Sevginin bulunmadığı yerde us da arama. -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Kaftancıoğlu, sağduyulu her vatandaşın yapabileceği eleştirilerde bulunmuş olduğu kanaati içinde basın açıklamaları yapıyor. Fransa'da öldürülen üç kadın militanın ölümüyle ilgili bence duygusal bir yaklaşımdan dolayı ciddi hata yapıyor. Her insanın yaşama hakkı vardır ve yargılanmadan bu hak elinden alınamayacağı kısmı son derece doğru ve düşüncesine katılıyorum. Ancak öldürülen bu üç kadın Fransa'da öldürülüyor. Bir yargılanma olacaksa önce Fransızlar tarafında gözaltına alınıp, bir ön yargılama yapılması, sonra iade mi, beraat mı, hapis mi olacağı karara bağlanması gerekir, ikinci bir durum bu insanlar Fransa'dalar ve Fransız yetkilileri görevlerini ihmal ederek bu insanların ölümüne neden oluyorlar, üçüncüsü ise bu kişileri kimlerin öldürdüğü belli değil. PKK mı, Fransızlar mı, bu insanların kişisel düşmanları mı Türkler mi belli değil. Kaftancı oğlu bu üç kadının yaşam hakkını savunurken, açıkça, ne kendi kuşkularını, ne elinde varsa eğer bilgi ve belgelerini açıkça ortaya koymadan sadece yargılanmadan infaz edildiklerini söylüyor. Bu da konuşmasından Fransız yetkililerini ve PKK militanlarını değil, Türkleri ve Türk yetkilileri suçluyormuş gibi bir anlam çıkıyor. İnsanlar konuşma yaparken, yaptıkları konuşmaların kimleri hedef alacağını düşünmeleri gerekir. Açıkçası ben canan Kaftancıoğlu'nun PKK gibi bir terör örgütüne yardım ve yataklık maksadıyla hareket ettiğini düşünmüyorum, ama konuşmasına açıklık getirmeden muhayyel suçlaması da Türk yetkilileri işaret ettiği kanaati doğuruyor. Bu durum da hoş bir manzara teşkil etmiyor. Bu yaptığı açıklamayla, üzerinde yaşadığı ve mensubu olduğu ülkeye karşı sorumluluk duymadığı kanaati hâsıl oluyor. Kaftancıoğlu'na yöneltilen diğer suçlamalar tutarlı değil, sadece uyarı ve eleştiriden müteşekkil konuşmalar... Makam sahibi kimselerin insanları suçlamadan önce biraz daha hoşgörülü olmaları toplumdaki kişisel saygınlıkları yönünden oldukça önem teşkil etmekte olduğunu düşünüyorum. Namık Kemal "Barika-i hakikat müsademe-i efkârdan doğar" diyor. İnsanların düşüncelerini söylemelerini engellemeniz düşüncelerin yer altına çekilmesine ve örgütlü harekete neden olur. Düşüncelerini açıkça söyleyen kişilerden asla zarar gelmez. Bırakın herkes düşüncesini söylesin. Konuşan insan rahatlar. Rahat olan insan problem olmaz. Hem belki bilmediğimiz çok şeyi de bu sayede öğrenme imkânı bulmuş oluruz. 28 Temmuz 19 Gölcük
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Osman AKTAŞ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |