|
• İzEdebiyat > Öykü > Aşk ve Romantizm |
1
|
|
|
|
AİLE......KURMAK VE KÖTÜLÜK... |
|
2
|
|
|
|
Şeftali bahçesindeki sohbetleri bazılarının gözünden kaçmamıştı.
Coşkun, o gün incir bahçesine incir toplamaya gelmemişti ve Songül eve dönerken dayanamamış, çiftlik evine gelmişti,
|
|
3
|
|
|
|
İnsan ilk aşkını unutur mu? |
|
4
|
|
|
|
Bizi bizden başka kimse sevmez Mehtap. Bunu böyle bil bence. Yoksa çok üzerler seni. Onları sevdiğim diye çok pişman olursun.”
“Ama haklısın. Bizi bizden başka kimse sevmez. Beni en çok seven tek insansın tek, canım gardaşım!”
Birbirlerine sarıldılar.
“Kardeşim piçin teki olacak gibi. İyi bir şey bulursa al abla bir parça da sen ye diye asla uzatmaz. Et bulunca diğer kediler eti ele geçirmesin diye pençe atan hırlayan kediler gibi aynı. Geçende bana bir mandalina bile vermedi namussuz! Elinde altı tane vardı.”
|
|
5
|
|
|
|
büyüklerin, çevrenin baskısı yoktu oralarda. Kafalarına eseni yapıyorlardı. Onlardan sıradan şeylerin hesabını soran yoktu, yok efendim, onunla ne konuştun, ona neden selam verdin, neden geç kaldın, onu yapma, şöyle hareket et, kadınlar konuşurken lap diye lafa girme, sessiz otur. Hayal kurma, düşündüklerin gerçek olmaz, hayaller başkadır, gerçekler başka, devlet dairesinde çalışan iyi bir çocukla seni evlendiririm, mutlu olursun umarım. Öğretmen olsa ne iyi olur, ilkokul öğretmeni mesela. Lise de olabilir. Neden geç kaldın, saate baktım ben, kesin biriyle muhabbet ettin, kim o, benden hiçbir şey saklama… Birçok saçma şey.
“Orospuluk yapmadım ki, neyi sorguluyorsun Nezaket teyze” diye düşünürdü ona sakince, istediği cevapları verirken, gerçekte şunu söylemek isterdi ona: “Bıktım senden! Beni değil; korkularını seviyorsun, yakamdan bir düşsen, bir çekip giderim, çok ararsın beni!”
Nezaket Zarife’yi kaplan gibi sahiplenmiş, boş bırakır mı, böyle bir kız kötülüğü çekmez mi, çeker bütün gücüyle, çünkü güzel. Ve Zarife’yi canından bir parça gibi sever, gevşek bırakırsa kız bir hata, rezillik yapar diye endişeleniyordu.
“Niye evleneyim ki?” diye düşünürdü Zarife, tanımadığım biriyle neden evleneyim, sevmediğim birini ne yapayım? Çok saçma.” Bir fabrikada işe gireceğim, Nezaket abla; çok iyi saçmalıyorsun, fikrimi sorsan sohbet ederdik ama, fikrimi desem kızarsın!”
İçinden bunlar geçerken, ona bu düşüncelerle bakarken Zarife, tatlı tatlı, kedi gibi gülümser, saf saf bakardı, Nezaket de sevinirdi, mutlu olurdu.
