..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir önyargıyı yok etmek, atomu parçalamaktan daha zordur. -Einstein
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey > kemal düz




20 Kasım 2010
Derin Uykularda: Aydın mısın?  
kemal düz
balıklardan birinin, beyninin sürüde birliği sağlayan tepilerin odağı olan ön bölümü çıkarılıp da yeniden sürünün içine bırakılınca, genel olarak tıpkı türdeşleri gibi davranır, yalnız eskiden olduğu gibi sürüden ayrılmaya özen gösterecek yerde, canı nereye isterse oraya gitmeye, bu arada, tüm sürü de onu izlemeye başlar...


:BAHA:

DERİN UYKULAR DA: AYDIN MISIN?
Liderlik, önderlik kavramıyla ilgili bir yazıyı nerede okusam, duysam Tahsin Yücel’in “Gün Ne Günü” isimli deneme kitabında okuduğum bir deney gelir usuma. Alman, Eric von Holst, küçük balıklar(golyan) üzerinde bir deney yapar. Balıklardan birinin, beyninin sürüde birliği sağlayan tepilerin odağı olan ön bölümü çıkarılıp da yeniden sürünün içine bırakılınca, genel olarak tıpkı türdeşleri gibi davranır, yalnız eskiden olduğu gibi sürüden ayrılmaya özen gösterecek yerde, canı nereye isterse oraya gitmeye, bu arada, tüm sürü de onu izlemeye başlar. Sonucu bir başka bilim adamı Konrad Lorenz çıkarır: beyninin bir bölümü alınmış olan hayvan, sakatlığı nedeniyle, sürünün tartışmasız önderi oluvemiştir. Tahsin Yücel’in yorumu ise şöyledir: “ Bizim de bu noktaya geldiğimizi mi söylemek istiyorum? Hayır, çünkü bizim bilir- bilmezlerimzin Eric von Holst’un çok sevimli golyanının düzeyine erişebilmeleri için daha çok ekmek yemeleri gerekir.”
Almanya deyince, İkinci Dünya Savaşı ve Bertolt Brecht gelir aklıma. 1978 yılında İstanbul’da, ‘Tepebaşı Deneme Sahnesi’nde bir tiyatro oyununu izlemiştim. Oyunun adı “Cesaret Ana ve Çocukları” idi. Yazarı Bertholt Brechet, yönetmeni ise Beklan Algan’dı. Çok etkilenmiştim. Benim üzerimde tesiri hala vardır. Oyun, kazanıyorum derken kaybedenlerin öyküsünü anlatıyordu. Brecht’in çok sevdiğim bir şiiri:

BİR OĞUL DOĞARKEN

Akıllı olsun derler analar babalar
Oğulları doğduğunda.
Ben ise aklımla
İçine ettim tüm yaşantımın.
Şimdi yalnızca
Bilgisiz ve düşüncesiz biri
Olmasını diliyorum oğlumun.
O zaman rahat bir yaşam sürer işte Bakan olarak kabinede.

