Bu hafta içinde dinlediğim en akla ve mantığa aykırı konuşmayı meclis konuşmasında Sayın Tekin yaptı. Şimdiye kadarki hükümetler, cumhuriyet ve Atatürk düşmanlarını desteklemeyi böyle fahiş bir şekilde dillendirmiyorlardı (Fetullah Gülen hariç, çünkü AKP'nin bu alçakla olan birliktelikleri 2002 iktidarından 2014 yılına kadar sürüyor).

Sayın bakan, eğitim bakanlığının yaptığı toplam protolün 2709 olduğunu, bunun 1167'sinin resmi kuruluş, 550'sinin sivil toplum kuruluşları, 986'sının Tema ve diğer kuruluşlarla yapıldığını söyledi ve akabinde "Sizin cemaat ve tarikat dediğiniz, bizim de STK dediğimiz kuruluşlarla yaptığımız protokol, toplasanız 10'u geçmez ve bunlarla da birlikte hareket etmeye devam edeceğiz. Onlar çocukların dağa çıkmalarını engelliyorlar." diyor.

Sayın bakanın açıklamaları üzerinden gidelim. Verilen rakamları topladığımızda 2703 ediyor, demek oluyor ki, sayın bakan 6 cemaat ve tarikatla protokol yapmış. Oysa sayın bakan, 550 sivil toplum kuruluşu ile protol yaptıklarını söylüyor, protokol yapılan bu 6 tarikat ve cemaati bu 550 kuruluştan ayırıyor. Halbuki, konuşmasında kendilerinin bu ayrıcalıklı cemaat ve tarikatlara sivil toplum kuruluşu dediklerini ifade ediyor. Bu kendi içinde bir çelişki ve sayın bakanın da bu kuruluşları sivil toplum kuruluşu olmadıklarını kabul ettiği anlamına gelmekte.

Sayın bakan bilerek ve isteyerek cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığı yapan kuruluşlarla protokol imzalıyor, bunu Türkiye Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisi kürsüsünden söylüyor ve hâlâ bakanlığa devam ediyor. Bu çok garip bir durum değil mi?

Bir diğeri açmaz, sayın bakan bu örgütlerin çocukların dağa çıkarılmalarını engellediğini söylüyor. Ben de, benzer örgütlerin yurtlarında kalan çocukların taciz ve tecavüze maruz kaldıklarını günlerce medyadan okuduğumu ve bundan bir insan olarak aklıma her geldikçe tüylerimin ürperdiğini söylemek istiyorum. Hem dağa çıkanları dağdan indirilip, çadır mahkemelerinde aklanıp, kamu kuruluşlarına yerleştirilmediler mi? Dağda kimse kalmadı ki, çocuklar dağa çıkarılsın ve bunlar da engel olsunlar, öyle değil mi sayın bakan?

Ben sormak istiyorum Yusuf Tekin'e; Cihannüma Dayanışma ve İşbirliği Derneği kim tarafından, niçin kuruldu? Bu derneğin kurucu genel başkanı kim? Bu dernekle ilginiz nedir? Bu dernekle protokol imzaladınız mı? Emine Şenlikoğlu denilen cumhuriyet ve Atatürk düşmanı hangi sıfatla bu derneğe davet ediliyor?

Bu soruları yanıtlamayacağınızı biliyorum. Benim yapmaya çalıştığım sadece farkındalık yaratmak. Cihannüma Dayanışma ve İşbirliği Kurucu Genel Başkanı sizsiz, değil mi sayın Tekin?

Acaba bu insanlar (AKP zihniyeti ve bu zihniyeti destekleyen seçmen) bu ülkenin, hayatını ve sosyal yaşantısını hiçe sayan Atatürk tarafından kurulduğunun, cumhuriyet ve demokrasinin Atatürk tarafından bunlara verildiğinin ve bu sayede bugün bu konuşmaları rahatlıkla yaptıklarının, hatta kendilerine hayatı pahasına bu imkanları verene hakaret içeren kelimeler sarf ettiklerinin, ve hatta Atatürk'e küfrettiklerinin nasıl bir vebal taşıdığının farkındalar mı? Eğer farkında değillerse, bunlar zır cahil, farkındalarsa hain olmuyorlar mı?

Sayın Tekin Türkiye Cumhuriyeti devletinin resmi bir bakanı olarak bu kadar sorumsuz ve anayasaya aykırı olduğunu kendisinde bildiği kuruluşlarla protokol imzalayıp, bunu da gayet doğal bir şeymiş gibi meclis kürsüsünden söyleyebiliyorsa, bu devletin temellerinde sarsıntı başlamış demektir. Bu devleti, cumhuriyeti ve anayasal düzeni sağlaması gerekenlerin konuya duyarsız kalmamaları gerekir. Bu durum ülke geleceğin nasıl bir tehlike içine girildiğinin bir göstergesidir.

Ben artık sayın bakanın söylemlerinden ve imza altına alınan 6 protokolün gelecekte yeni FETÖ örgütleri doğurabileceği endişesini taşıyorum.

Ben, acaba eğitim bakanlığında bunlar olurken diğer bakanlıklarda benzer gelişimlerin yaşanıp yaşanmadığı konusunda da ciddi endişeler duymaktayım.

Umut etmek istiyorum ki, artık gerekli merciler bu konuda gerekli olanı kişi ve topluluk çıkarları yerine ülke çıkarını gözeterek yaparlar.

21 Aralık 23
Gölcük