Onaylandığını sanarak.
|
|
6
|
|
|
|
Çok eskiden, parlak duygularımın olduğu zamanlardı, ilk heyecanlar… hayatı, başıma gelecekleri merak ederdim, çay içerken. Başımı yatığa koyduğumda. Sevgililer, evli çiftlere imrenirdim, en büyük hayalim, pazara giderken mesela.. kadın kocasını koluna girer ya. Bir yere gidiyorlar diyelim, evden çıktılar. Gezmeye gidiyorlar, usul usul sohbet ediyorlar.(bir ayağı topal diye kimse evlenmek istemedi onunla)
Derler hakkımda, orası öyle değil aslında.. istersem evlenmiş olurdum ama içime sinmedi…topal diye almadılar beni derim gırgırına, eşini koluna giren kadın hayalim..
bu hayal gerçek olamadı, tarlaya çalışmaya giderken kaza oldu, traktör devrildi, tarım işçisi kız arkadaşlarım biri öldü, nişanlıydı, yaz gelse de düğün olsa gitsem buralardan, gideceğim der, anlatır sevinçten havalara uçardı, evde, evin önünde boklu çamaşırları yıkadı, su yok, kardeşler ufak. Doğal gazlı eve gideceğim derdi, elektrik var, su var, yaşadığı evde elektrik yoktu, fatura yılardır ödenmediğinden suyu kuyudan çekerler…kazada bacağım kopacaktı, şükür olmadı, topallığım oradan kaldı, topalım diye almadılar beni. Güldü…ama bak tatlım, benden nice çirkinleri, kötü kalpli, kötü karakterli kızlar iyi kocalara vardı; bir hayatları oldu. Bak sen aptal değilsin, çirkin değilsin, ay gibi parlaksın. Güneş gibi parlıyorsun, muhteşem bir enerjin var; insanları kendine çeken…Seni alan yaşadı kızım. Ama kıçını tanıyınca beni unutacağından korkarım; sana tarifsiz duyguyla yaşatan birini bulunca çekip gidersin, ben de bir köşede sigaramın dumanını çeke çeke geberir giderim, gitmeden umarım kör topal birini bulurum. Güldü. Ya erkekten yana şansın olmaması çok acıdır bir kadın için. Kötü huylu biri olsa bile ama sevsem berduşa razıydım, sinirli adam hiç sevmem; razıydım. Beni dövmesin yeter, aksi adama razıydım. Yalnızlık büyük acı. Bu yüzden seni sahiplendim, sevdim, insan ses arıyor. Yoldaş. Evlat, besle, büyüt, yetiştir, kötü eş ya da sevgili gibi seni terk etmez diye düşündüm, o ara anne olmak düşünceleri beynimde dönüp duruyordu. Bir bebek, çocuk sevmek bambaşka bir şey, sevgiliden ya da kocadan daha güzel şeyler hissettirir insana. Eş ,koca dağıtır yemek dolu masayı, güzel şeyleri darmadağın eder kaçar gider, ama çocuğa öğretirsin, tokat atsan da az sonra anne der sarılır sana. Mankenin biri çocuğuna şöyle demiş: kalbim senle o kadar dolu ki, bu yüzden başkasını sevemiyorum, (sevgili edinmeyi kast ediyor.
|
|
7
|
|
|
|
Pc masaüstünde bazı metinlere tıkladım öfkeyle. Açılanlardan birisi bu öyküydü, çok eski, unutmuşum, okuyunca bunu ben mi yazdım diye düşündüm, güldüm, çok sevdim bunu. |
|
8
|
|
|
|
İsa Kantarcı, Yaşar Doğan, şiir_öykü, 2005 yılında basılan “Karma” adlı kitaptan bir öyküdür, KİTAP SAHAFLARDA SATIŞTATIR NETTE. |
|
9
|
|
|
|
FİLM GİBİ YAZDIM, ROMANA ÇEVİRECEĞİM BUNU, ZATEN SENARİSTLİK YAPTIM. BU ÖYKÜNÜN İYİ, GÜZEL OLMASI İÇİN ÇOK ÇALIŞTIM, İÇİME SİNEN BİR ÖYKÜ OLDU, UZUNDUR. OKURU BEZDİREN, SIKAN BİR METİN OLMASIN DA…MÜHİM OLAN BU…İÇİME SİNEN, SEVDİĞİM BU UZUN ÖYKÜYÜ ROMAN YAPMAYA KARAR VERDİM, ELDEKİ ROMANLAR BİTSİN, BU METİN ROMAN OLACAK, NASIL YAZDIMSA BU METNİ, DİLERİM OKUR DA SEVER, BÖYLE METİNLERİ SEVERİM, BU UZUN ÖYKÜYÜ BAŞKA BİR YAZAR YAZSAYDI İNANIN ÇOK SEVERDİM. SÜPER BİR METİN YAZMA DERDİM YOK, AMA İŞE YARASIN, VAKİT KAYBI OLMASIN.
