"“Bir yazar, kelimeleriyla değil, kelimelerle uğraşanlara sabırlarıyla test edilir.” – Franz Kafka"

Öykü > Anı

olumlu

Bu Semt

Bebekliğim, çocukluğumun bir kısmı, ilk işim, ilk maaşım, yeni işim, hayallerim, geleceğim bu sokaklardaki adımlarımla şekillendi ve şekillenmeye devam ediyor. Anaokuluna Sait Çiftçi’ de gittim mesela. Bir bohçamız olduğunu hatırlıyorum içinde herhafta yıkanıp ütülenen yatak çarşafı, yastık kılıfı, nevresimi taşırdık. Pembe beyez petükareliydi bizlerin ki, erkeklerinki mavi. Anaokulunda

dramatik

Sıradan Bir Gün

sıradan bir gün değil…
Bir kabusun ortasından başlıyorum, içim biraz uyku istiyor, aleni sevişmek az biraz da…
Yine geçici sahiciliklerin dokunuşlarıyla evcilleştiriyorum kendimi, masalım her geçen gün daha da kalabalıklaşıyor ama gözüm hiç birini ısırmıyor…
Keyifsiz bir yağmur düşüyor toprağın çıplak göğsüne,

karamsar

Hayata Dokunsaydı Keşke...

..Geçen sefer ışığa gidiyorum diyip de kendini sulara bıraktığında ışık onu almaya hazır olmuyor, şimdi gündüz gözüyle gece tekrar ışığa giderken karanlık onu fark etmiyor alıyor içine sonsuza dek orda tutacak şekilde.

olumlu

Yola Çıktık Bir Kere (2)

Yaz gelince yüklüklere kaldırılan ağır yorganlar gibi gökyüzü de tüm ağırlığını bir sonraki yıl kullanmak üzere kışa bırakmıştı. Gökyüzü açık bulutları ile sere serpe uzanmışlar gibiydi. Onlar da sanki ince bir pikeyi bile kaldıramayacak kadar özgür ve hafif olmak istiyorlardı.

nostaljik

"Bekle Bizi İstanbul"

Haydarpaşa Garının önünde, iskeleye yakın bir bankta, elinde yarım simit, yanında çantası, siyah paltolu bir kadın oturuyor. Gözlerini denizden ayırmadan İstanbul’u dinliyor. Değil gözlerini kapatmak, kırpmak bile istemiyor. Herşeyi nakşetmeli belleğine , daha epey bir süre bu resimlerle oyalanacak.
“Sanki karnımın üstünden geçiyor vapurlar...Ne çok martı

romantik

Bir Aşk Hikayesi

"Ne hasta bekler sabahı
Ne taze ölüyü mezar...
Ne de şeytan bir günahı
Seni beklediğim kadar!.."

olumlu

Üç Tabak, Üç Ümit...

Ramazan geldi. İftarı, sahuru, davulu, teravihiyle... Bilmediğimiz yerlerde, aslında yakınlarda nasıl acaba tüm bunların anlamı... Üç tabağa sığan ümitlerin büyüklüğüne biz şaşırdık, siz de şaşıracaksınız...

nostaljik

Dün ve Bugünün Anıları

Çocukken ne zaman büyük olacağız diye düşürken, büyüğünce de keşke hep çocuk kalsaymışız dediğimiz çok olmuştur herhalde.Çocukluğun bu kadar çabuk geçtiğini düşünürsek çocuklarımızın, çocukluk etmelerine müsade edip, bu imkan nisbetin de olsa, onlara olanak sağlamalı, doğayla onları tanıştırmalı, onlara sevgi, saygı ve kibarlık kavramlarını öğretmeliyiz.Onlar bunu çocukken öğrenir,

karamsar

Çıtı Çıkmayan Şehir

aslolanın hikâyenin içinden geçmek değil, hikâyenin kendisi olmak olduğunu bilmenin de mutlu olmakla ilgisini unutmamak gerek… hikâyelerimizin herhangi bir yerine öylesine kondurabildiğimiz çocuk gülüşlerindeki masumiyetlerin ya da çıkarsız paylaşımlardaki samimiyetin sayısının çokluğu, hayatlarımızın güzel geçtiğinin işareti sayılmalı… insanın geçmişine yaptığı yolculukların durak yerleri kuşkusuz 'iz' bırakan anılarla ilgili…

nostaljik

Beni Bir Sene Beklermisin

Güzel bir temmuz sabahıydı, Topkapı’dan Şehremini’ne doğru yürüyordum. Belediyeye ait otobüs garajının oraya gelmiştim ki, onu gördüm.

karamsar

Ölümlü, Pek Ölümlü

Deniz seviyesinin bile altındaki bu şehir yazan, çizen, üreten insanlarla olduğu kadar, çalan, çırpan, tüketen insanlarla da doluydu. Bense ölmekten başka yapacak hiçbir şey kalmadığından emindim. Ne var ki bu bilgi o kadar acıydı ki çiğneyip, sindirip, sıçamıyordum kendisini bir türlü. Adeta geviş getirir olmuştum kendi kendimi öldürmek

Başa Dön