Ey milli eðitimi yöneten zilli eðitim mensuplarý! (Sayýn Cumhurbaþkaný hitap ederken hep bu üslubu kullanýyor ya... Sanýrým bu üslup beni de sardý) Tanrý’m bu yüzden baþýma bir iþ gelmese bari… Gelmez gelmez, Yýlmaz Özdil’in baþýna bir þey gelmediðine göre...

Ey zilli eðitim sevenler! Duydum ki (unutmuþsun gözlerimin rengini, demeyi ne çok isterdim) yarýyýl tatilini çoðaltýp, yaz tatilini kýsaltarak, size alkýþ tutan sermaye sahiplerini mutlu etmenin bir baþka formülü üzerinde çalýþýyormuþsunuz. Hem de bunu gurur ve onurla Avrupa’da eðitim böyle yapýlýyor, gerekçesine dayandýrarak. Çok merak ediyorum; Avrupa standartlarýna uygun hangi þartý oluþturdunuz da, tatil düzenlemesi kaldý. Sizi yoðuran sistem iþleticileri tatil konusunu bu kadar mý takýntý haline getirmiþler ki, sizi neredeyse bir yýldýr hiçbir þey yapmamaktan kurtarýp, tatil düzenlemesi yapmaya zorladýlar, yoksa hasbelkader “Artýk bir þey yapalým ayýp olmasýn” mý buna zorladý. Yoksa özel okullarýn kazanç limitini en iyi artýrma yolu bu muydu?

Acaba tatili düzenlemek yerine kaliteli insan (düþünen, sorgulayan, yaracý olan, hak ve hukukunun farkýnda olan, baþkasýnýn hakkýna hukukuna riayet eden, vicdan ve merhamet sahibi) yetiþtirmek daha mý iyi olurdu? Sizce, bu kaliteli insan, yarýyýl tatilini ikiye çýkarýp, yaz tatilini azaltýnca daha mý çabuk yetiþtirilebilecek? Ne dersiniz? Meraktan sormuyorum bunlarý, gerekten soruyorum. Sýnýf geçme sisteminize bir bakýn; sekiz dersten zayýf almýþ bir öðrenci sýnýf geçiyor. Kum gibi açtýðýnýz üniversitelerde, bilgisi de, görgüsü de beþ kuruþ etmeyen varlýklar, kendilerini yönetenlerin safýnda yer aldýklarý için akademisyen oluyor. Bu insanlar ülkeye aydýn yetiþtiriyor. Bunlarla hangi ülke ne kadar aydýnlanabilir...

Sahi, hâlâ proje yapmak dediðiniz o garip çöplükte birbirinizi arýyor musunuz? Ayný þeyleri tekrar etmekten bana kýna geldi, ama sürecek yerim kalmadý. Ancak "Tekrarda büyüklük vardýr, güneþ tekrar tekrar doðuyor." Ben de bu yüzden tekrarlýyorum. Belki günün birinde nasibi olan biri, ülkesini seven biri, halkýný seven biri için bir faydam olur, diye. Sözlerimden alýnmayýn, demiyorum. Sözlerimden alýnýn ki, kiþisel çýkarlarýnýz ve gündelik düþünen kesimlerin egolarýný tatmin için kanun ve yönetmelik çýkarmayasýnýz. Bu ülke ben çocukluðumdan beri ahlak sorunu yaþayan yöneticiler yüzünden bugünkü durumda. Sizin gidecek yeriniz olsa bile, bizim gidecek yerimiz yok. Bu ülke bizim ve baþka ülkemiz de yok. Ama bu þartlarý sürdürmeye devam ederseniz bundan eminim ki, sizin de yatacak yeriniz olmaz Allah indinde.