|
|
10
|
|
|
|
kendini ezdirmeyen, siktirmeyen kızlar |
|
11
|
|
|
|
TÜRKLER MÜSLÜMAN DEĞİLDİ BAŞTA.
DOĞRU OLAN BURASI.
BU NOKTADAN İLERLEMELİ TÜRK HALKI!
|
|
12
|
|
|
|
parti.......................... |
|
13
|
|
14
|
|
|
|
moruk ufak kıza aşık olursa? |
|
15
|
|
|
|
Dışarda yağmur yağıyordu. |
|
16
|
|
|
|
“Ağaçta oturan kuş, dalın kırılmasından asla korkmaz; çünkü güvendiği ağaç değil, kendi kanatlarınadır, her durumda, zor durumda, çıkmaza düştüğünde bunu hatırla ve hayat akar durur, ve sürekli yeni şeyler olur, şaşırtır, kızdırır, bozar; ama yeni duruma ayak uydurursan sorun olmaz, yani ak, su gibi ol. Ve kuşu hatırla. O zaman içinde olman gereken en doğru noktada olursun, dağılmazsın, yolundan sapmazsın, kafanı çabuk toparlasın. Yılmaz, pes etmezsin. ve seni kimse bozamaz, raydan çıkaramaz. Merak ettiğim şu: “Sen bu kıza aşık değil miydin?”
“Ne aşkı abi, açım, kız beni sevse param olur, hayatım kurtulur. Adi biri olduğumu düşüneceksin; ama değilim, kız bana diyor ki babam sıra dışı biridir, dese ki katil ruhlu bir babam var, hemen kaç, kaçardım. Annem de bu sabah bozuk buzdolabını tamir etmeye çalışıyordu, ona üzüldüm çok, tamirci çağır dedim, çok para alır dedi, sen de malın tekisin, nice çocuklar var senin yaşında cin gibi, tamir bilirler, küfür etti bana, elince tornavida vardı, güya açacak makineyi, hiç anlamaz ki, gülesim geldi, ve ağlayasım, malın tekiyim, annem haklı. Sonra komşulardan birinin oğlunun bu işlerden anladığı aklıma geldi, evine gittim, işteymiş, işten sonra müsait olursa gelirmiş ve gelmedi, parkta dostlarıyla içerken gördüm onu. Sonra eve geldim, buzdolabı yapılmış.
çok basit bir sorun varmış, biri bir şey takmış,
|
|
17
|
|
|
|
uçmak....................... |
|
18
|
|
19
|
|
|
|
Mevlüt, bunları söylerken bir elinde çekiç, bir elinde murç vardı, banyo zemininde betonda delik açıyordu, işe ara vermiş, ona anlıyordu, genç kız banyo kapısı önündeydi, genç adamın solu ona dönüktü.
“Kimse bana inanamıyor; anlamıyorum, senin gibi çapsız biri nasıl yapar, sen kimsin ki, torpil yoksa işe de giremezsin diye düşünüyorlar, biliyorum, bakışlardan anlıyorum. Biri de çıksa yalandan sana inanıyorum, başaracaksın dese. Yalandan dese bile sevineceğim. Gerçekten sevineceğim.”
|
|
20
|
|
|
|
Yazdığım tiyatro oyunu bu, öykü olarak okuyacaksınız. |
|
|
|