Adnan nur Baykal, “Şeytanlaşan İnsanlar” isimli kitabının arka kapağına Brecht’in bir yazısını almış:
“Kaldırımda ufak bir çocuk ağlıyormuş. Yoldan geçen bir adam çocuğa yaklaşmış, neden ağladığını sormuş. Çocuk:
- Sinemaya gitmek için elimde iki tane beş lira vardı. Büyük bir çocuk geldi, elimden zorla beş lirayı aldı, demiş. Eliyle de uzaklaşmakta olan çocuğu göstermiş.
Adam çocuğa şevkatle yaklaşarak konuşmaya başlamış:
-Bağırmadın mı, yardım çağırmadın mı?
- Olur mu, bağırdım.
- Kimse duymadı mı?
- Kimseye sesimi duyuramadım.
- Neden daha yüksek sesle bağırmadın?
- Sesim daha yüksek çıkmıyor, demiş ve adama umutla bakmış.
Adam gülümseyerek,
- O elindeki beş lirayı da bana ver, diyerek çocuğun elinden zorla ikinci beş lirayı alıp oradan uzaklaşmış. Büyük ozan bizlere sesleniyor hala:
ŞEHİTLER
Şehitler, Kuvayı Milliye şehitleri,
mezardan çıkmanın vaktidir!
Şehitler, Kuvayı Milliye şehitleri,
Sakarya’da, İnönü’de, Afyon’dakiler
Dumlupınar’dakiler de elbet
ve de Aydın’da,
Antep’te vurulup düşenler,
siz toprak altında ulu köklerimizsiniz
yatarsınız al kanlar içinde.
Şehitler, Kuvayı Milliye şehitleri,
siz toprak altında derin uykudayken
düşmanı çağırdılar,
satıldık, uyanın!
Biz, toprak üstünde derin uykulardayız,
kalkıp uyandırın bizi,
uyandırın bizi!
Şehitler, Kuvayı Milliye şehitleri,
mezardan çıkmanın vaktidir!
(Nâzım Hikmet) t Ilgaz
Rıfat Ilgaz sadece Hababam Sınıfı’nı yazıp bizleri güldürürken düşündürtmedi.
Güzel şiirler bıraktı, uyarılar yaptı:

Aydın mısın
kilim gibi dokumada mutsuzluğu
Gidip gelen kara kuşlar havada
Saflar tutulmuş top sesleri gerilerden
Tabanında depremi kara güllelerin
Duymuyor musun

kaldır başını kan uykulardan
Böyle yürek böyle atardamar
Atmaz olsun
Ses ol ışık ol yumruk ol
Karayeller başına indirmeden çatını
Sel suları bastığın toprağı dönüm dönüm
Alıp götürmeden büyük denizlere
Çabuk ol

Tam çağı işe başlamanın doğan günle
Bul içine tükürdüğün kitapları yeniden
Her satırında buram buram alınteri
Her sayfası günlük güneşlik
Utanma suçun tümü senin değil
Yırt otuzunda aldığın diplomayı
Alfabelik çocuk ol

Yollar kesilmiş alanlar sarılmış
Tel örgüler çevirmiş yöreni
Fırıl fırıl alıcı kuşlar tepende
Benden geçti mi demek istiyorsun
Aç iki kolunu iki yanına
Korkuluk ol



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum ve birey kümesinde bulunan diğer yazıları...
Karga Tepesinde Kar Olaydım
İnsan ve Halleri
İskenderun'un Biricik Kitapçısı
Ordunun Kutup Yıldızı: Perşembe Yaylası

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İskenderun'da Kitapçı Olmak
Yunus Peygamber Sütunu
Bir Yeşilçam Emekçisi: Cem Erman
Şeyh Sait İsyanı: İrticai ve Bölücü Bir Ayaklanma
Diriller Yoksa Driller mi?
İskenderun'da Sosyal Aktiviteler
Cem Erman Ayhan Işık'ı Anlatıyor
Küçük Prens Aramızda
Bayır Bucak Türkleri
Perşembe Yaylası'nda Günlük Yaşam ve Oba Kültürü

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Nevruz Uğur [Şiir]
Aybastılı Şair İzzet Haznedar [Şiir]
Münzevi Bir Osmanlı [Şiir]
Çukurova'nın İki Yiğit Sesi: [Şiir]
[Şiir]
Şiirin Hatayı [Şiir]
Düşüyorum Tut Elimden - Selma Sayar [Öykü]
Bir Öykücümüzden Bir Öykümüz Var [Öykü]
Aybastılı Bir Feylesof: Refik Güley [Roman]
Anılarda İskenderun: Cem Erman ve Hikayet-i Zeki Müren [Deneme]


kemal düz kimdir?

edebiyat sanat, tarih, kültür ve folklora karşı ilgim var. yerel bir gazetede kültür sanat yazıları yazıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
engin geçtan, edip cansever, tevfik fikret v.b.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © kemal düz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.