• İzEdebiyat > Deneme > Düşler |
501
|
|
|
|
Heryersin... Hersey...
Duyuyormusun? İcimde binlerce aci ciglik var.. Bir oraya , bir buraya savrulan... İcimde binlerce huzunlu ciglik var.. |
|
502
|
|
503
|
|
|
|
“Afrika’da her sabah bir ceylan uyanır, en hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini; yoksa öleceğini bilir. Afrika’da her sabah bir aslan uyanır, en yavaş ceylandan daha hızlı koşması gerektiğini yoksa aç kalacağını bilir. Aslan ya da ceylan olmanızın bir önemi yoktur. Yeter ki güneş doğduğunda koşmak zorunda olduğunuzu bilin.”
De mi yani…
“Yeter ki güneş doğduğunda koşmak zorunda olduğunuzu bilin.”
Bütün bunları; tavuklarımı yemlerken düşündüm…
Gerçi her düşündüğümü paylaşmak da iyi bir huy değil ama…
|
|
504
|
|
|
|
Leylî düşlerimin Leyla’sına merhaba,
Senin gözlerinin beyazına takılı yüreğim, her gece titrer bozkır ayazında. Ankara’da kar altında kalan güller üşür hayallerimde. Dilimde eski bir türkü, teyellenir yaralı yüreğim yüreğine. Ey süveyda bakışlarında eridiğim! Vuslatına eremediğim. Hangi meçhul iklimdesin… Zaman, suya düşen bir gül yaprağına mahpus. Sen, suya düşen gül yaprağından daha narin. İnce hayallerimin elif kametli gülü. Düşündükçe elifleşirsin, daha bir incelirsin.
|
|
505
|
|
|
|
Dolunayın ışıltılarını yakamozlara dönüştüren denizi seyrederken birlikte, bir güvercin gibi sana sokulmalı, gülümseyen yüzümle, sevgi dolu başımı yaslamalıyım göğsüne.. Hafiften bir şarkı mırıldanmalıyım, esen rüzgarın türküsünde..
|
|
506
|
|
|
|
RÜYALAR GERÇEK OLSA...... |
|
507
|
|
|
|
en saçma yazı bu , ama bir kerecik olsun tamamlamak adına yazıldı |
|
508
|
|
|
|
Ekim ayında İstanbul'da... |
|
509
|
|
|
|
Tanrı katından aşşağı bırakıldığında artık kimse ölmüyor Vera! |
|
510
|
|
|
|
düşüme uzak düşmüş yanlış masallar |
|
511
|
|
|
|
hayalgücü ruhunu uzaklara gölgelediğinde uykun sonsuz doğuda uyanacak |
|
512
|
|
|
|
Bir fotoğrafa dökülen, zamanı başka, anlamı aynı duygudur aşk.Gözlerinin rengi hiç bilinmeyecek yabancı bir sevgilinin dünyasında ne kadar büyükse aşkın dile verdiği nezaket o kadar tatlıdır geçen zaman.Düşlerde gözler yoktur sevgili.Yürekler oynar tüm bir gece bu sahnede. |
|
513
|
|
|
|
düşlerimin içinde kapana sıkışan biriyim artık..düşkapanıymış bana bu hayatta düşen hisse... |
|
514
|
|
|
|
Rüya değil, bir kâbus bu gördüğüm. |
|
515
|
|
|
|
Bizim şehrin biraz yakınında, bazıları oldukça yüksek irili ufaklı kayalılardan oluşan, kimsenin gitmediği ıssız bir yer vardı. Sanırım sadece ben seviyordum oranın manzarasını. Kayalıkları yakından seyredebilmek için, aralarında yükselen toprak tepeye çı |
|
516
|
|
|
|
Gül, gece ,çiy damlası ; güneş, ay hep seni özetler. Şiir yazmak istesem dibacesinde ,nihayetinde mutlaka sen olursun. İmge sen, uyak sen muhteva sen. Desen desen işlerim kâğıda sana dair her şeyi. Yalnız bir şeyi işleyemem, sana olan sevgimi. Çünkü yazmaya kalksam kağıt yanar, kalem tutuşur. Üflenir sur. Bu yüzden seni kalbimde saklarım. Sana dair yasaklarım.
|
|
517
|
|
|
|
Ne kışın beyazını, ne baharın yeşilini yaşar oldum... Kurak topraklar misali parça parçayım, mevsimler bile beni terk etti gitme... |
|
518
|
|
|
|
Som bir efsanesin yüreğimde. Gümüşî rengiyle köpük köpük sonsuzluğa akan, hep tazelenen ve iz bırkan coşkun, dupduru nehirsin. Bir iksir var ki özünde.gitsen bile yüreğimde kalırsın hep en güzel hâlinle.
|
|
519
|
|
520
|
|
|
|
Savaşın, kin ve nefretin kol gezdiği zamanımızda barış en büyük sermayemizdir. Dünyada herkes barıştan yana görünse de gerçekte dünyayı idare edenler savaş tamtamları çalıyorlar. Bugün dünyayı kan gölüne çevirenler onlardır. Dünyayı ateşe veren bu izan ve insaf fakirleri, körpe çocukların canı ve kanı üzerinden çıkar hesapları yapıyorlar.
|
|