• İzEdebiyat > Öykü > Bireysel |
321
|
|
322
|
|
|
|
Takip edebilirsin yeniden güleceğim emin ol kardeş.Bu belki birkaç dakika sürebilir.Peki sabredebilir misin,beklemeye dayanabilir misin,bir delinin saçmalıklarını dinleyecek kadar cesaretli misin?Kendince elbette diyorsun ama kimse eremedi bu nihayete ve bil ki sen de eremeyeceksin belki de.Merhaba birader,merhaba kardeş,merhaba canan,yaren…ne kadar çok tanıdığım varmış bu yerde ve herkes merhaba diyecek kadar bana tanıdık geliyor her ne kadar cevapsız kalsa da yürekten söylediğim,derin manalar yüklediğim merhaba kelimesi.
|
|
323
|
|
|
|
En kötü yalnızlık kalabalıklar içinde yalnız olmaktır. Bir yığın insan dolu salona giriyorsunuz, gözünüz tanıdık birini arıyor bulamıyorsunuz. Ya ben yanlış yerdeyim yâda onlar. .. |
|
324
|
|
|
|
Di’li geçmiş bir zaman olarak kalacak şimdi her şey. Bırakmaya söz verdiğiniz tütünün dumanını andıran bir duman olarak kalacak. Her hatırladığımızda yüzümüzde bir gülümseme ve sonrası yaşanacak birkaç damla gözyaşı belki de. Her duyduğumuz Fransızca şarkı, boğazımıza düğüm üzerine düğüm atarken, o düğümler arasından akan bembeyaz rakının tadı olarak kalacak. Kenetlenen ellerimize karışan tenlerimizin kokusu, bir akşamüstü hatırlanınca yeniden elimizi telefona götürecek bir tetikleyici olarak kalacak.
|
|
325
|
|
|
|
Abdullah Harmancı’nın öykü kitabı Ertesi Dünya elimde tramvaya biniyorum. Eve en kolay, en kestirme, en kısa sürede ulaşmayı düşündüğümde hep tramvayı kullanırım. Nedense bana hep çabuk ulaşacağımı fısıldayan bir ses tramvay durağını işaret eder.
Akşama yakın bir zaman, hafta sonu; cumartesi çarşı merkezi kum gibi insan kaynıyor. İkindi serinliği herkesi sokaklara çekmiş, çekmeye devam ediyor.
Kimisi, çoluk çocuk vitrinlerde kaybolmayı tercih ediyor, bazıları da orası senin burası benim koşturup gidiyor.
|
|
326
|
|
|
|
Şimdi sen söyle bana bu küçük kız çocuğu yine yenilse hayata ,zaferle karşılayabilirsin değil mi ? |
|
327
|
|
|
|
Geçenlerde de çok sevdiğim bir arkadaşım elinde bir koliyle çıkageldi. Çok beğeneceğin bir doğum günü hediyesi aldım sana diyerek koliyi açmam için odama götürdü. Ne mi almış? Fasıl ile Deniz'i. |
|
328
|
|
|
|
istanbul, antep, izmir kısa hikayesi |
|
329
|
|
|
|
Bir 'Arkadaslık' Hikayesi |
|
330
|
|
|
|
Uzaklar, özlem duyan sürgün yüreklerin sığınakları uzaklar. Uzak düşlere bir demir attın mı hüzün meyvelerini toplamaya başlarsın hemen. Uzaklar, hüzün getirirler sürgün yüreklere. Her yaşadığın şehri sürgün şehre döndürmek istersen eğer, uzakların şarabı |
|
331
|
|
|
|
"Emmim kızı aç kapıyı gireyim
Hasta mısın halin hatrın sorayım"
|
|
332
|
|
|
|
Bir erkeğin içinin karmaşası.Bunu anlatmak istedim daha doğrusu anlatmaya çalıştım.Ne üstüne vazife demeyin sadece deneme. |
|
333
|
|
|
|
Bir Özgürlüğe Kaçışın Hikayesi... |
|
334
|
|
|
|
Buradaki küçük kiraz ağacını yetiştirmek için çok uğraşmıştım. |
|
335
|
|
|
|
Hiç susmayacak gibi konuşuyordu, yüzümde şişman bir bulut büyüklüğünde gülümseme, dinliyordum... Hayatın sırrına ermişti işte, içindekilerle buluşup yıllar önce. |
|
336
|
|
|
|
Sessizlik icinde yasami sulayan gokyuzu ve doganin binbir guzelikleriyle bas basayim gece saat kac bilmem hava serin olsa da gece ve uyutmayan zaman anin karanligina kucak acmis hic ses yok kuslar var, hafif esen ruzgar var birde sicaktan soguga gecis yapan aletler var. |
|
337
|
|
|
|
bugünü yaşa ama geleceği planla |
|
338
|
|
|
|
sen, saklarsan korursan önemli olan tüm değerleri...
saklayıp koruyacaktır da layığı oldukların, önem verdiklerin, önemli oldukları kadar da seni... |
|
339
|
|
|
|
Yıldızlar, soğuk ve uzak değil, neşeli ve sıcaktılar. Ve küçük kız bunun farkındaydı. Onlarla konuşabilirdi, dokunabilirdi, eteklerine toplayıp gideceği yere götürebilirdi onları... |
|
340
|
|
|
|
Ademle Havva’dan kalan ayrılık mıdır,yoksa kaybolan bir yalnızlık mıdır bana senden kalan?Tamamlanmadan dudaklarda kalan bir sözcük müdür bana söylemeye çalıştığın?
Geceyi vagonlara sığdırmak,tüm uykularımı sollamaksa niyetin,başardın solladın uykularımı.Yastığımın altında,baş ucumda biriktirdiğim çocukluktan kalma hayallerimi de götürdün giderken.
|
|