• İzEdebiyat > Deneme > Düşler |
521
|
|
522
|
|
|
|
ağzım zehir gibiydi.ne zaman tükürüğümü yutacak olsam zehirlenme hissine kapılıyordum...
|
|
523
|
|
524
|
|
|
|
Ölü saat
Ölü mevsimi
Ölüm sessizliği
Ölü nokta
|
|
525
|
|
|
|
Orucu kuşanmak, iblisin belini kırmanın; onu hüzne gark etmenin adıdır. Nefsi ve şeytanı, görünmez çelikten halatlarla zaptu rapt edip fenalıklarından emin olmaktır. Sabır ve kanaatı hüsnü kabul ile sineye sarmaktır orucu kuşanmak. Zalimlerden fersah fersah uzaklaşmak, mazlumlara kol kanat germektir orucu kuşanmak. Dilin damağa yapıştığı demlerde,munis bir edayla şükür diyebilmek, kerem sahibini hoşnut edip onun sevgisine mazhar olmak, hiçbir maddi güçle satın alınamayacak bir nimettir. Bu hâl oruç sayesinde erişilebilen bir lütuf hâlidir. Çünkü, riyası olmaz orucun; yaratanla oruçlu bilir onun her vetiresini. Cümle uzuvlarına, oruç kalkanını kuşandırabilene ne mutlu. İpek bakışlı bir zamanda, edep ve şükür ridasına bürünerek oruç açmayı; ancak cümle azalarına oruç tutturabilen güzel insanlar hak etmiştir. İşte onlardır orucu kuşanabilen civanmerteler. Ne mutlu onlara. “ Hezar gıpta ipek bakışlı zamanların efendisine/ Ne kendi kimseye benzer ne kimse kendisine” demek istiyorum, kadim bir beyitte ufak bir değişilikle.
|
|
526
|
|
527
|
|
|
|
Umutsuzun düşüncesinde gelecek yoktur. |
|
528
|
|
|
|
Yağmura tutuldum ıslandım bir anda ama bitti. Yağmur dindi çoktan güneş açtı buralarda. Hem neden merak edeyim seni? Neden söyle bana, sen zaten hiç olmadın ki! .... |
|
529
|
|
|
|
Cehennemin kare kare olduğu ve ateşlerin yüreğine damla damla aktığı saatlerde, günahın orman olmak ise nasıl dayanabilirsin ki bunca yangına, gözyaşları yeter mi bunca yürek ateşini söndürmeye cennet gözlüm ?Sen hiçbir kimse için ağladın mı peki?Gözlerin cenneti hatırlatacak kadar güzelken söyle açları, yoksulları hatırladın mı ki? Hiç kimseye gözyaşı döktün mü sevgili? |
|
530
|
|
|
|
Bir uçak veya bir gemi... Bizi onlardan ayıran nedir ki? |
|
531
|
|
532
|
|
|
|
Kimse hak ettiklerini yaşamaz ki.
|
|
533
|
|
|
|
Hic yanima gelmeyenim.. Hic ama hic beni terketmeyenim...
Hic acmayacakmisin kenetledigin ellerini? Salivermeyecekmisin beni, hapsoldugum senden...?
|
|
534
|
|
|
|
Ben bir küçük zavallayım. Ne hayatı değiştirmeye gücüm yeter, ne de yok etmeye... |
|
535
|
|
|
|
Ben aslında iki lafı bir araya getiremem. Ama sen yok musun?
Bana hep meçhule şiirler yazdırıyorsun.
Ne künyeni biliyorum, ne adresini.
Bir kez ezberledim ya sesini.
Kalbimde vuruyorsun, kulaklarımda çınlıyorsun…
|
|
536
|
|
|
|
anlamsız düşünceler her zaman heryerde üretebilirsiniz daha çok ürettiklerinizin en gereksizi gibi görünse bile... |
|
537
|
|
|
|
..bir yer var bilmediğim ama bilmiş gibi yaşadığım bir yer var!! |
|
538
|
|
|
|
'-bitecek birgün biliyorsun.Aslolan neydi?
-bitmesine ne kadar var üsüyorum moruk.kahrolasi duvarlar ah o sıvasını dökmeyi bitiremedigim duvarlar!
-bitmeyen ne gördün azizim ne gördün!
-ilmegim kaçtı,ağlıyorum sanirim.
-bir şiş düzeltirmiydi seni?
-soğuk bir metal mi?' |
|
539
|
|
|
|
Ey gül dibaceli adı dilimde pelesenk olan can!
İçimde, lif lif olan aşk salkımının her birinin ucunda, bir gül asılı. Gamzen, zaten ayrı bir sevda faslı iken, bu firar nerden esti aklına. Hasılı,gittin ardında bir yangın yeri bıraktın. Yüreğimdeki yemyeşil sevda ormanlarını baştan başa yaktın.
|
|
540
|
|
|
|
ÖLÜM TATLI BİR TÜRKÜDÜR,
MARTI ÇIĞLIKLARIYLA,
SONSUZ DENİZDE... |
|