İnsan kendini bilmeli. Gerçeği keşfetmeye yaramasa da, yaşamayı öğretiyor. Ve bundan daha güzel birşey yok. -Pascal |
|
||||||||||
|
Henüz adını koyamadığım isteyerek ya da istemeyerek bende duygusal bir bağ oluşturan sevgili Filiz Bahçıvan'ın "Hocam siz de öğretmenler günü konusunda yazın" demesi üzerine, farklı bakış açısıyla küçük bir katkıda bulunmak istedim. Bugün yirmi dört kasım. Her kesim birbirine çiçek böcek verecek ve toplu yemeklere mum dikip onurunu bir buhur gibi yakacak. Kaçak bakışlarla giyip gitmeme tereddüdü içindeki bakanlık hediyesi önlükleri nereye koyacağını kestiremeyerek. Kimi gülerek, kimi bilerek kıyıma uğradığını kabullenecek. Bugün yirmi dört kasım. Sesim cılız, sesim kasvetli sesim asrın mekanik cenderesinde ezik. Sesim Yusuf kuyusundan çıkmakta. Sesim marazi acıların simgesi harfleri dövmekte har ve kor kullanmaya gerek duymadan. Artık hiç bir şey tekin değil bozuk bir radyodan farkı kalmamış olan eğitimden başka. Bugün yirmi dört kasım. Kitaplar kir, yardımcı kaynaklar tanı konmamış hastalık. Hangi çocuğa dünkü yalanı gerçek diye yutturacağız ellerimiz, yüreğimiz, dizlerimiz titremeden? Hangimiz hangimizin gözlerine woltajı yüksek enerjiyle bakabileceğiz? Bugün yirmi dört kasım. Tasım tarağım toplu. Yüreğine bilinmez bir madenden görünmez bir kama saplı. Çaplı ile çapsızın devlet erkânında yer değiştirdiği bir zamanda söylenecek, dinlenecek, anlanacak ne kaldı? Keşke okullarda ders kitabı olarak "İblise Göre İncil" okutsaydık. Saçma bir masal uydurup onu anlatsaydık, dünyanın en saçma filmini seyrettirseydik. Okuma dinleme ve anlamayı 14 yılda öğrenememiş çocuklar için hazırlanan müfredat emin olun ki, yasaklı oyun olan kanlı paradan daha az zarar verecektir. Bugün yirmi dört kasım. Sabah sekiz akşam beş mesaisi içinde hatırlanan zavallıları kendi paralarıyla eğlendiren bir yöntem bir bulduk; kendi kendine gelin güveyi olup, kendisine kıymetli takı olarak önlük takılanların mutluluğu arabeskin az üstünde seyredebilir. Ben de önlükle yitirilmiş itibarına kavuşan bu değişik yaratıkları kutluyor ve Yusuf yüzlü(!) bakanlarıyla bir yastıkta kocamalarını diliyorum. Bugün yirmi dört kasım. Adımın nesli yetişecek diye proje okulu olarak açtıkları imam hatiplerin nelere kadir olduklarını ben gördüm. Onlar da gördü. Ve lakin dile getirecek ne cesaretleri, ne özgürlükleri var. Üste dilenci, alta kâhyayı oynayan apsürt oyuncular olarak düşlerini gerçek sanmayı sürdürüyorlar. Bugün yirmi dört kasım. Hevesimiz kalmadı bu sahtekârlar dünyasında kement ile doğru yakalamaya. Gırtlağımızda bir kaya, sırtımızda bir dağ; kim yusuf yusufla daha çabuk pes edeceği bekliyoruz. Bugün yirmi dört kasım. Evrensel bir puştun, 1982'de ulusal bir bayram haline dönüştğrdüğü kıytırık bir gün. Öğretmen denen yaratıklar birbirlerini kutluyorlar. Biz de kutlayalım. Öğretmenler 24 Kasım'ınız ve itibarınızı kurtaran önlükleriniz kutlu olsun. 24 Kasım 23 Gölcük
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Osman AKTAŞ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |