İSKENDERUN’UN BİRİCİK KİTAPÇISI

Kemal Düz




Başlık bana ait değil. İnternet ortamında yayınlanan, ‘Ekşi Sözlük’de; ” bab-i tenevvur” rumuzuyla yazan bir İskenderunlu’nun nitelemesi. .
Biz hiçbir zaman kendimizi “biricik kitapçı” olarak değerlendirmedik. Kitabevimizi şöyle tanımlamış gönüllü yazar ekşi sözlük de: ” iskenderun’un biricik kitapçısı. rahmetli ferda erdem’den ve Tevfik fikret’in ferda adlı şiirinden esinlenerek isim almış bir kitabevidir. iskenderun'da onun yerini ne yeni açılan, ne de korsan kitap satan küçük kitapçılar tutamaz. doğma büyüme bir iskenderunlu olarak şunu söyleyebilirim ki, iskenderun'da düzenli kitap okuyan herhangi birinin evinde kesinlikle buradan alınmış bir kitap vardır. zaten sattığı kitapların çeşitliliği de buna elveriyor; edebiyattan siyasi kitaplara, felsefe'den akademik kitaplara, popüler dergilerden bilimsel ve akademik dergilere burada her şeyi bulabilirsiniz. üstelik 15 yıldan uzun bir süredir açık burası ve düşünün 90 larda iskenderun'da antik yunanlar’ın marx’ın kitaplarını burası olmasa asla bulamazdınız. üstüne üstelik Sunay akın’'dan küçük İskender’e bir çok yazar ve şairi de imza gününe getirmişlerdi.”
Bu kısa yazı bizi çok mutlu etti. Bu değerli kadirşinas kardeşimize, gıyabında çok teşekkür ediyoruz: Unutamayacağımız, bizim için çok değerli bir yazı yazmış. Bir şekilde Hatay’ın kültür tarihine bir çizik atmış, not düşmüş. İskenderun’da 15 yıldır, olağanüstü durumlar dışında, tatil yapmadan, dinlenmeden, dört duvar arasında, adeta kendimizi hapsetmişcesine, özveriyle yaptığımız kitapçılık faaliyetinin “Takdirnamesi” yerine geçmiştir, bu güzel yazı. Dört yıl öğrenciliğin ardından 23 yıl boyunca büyük bir onurla, üniformasını şerefle taşıdığımız Şanlı Ordumuzun bir ferdi olarak, 2001 yılında emekli oldum. Yaşantımız boyunca; bulunduğumuz her yerde, görev yaptığımız her noktada“ kalıcı güzel izler” bırakmak gibi amaç edindik hep. Ulu önder Atatürk’ün “ Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.” sözünü kendimize ilke edindik. Atatürkçü çizgiden hiç sapmadık. Her canlı; doğar, büyür ve ölür. Nitelikli insan; çevresine bilinç katar, bilimin ışığında, geleceğin dünyasına katkı sunar. Öbür türlü, bu dünyadan bitkiler de hayvanlar da gelip geçer. Memleketimize, Hatay’a, İskenderun’a borcumuzu tam olarak ödediğimizi düşünmüyoruz. Bu toprakların sokaklarında adım attık, çocuklarımızı okuttuk, ekmeğini yedik, havasını soluduk. Hiçbir yerde bu kadar çok süre de yaşamadık. Bir şekilde “Hataylı” olarak kabul ettik kendimizi İskenderun’un kültürüne, iklimine toprağına alıştık. Bu topraklarda yaşayan bir insanın yeni bir yere taşınması orada yaşaması, uyum sağlaması, anlatılanlardan ve gerçeklerden anlaşılıyor ki; oldukça zor. Ne yazık ki, hayatın gerçeğini değiştirmek gibi bir güce de sahip değiliz
