"Hayranlığı o dereceye vardı ki; yere düştü ve kendinden geçti." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun) |
|
||||||||||
|
Kendimi bildim bileli, kendi kapanına sıkışan bürokrasi ve onların politikası: "Sizi sağduyuya çağırıyoruz."... Siz dedikleri kim? Toplumsal gerginliği yaşayan hangi toplum? Toplumlarını toplasan toplumun % 1 i bile etmeyen bu kişiler, kimi sağduyuya çağırıyorlar? Sahi, sağduyu ne? Niye sol duyuya çağırmıyorlar? Yıl 1970. Ben beş yaşındayım. Masal yerine öğrenci çatışmaları ve ölüm olaylarını dinleyerek büyüyorum. Yıl 1980. Kenan Evren anayasayı silahlı eylemlerle zorla değişiyor. Ve ödül olarak cumhurbaşkanı oluyor. "Sizi sağduyuya çağırıyoruz." Bu sözü ilk defa 1983 yılında Evren'den duyuyorum. Büyük Türkiye Partisi’ni kapattırarak, Milliyetçi Demokrasi Partisi’ni işaret buyurarak halkı sağduyuya çağırmıştı. Halk da sol duyusunu kullanarak Turgut Özal'ı seçmişti. Ve Özal halktan aldığı güç ve halkın sol duyusunu sağduyu sanarak önce Amerika, sonra Avrupa hayranlığına soyundu/soyundurdu. Biz sol duyulu halk da bir daha giyinemedik. Özelleştirme adı altında ülkenin ilk gayrimenkulleri kiralanmaya, sonra satılmaya başlandı. Köprüler, fabrikalar... Ve vergiler... Gittikçe artan oranlarla... KDV filan... Güneydoğu sorunu çözümleri; Amerika'nın yanında yer almalar, Peşmerge getirip götürmeler, Barzani ve Talabani görüşmeleri... Yitirilen itibarı ve Özal'ın sağduyu çağrısı "Yasaklı politikacıların yasaklarını kaldırmayın ha..." Halk yine sol duyusunu kullanıyor ve yasaklı politikacıların yasağını kaldırıyor. Türkeş, Erbakan, Demirel, Ecevit ülkenin gediklileri... Herkes bıraktığı yerden başlıyor geleceği geçmişle birleştirmeye. Oysa Özal dağdaki çobana bile ekonomi konuşturacağını söylemişti. Bu yüzden halkın sağ ve sol duyusu da değişiyordu. 1970’lerin kıdemli politikacıları istediklerini istedikleri oranda kullanamadılar. Derken Demirel cumhurbaşkanı oldu Özal'ın sağduyu çağrısı sonucu. Türkeş rahmetli, Ecevit Baykal'la cebelleşmekte… Baykal'da İnönü'yle. Erbakan Milli Görüşe yeni ayarlar vermekte. Çiller ve Yılmaz dünyaya Türkiye diye bir yerin sömürüye uygunluğunu tanıtıyorlar. Ekonomisi çöken bir ülkenin ham madde kaynaklarını göstererek... Medya, halkı sağduyuya çağırıyor. Halk da Erbakan'la Çiller'i göreve... Ve yaklaşık 1,5 yıllık iktidar... Arkasından 28 Şubat kararları ve çözülmeler... Hem Çiller, hem Erbakan bitiyor. Halk birdenbire sağduyusunu kullanıyor ve Ecevit'i % 21’lik bir oy oranı ve % 19’luk bir oy oranıyla Bahçeli'yi ortak iktidara taşıyor. Anahtar Yılmaz. Paslı kapı, paslı kilit, paslı anahtar... Dört yılda beli bükülen Türkiye... Osmanlının hasta adam rolünü üstlenmiş gibi. Kendine bile borçlu. Öcalan’la başörtüsü iktidarı iktidardan alıyor. Ve lâik anti lâik cebelleşmesi... Erdoğan bir parti kuruyor. Birçok şey kuruyor bu arada... İMF ve Dünya Bankası ekonomik paketleri sayesinde... Ecevit bile kuruyor Kemal Derviş'in diyeti sayesinde... Yeni iktidar yeni kan demek. Yeni kan demek halkın fedakârlığı demek. Yeni Kemal Dervişler demek. IMF’ler, Amerikalar, Avrupalar demek. Çıkarları zedelenenler için karşılıklı söz düellosu demek. AKP’nin tutmayan ekonomi politikası yüzünden halkın gözünden tam düşmek üzereyken, lâik ve anti lâik çatışmasının başlamasıyla halkın saf duyusunu kullanarak AKP’nin oy oranını % 13 bir oranla artırması demek. Ve çözülemeyen başörtüsü demek… Devletçiliği, Halkçılığı, Milliyetçiliği, Devrimciliği unutup, aç bir cumhurun içi boşalmış cumhuriyetini korumak için lâikliğe sarılması demek. AKP’nin oy oranını parti kapatma davasıyla artırması demek. Ergenekon demek. İlhan Selçuk gibi içeri alınmak demek... Demek daha çok göreceğimiz var. Odalar Birliği'nin, Borsalar Birliği'nin, Sendikalar Birliği'nin ve daha birçok birliğin siyasi ve sosyal birliklerin aslını bilmediğimiz hangi toplumsal gerginliği yumuşatmak için halkı sağduyuya çağırmasıyla... Allah başımızı da, sonumuzu da hayretsin.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Osman AKTAŞ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |