O Eski Şarkı (Birinci Bölüm)
Uzaklıklar beni yeniler diye düşünmüştüm. Oysa şimdi, buraya gelince aynı yorgunluğu, bir şeylerin değişmediğini fark edip yine yoruluyorum.
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Uzaklıklar beni yeniler diye düşünmüştüm. Oysa şimdi, buraya gelince aynı yorgunluğu, bir şeylerin değişmediğini fark edip yine yoruluyorum.
“Ortadoğu dünyanın enerji kaynağıdır. Ona hükmeden dünyada çok büyük bir güce sahiptir. Hakimiyeti için son beş yıldır yürütülen büyük plan önlenemez biçimde nihayetini buldu. Birinci Hanedanın büyük güçleri bir şekilde pasifize edilmiş olmalı ve sonrasında dünya bu son darbeye alıştırıldı. İkinci Hanedan kendisine suret olarak Rusya ve eski
Ülkenin iyiye gitmesi için uğraşan bir ağbeyin çbaları
Bir kabulleniş. Her zaman Yanlış anlaşılmış olan Bir olgu bu yazı ile beraberinde biraz daha karamsar bir hal alıyor. Konu için'de geçen Kara Gölge ismi, Ölüm meleğine hitaben yazılmıştır.
(Not) bir proje kapsamında yazılmıştır. Proje: Kamu Lobu
Onu gördüğümde parkın bir köşesinde bankta, ellerini yüzüne koymuş kara kara düşünüyordu.
Değilmiki iki ezan arasındaydı hayat.Kulağıma okunan ezanın hükmü ardımdan okunacak olan ezanla sona erecekti. Zor değildi.Kolaydı.Yolu yordamı vardı.Mümkündü.
Bir beyaz mermerin üstündeki cam kırığına bakardı her şey bir de henüz kurumamış,kanayan rengini kaybetmemiş güle.
-Anne bu amca ne yapıyor?
-Boş ver kızım, diyor annesi. Boş ver sen hadi yürü, çabuk.
Küçük kıza adamın ne yaptığını nasıl anlatacağını bilemiyor. Kolayına kaçıyor,
-Boş ver kızım o adamı, diyor yeniden. Teyzen bizi bekliyor. Hadi yürü biraz, çabuk
Sevgiyi öğrenme iddiasıyla ilk çıktığında bilgi işlem ünitesi zarar görmüş , programlarını çökmekten zor kurtarmıştım. Son günlerde kendine reset atıp duruyordu . Şimdi ona üzülmüyorum zaten tüm elektronik akrabalarım gibi ben ve o da yüksek enerjili foton kuşağına girdiğimizde çalışamaz duruma gelecektik .
Mutluluğun kutusuna doldurulup paketlenen yalancı ayrılıklar yeniymiş gibi satılıyordu kırmızı halılı tezgahların üstünde ve halıların üstündeki o kırmızıların bir önceki hatıralardan kalan son emanet olduğunu bilemezdi daha önce bu yolu kullanmayanlar.Oysa ayrılıklar daha çok yaşıyor insanın toprağa sevdasından.Bu yüzden toprağın son emanetini güller taşıyor hemde en kırmızısından...
Dün sabah gazetede okuduğum bir makale beni düşündürdü. Yazar devlet adamlarımızın resmi bir ziyaret için gittikleri ülke yetkililerinden aldıkları armağanların hazineye teslim edilmesi gerektiğini savunuyordu. Önce yazara kızdım,
“Yapay zekâ kadın robot, tam size göre.” yazısını okuyup robotu incelemeye başladı. Robot tıpkı bir insan görünümündeydi. Saçları siyah, kaşları yay gibi gergin, gözleri yeşil, kızıl dudakları dolgun, teni esmerdi. Üzerindeki dar giyimli kırmızı elbisesi ise seksiydi. Yaklaştı, başlama düğmesine dokunup bekledi. Kadın robot önce kirpiklerini oynattı. Sonra