Her gün yeniden doğmalı. -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Özgürlük mücadelesi veren tarafta askerler perişan, aç ve yayandır. Düşman tarafta ise askerler dinç, kalabalık ve atlı süvarilere sahiptir. Düşmanın gücünü gören asileri umutsuzluk ve korku sarar. Savaşı kazanmaları da pek olası değildir. Tam o an… O ümitsizliğin kol gezdiği anda… Beklenen kahraman atının üstünde kareye girer. Onu gören askerler neşeyle bağırmaya başlar, silahlarını havaya kaldırır ve savaşın seyri daha savaşmadan döner. Böyle bir hikaye değil belki onunki… Belki kayıplarından dolayı arkasındakiler de bağırıp, çağırmak istemiyor ama o efsane konuşmasıyla umutsuzca yaşayan binlerce kişinin içindeki adalet özlemini körüklemeyi başardı Kamil Kartal. Körükledi, körükledi ama ne yazık ki o ateş daha fazla alevlenemeden sönecek. Her birimiz o lafları yiyen o alay komutanı gibi sessiz sessiz kendi görevlerimizin başında olacağız. Elini vicdanına koy… Ne yapacaktı alay komutanı? Haklısın Kamil Kartal, size yapılanlar hakka hukuka sığmaz, haydi bizim bölük siz de katılın hep beraber yürüyoruz mu diyecekti? Diyemez. İçimiz belki kan dahi ağlasa kaybedecek şeylerimiz var. Ne geliyor başında? Güç! İşine son verilse ne yapacak alay komutanı? Nasıl geçinecek? İki gün sonra kim kendisini hatırlayacak? Kimse… Acı gerçek şu ki milattan öncesinden tut günümüze kadar adalet, hak ve liyakat bedel ödemeden sahip olunan şeyler olmamıştır. İnsan da doğasından mıdır bilinmez; zorbalığa, hiyanete, haksızlığa hep boyun eğmiş hatta bu değerleri elinde tutan insanları savunmuş ve onların gölgesi olmayı bir lütuf sanmıştır. Böylesi bayağı değerlerin ve de iğrenç insanların olduğu yerlerde hak olabilmesi için de birileri hep bu sisteme başkaldırmak zorunda kalmıştır. Öyle mi Kamil Kartal? Öyle ya da böyle… Zordur hak mücadelesi… Konuşmayı tekrar tekrar izliyorum. Yazılacak çok şey var ama o konuşmanın üstüne yakışacak sözlerim yok. Sadece naçizane bir birey olarak sana saygımı bu satırlarla sunmak istedim. Okuyanlar da senin konuşmanı bilsin istedim. Keşke alay komutanından tut, tüm ülke yanınızda durabilecek cesareti ve gücü bulsak… Bulamadığım için ben özür dilerim.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Alp Şahin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |