediş

Ve fark etti, en zifiri karanlıklarda bile insanın içinde bir umut, ışıltısıyla öylece durup bulunmayı bekliyor...

Haylaz Aşk

“Siz bilirsiniz” dedi… Küçük bir “nasılsın, iyi misin?” sözcükleri geçse de aralarında, kızın kalbi imkân vermiyordu ağzından çıkan kelimeleri duymasına. En iyisi ne söylediğimi bilmekle idare etmek dedi içinden. Zira artık sesinden bile emin değildi. Her an ağzından bir cümle kaçırabilirdi… “seni seviyorum ya, görmüyor musun” diyebilirdi. Ya

Koleksiyoncu Amca

1991 ile 1998 yılları arasında memuriyet görevim nedeniyle Bayburt’ta yaşadım. İşyerimiz Bayburt’un Erzurum yönünde girişinde şehir merkezine üç, dört km uzaktaydı. Misafirhanemiz de aynı işyeri içindeydi. Mesai arkadaşlarım genelde göreve yeni başlamış, bekar arkadaşlardan oluşuyordu. Misafirhanede akşamları yemek çıkmadığından dolayı yemek yemek için topluca şehre giderdik.

Ruhi Bunal'ım

nasılım bu son bahar? Bilsem Ruhi Bey benim de anlatacaklarım var.Evet Ruhi Bey olur olmaz, olsa da olur benim de dünlerim var; 1. 70 civarında üstümde biriken bir boy ömrümle içinden geçtiğim bir hayatım var.Nicelerim var Ruhi Bey, nicelerim var; incittiklerim ve direnmelerim var; adamım Ruhi Bey, koynunda

Gül Aşkım

Nazende baharlar vardı el değmemiş hayal iklimlerinde. Rengârenk arzularıyla her dem boy veren gülşenler ve lâl eden ihtişamıyla besberrak süzülen nehir. Ağlamaklı iken gülmek nasılsa his mısralarında, işte o haldeyim ki ben, bahar gözlerini tarif etmekteyim.
Kırlarda gezinen bir ceylan bakışlı dilşah'ın yoluna, ansızın çıkan bir

Adını Firar Koydum,istanbul İse Senin Yanında...

Gelmedi İstanbul,bir güvercin göndermedi engin gökyüzünden,sakladı yıldızlarını bulutların ardına ve milyonlarca çiğtanesi düştü gözlerimden ama gelmedi İstanbul sen ellerinden sıkıca tutmuşken.Ve senin adını firar koydum,dudağımda bir kan lekesi ve milyonlarca kırık yıldız düştü gökyüzünden.İstanbul kayıp sen firarlarda...İstanbul hala aranıyor ama adını yalnızlığımı saklayan gölgem koydum ve her gece

Başa Dön