Avrupa’ya benzemeye çalýþtýðýnýzý ya da Avrupa’da olanlarý uyguladýðýnýzý farz edelim bir anlýk; Avrupa’da sýnýf geçmeler bizdeki gibi mi? yani sekiz dersten kalan sýnýf geçebiliyor mu? Önüne gelen her okula kayýt yaptýrýp, dört duvar ve bir tahtanýn baþýnda zýrvalayarak günlük standart saatle 8, ders saatiyle on saati dolduruyor mu? Öðrencileri okul kantinine mahkûm edip, dýþarý çýkýþ ve içeri giriþleri yasaklýyor mu? Bizdeki kantin ürünleri gibi Avrupa’da da fiyatlar fahiþ bir þekilde piyasanýn üzerinde mi? kantin gýda maddeleri Avrupa’da da bizdeki kadar kötü ve kullanýlmasý zor ürünler mi? Avrupa’da da çalýþmak isteyen, ama okumak istemeyen çocuklarý bile, okumaktan baþka yol býrakmadan, herkesi bu yarý açýk hükümlü koðuþlarýna dolduruyorlar mý? Avrupa’da yaygýn eðitim modeline daha çok önem verilip, meslek okullarý sanayilerle ortak çalýþmalar yürütmüyorlar mý?

Avrupa’da yýlda kaç öðretmen þiddet maðduru durumuna düþüyor ve öldürülüyor. Avrupa’da kaç öðretmen eþi de çalýþmýyorsa, ikinci bir iþ yaparak hayatýný idame ettiriyor. Avrupa’da kaç öðretmen okula giderken, o gün baþýna ne iþ gelebileceði endiþesini taþýyor.

Avrupa’daki öðretmene saðlanan bütün imkânlarý Türkiye’de de saðlayýn, size destek vermez ve hakkýnýzda tek bir satýr yazarsam namussuzum. Türkiye’de bir öðretmen 500 Euro alýyor, Avrupa’da ne kadar alýyor sayýn milli eðitimin mili boþalmýþlarý, siz yaptýðýnýz kanun ve yönetmeliklerle öðretmenlerden istediðiniz þeylerin onda birini bir yýl derslere girerek yerine getirin ayný parayla, elinizi öpmezsen þerefsizim.

Sizler, öðretmenliði beceremeyip, derse girmekten korkanlar, çevrenizdekilerden sadece alkýþ almak için saçma sapan kanun ve yönetmelikler çýkararak körebe oynuyorsunuz. Derdiniz ne insan yetiþtirmek, ne ülkenin sorunlarýna kalýcý çözümler getirmek… Ýþte en iyi oyalama yollarýndan birini daha buldunuz; ikili sömestri tatili ve yaz tatilinin kýsaltýlmasý. Siz kaç yýl sonra “Yanýldýk. Bu da olmadý. Baþka bir sistem deneyelim” diyeceksiniz acaba?

Ýlginç bir uygulama daha... Öðretmen yetiþtirme programlarý... "Hizmet içi eðitim"ler ve seminer programlarý... Öðretmenleri siz yetiþtirecekseniz eðer, eðitim fakülteleri neden var? Orada görev yapan sözde akademisyenlere neden dünyanýn parasý ödeniyor. Yoksa merhum Nasreddin Hoca'nýn dediði gibi "Dostlar pazarda görsün" mü diyorsunuz?

Allah sizi de çocuklarýnýzla sýnasýn, diyeceðim, ama vicdanýn elvermiyor sizin suçunuzu çocuklarýnýzýn çekmesine… Allah sizi bildiði gibi yapsýn, diyorum. Çünkü bir ülkeyi yok etmenin en iyi yolu, o ülkenin eðitimini yok etmektir. Siz de bunu yaptýnýz on yedi yýlda.

28 Þubatçý alçaklar, ahilik eðitimini öldürdü, sizler bütün eðitimi öldürdünüz. Duvara dayalý bir kadavraya bakýyoruz bizler artýk.

Umarým çevrenizi saran asalaklardan kurtularak gerçekleri görüp, bundan sonraki nesillerin kurtuluþu için çaba gösterirsiniz.

Sürç-i lisan ettikse eðer, çocuklar bizi affetsinler... Çünkü masumlarýn kanlarýný ve emeklerini emenler bugün zengin oldular.

2 Mayýs 19
Gölcük