• İzEdebiyat > Deneme > Düşler |
181
|
|
|
|
Hayaller yarınlara ertelenir ise; evet işte o zaman başlar umutsuzluk... |
|
182
|
|
|
|
Dilimde bir Ahmet Kaya repliği "beni vur, beni vur onlara verme"... Bu cümle üzerine sayısız metin yazılmış yada film çekilmiş olabilir. Lakin dilimden aklıma emin adımlarla ilerleyen bu cümleye selamlarla eşlik etmekten başka şansım yoktu. Selametle aklım, selametle... |
|
183
|
|
|
|
Yine bahtıma rüyalarım düştü. Rüyalarıma girersin sen her gece. Her sabah uyandığımda da, kor gibi yüreğime küreklenen kömür gözlerini unutmak için tüm gün kömür ocağında çalışanlar gibi terden sırılsıklam olurum. Gözlerin sonra toz halinde bulaşır tenime. |
|
184
|
|
|
|
Yanılmıyordum
öğrenemedik sevmeyi,
öğrenemedik merhamet etmeyi,
öğrenemedik kötülük etmemeyi,
öğrenemedik bir kereliğinede olsa taviz vermeyi,
öğrenemedik kibri ardımıza itelemeyi
öğrenemedik hoşgörüyü iyi niyeti
öğrenemedik menfaatsizliği
Ve edinemedik bizi biz yapan erdemleri...
|
|
185
|
|
|
|
Işıl ışıl bir günde, hayatın güzelliği mavinin içinde gizlenemez. Hayallere takılan ipek kanatlarla muhayyel güzellikler ülkesine bir yolculuk başlar. Suya karışan ıtır, bardağınızda buğu buğu tüterken yaşamaktan ayrı bir haz alırsınız. Renk güzeli size yudum yudum tebessüm eder.
|
|
186
|
|
|
|
hislerim beynimle vals yaparken yüreğim fikirler üretiyor. üç kişi bile kalabalık kardeşim bu yaşamı sadece aklı olanlar yaşıyor.
duygular ve hisler artık lüxe giriyor |
|
187
|
|
|
|
Çirkin doğdum ben aklımdan sana.. Neyimiz kaldı saklanacak.. Bulamam.. Hergün bağıra çağıra yol alır ayaklarımız.. Yoksa muammalı bir bekleyiş mi duvarlar, ne kadar solgun, ne kadar kırgın bir yüz büyütürse ardında.. |
|
188
|
|
|
|
Boşver naturmort çizimleri, hayatın efekti olmaktan vazgeç ..Kurtul bu karakalem tümcesinden.. |
|
189
|
|
|
|
Ve artık bıraktım yıldızlara koşmayı, öğrendim kadere bağlanmayı… Artık acı benim, sadece benim acım… Bir çift yeşil gözle başlayan hayallerim, yine o bir çift yeşil gözün gururumu kırmasıyla söndü… |
|
190
|
|
|
|
“Habil'den bu yana kan kaybeden kimliğimizin kenarlarına düşülmüş notları toparlayıp yazıyorum duruşumuzun şeceresini saman kağıtlara.” |
|
191
|
|
|
|
İnsanlar, çoğu zaman gündelik yaşamlarından tutun da bütün yaşamlarının akıbetini biçimlendiren olayları bekleyişlerle, umut etmekle vakitlerini geçirirler. Oysa ki bu yaşamda beklemek en büyük güçken, buna gücü kalmayanlar ise yalnızca umuda sarılmak zorundadırlar. |
|
192
|
|
193
|
|
|
|
An vardi bitti simdi hic animiz kalmadi.. HİC kaldi bize... Hic her zaman kolayca kacilan. Neyin var hic. |
|
194
|
|
|
|
Noktadan önce ne varsa yaşama dair ... |
|
195
|
|
|
|
Tam olarak büyüdüğümü iddia edemem, içimde küçük bir çocuk bulunuyorken böylesine , aynı şekilde küçük bir çocuk olarak kalabildiğimide iddia edemem içimde ihtiyar bir kimse duruyorken böylesine. |
|
196
|
|
|
|
Mavi ve sonsuz sokakların , kefen giymek bilmezcesine yaşadığına tanıklık ettiğim zamanlardan geriye kalan , aslında hiç yaşanmamış olan zamandı. |
|
197
|
|
|
|
...Anılar yaşayamadan hızla akıp gidiyor ve duygular ayrıntılara takılıyor ya... Sevişmek varken savaşmak neden... |
|
198
|
|
|
|
Sessiz sessiz atılırken adımlar , geride bırakılan atak izleri takip eder durur insanı.Bakarken gözler bir su birikintisine kirlenmiş bedenleri birer birer gösterir kendine.Bir su birikintisinde birkaç yaşam.Bir nehirde boğulan birkaç beden. |
|
199
|
|
|
|
buda bir hayal gerçi
yok oluşumu canlı canlı izleyip yukardaki neden sıralamasında adı geçenlere armağan etmek istiyorum.
filmin sonunda bir ödüle ihtiyaç duymuyorum.
o hayallerim arasında yok. |
|
200
|
|
|
|
“Belki de sen özenle katlanmış bir mendil gibisindir Açınca içinden yeni biçilmiş çimen kokuları yükselen" Ben, dokunur dokunmaz kiraz dallarına çiçekler açtıracak biriyimdir belki de.. |
|