Yaşadığımız yılların panoramasını tam olarak buraya aktarmak oldukça güç. Ancak az da olsa kimi çalışmalarımızı yazmak istiyorum. Sadece kitap satmak gibi derdimiz hiç olmadı. . Aydınların, sanatçıların, yazarların, şairlerin, öğrencilerin okuyucuların buluştuğu, konuştuğu, tartıştığı, teselli bulduğu bir kültürel bir ortam yarattık. Çeşitli kültürel sanatsal etkinlikler gerçekleştirdik. Bu süre zarfında toplam yüz elli kişiden fazla yerli yabancı şairin yazarın, sanatçının ve bilim insanının katıldığı etkinlikler gerçekleştirdik. İmza ve söyleşi günleri düzenleyerek okuyucuyu yazarla, izleyicileri sanatçılarla buluşturduk. Kardeş Suriyeli ve yakın komşu ülke sanatçılarının İskenderunlularla buluşmalarına katkı sunduk. Ortak kültüre ve geçmişe sahip Suriye ile, iyi ilişkilerin gelişmesi için kültür gezilerine eşlik ettik.
Bunların dışında pek çok gazete, dergi ve internet ortamında; Hatay’ın, saklı tarihini amatör bir tarihçi titizliğiyle ortaya çıkarılmasını için çaba harcadık. Bölgenin tanıtımına elimizden geldiğince çaba verdik. İskenderun’ a gelen pek çok yerli ve yabancı turiste ve gazeteciye bildiğimiz kadar Hatay kültürünü, tarihini, coğrafyasını anlatmaya çalıştık. Belediye kent konsyine katılarak önerilerimizi sunduk. Hiçbir yarar beklemeden insan ve yurttaş olmanın sorumluluğu içinde gerçekleştirdik bütün bunları..
1985 ‘de Adana’ya ağbim Mehmet Düz, modern ve çağdaş anlamda, bir kitabevi (Ekin Kitabevi) açmıştı. Bugun başka bir isim altında( Başak Kitabevi) yoluna devam ediyor. Bizim de bugünlere kadar sürdürebildiğimiz bu kitabevi bu ay sonunda kapanacak. Tek tesellimiz üyelerinin tamamına yakını kitabevimiz okurlarından oluşan bir derneğin( Ayna İskenderun Kültür Sanat Derneği) kurulması ve varolmasıdır. Türkiye’nin en önemli kitap dağıtımcısının müdürü beni kapatma kararımızdan sonra telefonla aradı. Üzüntülüydü. Hatay’da kitap evlerinin neden kapandığını sordu. Üzüntülü bir şekilde, “Hatay’da kitabevi kalmadı.” dedi. Sebebini sordu. Kendisine fazla bir şey söyleyemedim, cevap veremedim.. Kitabevimizi kapatmadan son defa aşağıda isimlerini yazdığımız yazar ve sanatçıların katılacağı imza ve söyleşi etkinlikleri gerçekleştireceğiz. İlk iki etkinlik, 6. Uluslararası Çukurova Sanat Günleri kapsamında gerçekleşecek. Son iki etkinlik İskenderunlu olan iki yazar ve şairin İskenderunlu okuyucularla buluşma etkinliği olacak. Bir şekilde kütüphaneler haftasına denk gelen etkinlikler ” Ulusaldan Yerele Kültür Gezisi” olacak. Etkinlikler boyunca; okuyucuları, sanatçıları kültüre sanata gönül veren, destek olan herkesi kitabevimize davet ediyoruz... Saygılarımla….


ETKİNLİK PROĞRAMI


23 MART 2012 /CUMA SAAT: 13.30

SÖYLEŞİ / İMZA:
ANAN BİNYAZAR- YAZAR DURSALİYE ŞAHAN- YAZAR


24 MART 2012/ CUMARTESİ SAAT: 14.00

SÖYLEŞİ / İMZA:
BEHÇET ÇELİK - YAZAR
ORHAN DEMİREL- YAZAR

24 MART 2012 CUMARTESİ SAAT: 16.00
ŞİİR DİNLETİSİ VE İMZA GÜNÜ:
MATE ÇAYE – MUTLAK MUTLULUK