|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
Azmi, Bir Kadın, Bir Çocuk, Bir Bebek
İsa Kantarcı
Öykü > Aşk ve Romantizm
AZM, BİR KADIN, BİR ÇOCUK, BİR BEBEK
41 yaşındaki Azmi, hayvan tüccarıydı mutlu hayatında, sığır üretip satardı, bu işlerin içinde büyümüştü, babasının işi buydu, kurbanlık için da et ve et ürünleri üreten şirketler için. Köyde bir çiftliği vardı, tarlaları vardı. Ondan sığır
satın almak için gelen bir baba ve iki oğlu vardı, kamyonla, dört sığır satın almışlardı, asmanın altında çay kahve içmişlerdi,
Azmi müşterisi şişman adamı ve iki gen
[DEVAMI]
|
|
|
• İzEdebiyat > Eleştiri > Çağdaş Sanat |
101
|
|
|
|
Kıbrıs’ta kitap bastırabilmek, basırmaktan da öte, dağıtımını yapıp satmak çok zor. Çünkü kitap basımı için dünyalar kadar para ödüyorsunuz. Kağıtlar, mürekkepler hep Türkiye’den alınıp getirildiği için ücretler oldukça fazla oluyor. Tabii bu ister istemez de çıkacak olan kitabın maaliyetini artırıyor. Yapılan masrafları kurtarmak için de yazarın kitap ücreti olarak hayli para istemesi zorunlu oluyor. |
|
102
|
|
|
|
Şair İhsan Tevfik Kırca’dan söz ediyoruz. Araştırmacı, yazar, şair ve edebiyat öğretmeni…
İlk Şiir Kitabı olan “Dipsuları” ile edebiyat dünyasında bir çıkış yakaladı. İçindeki aşkı, sevgiyi ve melankoliyi farklı bir bakış açısı ile dile getirdi |
|
103
|
|
|
|
Leyla Ulubatlı Hanımefendi’ye teşekkürlerimizi sunmak için bir plaket yaptırdık ve yanında bir buket çiçekle Şehit Tuncer İlkokulu’na gittik. Çünkü Leyla Hanım orada çalışıyor. Okul Müdürü Güven Varoğlu Bey’in odasında kendilerine teşekkür edip hediyelerini verdik.
|
|
104
|
|
|
|
Kıbrıs’ta düzenlenen bu festivaller, önceleri, “Panayır” olarak adlandırılırdı. Sonra bu isim festivale çevrildi. Bu festivallerde daha ziyade, küçük büfeler ve restoranlar, lokma, kebap çeşitleri, bunların yanında geleneksel Kıbrıs Türk mutfağından örnekler sunulmaktadır... |
|
105
|
|
|
|
Oyunda baba rolünde Deniz aslım evin geçimini temin edebilmek için insanüstü bir çaba harcıyor sanki. Ama yetmiyor. Diğer taraftan kardeşi Çiko, sanatçı bir ruha sahip olmasından dolayı çalışmıyor. Çünkü onun işi sanat. O, bir bestekar. Mutlaka beste yapması gerekiyor. Ama nedense hep yan gelip yatıyor. Büyük bir tembellik içinde. Çalışmamak için her türlü dalavereye baş vuruyor. |
|
106
|
|
|
|
Ödül dağıtım sırasında Sayın Ömer Şahinbaş’ın özel ödülleri verirken “Kuzey Kıbrıs Türk Tiyatrosu’nun gelişmesine katkı sağladığı için Sayın Hakan Yozcu’ya özel ödül uygun görülmüştür” demesi beni hem şaşırttı; hem de heyecanlandırdı. Beklemiyordum. Sürpriz oldu benim için. Ama ne yalan söyleyeyim çok hoşuma gitti. |
|
107
|
|
|
|
yanık kokusu, vicdan muhasebesi ve gevşemeyen aynı alışkanlıklar damardan körleşerek alınan cin darbeleri , aydınlığı elinin terslemesiyle soğuran parmaktaki yaramın izi .... can yakar...
yanık kokusu , dolaba iteklenmiş ızgara, ne zaman doymamış bir güvercine fısıldasam kanatlarımın ne kadar uçmaz olduğunu, muhakkak beni nerede unuttuğunu hatırlayacak biri vardır gibi geliyor |
|
108
|
|
|
|
Oyun mezarlıkta başlıyor. Eşinin ölmesiyle ağıtlar yakan kadının vasiyetname okunduktan sonraki aldığı tavır görülmeğe değer doğrusu. Çünkü kendisine yeteri kadar miras kalmadığını öğrenince bu defa ölen eşin ardından söylenmedik laf kalmıyor. |
|
109
|
|
|
|
Cuma gecesi gerçekleştirilen etkinlikte Gazeteci-Yazar Hasan Karaokçu son kitabı “Gız Mustafa” isimli kitabını tanıtırken, konuklardan gelen soruları da yanıtladı. Etkinlikte Halil Durusular ve Adem Ulugül de müzik dinletisi sundu |
|
110
|
|
|
|
Zalihe Susuzlu da işte bu tür kişilerden biri... Usta bir oyuncu... Sevdalı bir tiyatrocu...
Sahnelerde tam 39 yıl geçirmiş... 1963 Baf doğumlu... 1976 yılında tiyatroya başlamış. Maraş Emek Tiyatrosunda uzun süren bir çalışma dönemi geçirmiş. Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları’nda da sözleşmeli olarak çalışmış. Kıbrıs’ın ilk özel tiyatrosu olan Kıbrıs Türk Komedi Tiyatrosu’nu kurmuş. Devlete ait gençlik merkezlerinde tiyatro eğitmenliğive yönetmenlik yapmış. Yine DAÜ’de tiyatro eğitmenliğ yapmış. Son olarak da kendi adını taşıyan tiyatrosunu kurmuş. “Zalihe Susuzlu Tiyatrosu.”
|
|
111
|
|
|
|
Sanatçı farklıdır. Herkesin gözüyle bakmaz olaylara. O, daha farklı, daha başka gözle bakar. Olayları kendi duygu süzgecinden geçirir. Ona bambaşka bir hayat verir.
Sanat, insana barışı, huzuru, mutluluğu verir. Sevgiyi , kardeşliği öğretir. Kini, nefreti, garezi yok eder...Dünyanın yaşanılabilir bir hale gelmesi için uğraşır...
|
|
|
|