..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yaþamak bir aðaç gibi tek ve hür / Ve bir orman gibi kardeþçesine...
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Aþk Romaný > Ýsa Kantarcý




17 Aðustos 2024
Ýki Kýz Bir Erkek 11  
Ýsa Kantarcý
GENÇLÝK............


:FE:
ONBÝRÝNCÝ BÖLÜM


Seher, Zuhal’i gördüðüne pek sevinmedi: “Sen neden geldin?” diye sordu.”
Olup biteni izah ettik. Seher, ses etmedi, þu þakadan dolayý ona kýzgýndý. Zuhal, kedi gibi ona yaklaþtý, dibine oturdu, bir taraftan sarýldý. Saçýný okþadý. Bu sýrada aniden birbirlerine sarýldýlar.
“Yarýn iþin yok muydu?” dedi Seher.
“Ýstifa ettim, 3 günlük paramý vermediler, çok sýkýntýlý yerdi, baþka yer bulurum. Olmadý; annemle pazara çýkarým.”
Yumurtalarý verdim Seher’e: “Zuhal verdi.”
“Ah caným, ne gerek vardý, yaptýðýn iðrenç kesik kulak þakan bizi yerle bir edip uçurmuþtu zevkten. Eksik olma.”
Güldük.
Tuvaleti sordu Zuhal.
“Bir çukur kazdým” dedi Melek, “gel benle göstereyim. Ýþi yapan biraz toprak atsýn, tamamdýr. Tuvalet kaðýdýný idareli kullanýn, sabun orada, temizlik þart. Aksini yapaný tokatlarým!”
Zuhal, iþini bitirdikten sonra ben gittim o tarafa, Melek peþimden geliyordu.
“Ýþim var; gelme!”
“Ya eserim hakkýnda düþünceni merak ettim?”
“Ne eseri be! Çekil git baþýmdan, sýkýþtým. Saçmalýklarýný, þakalarýný çekemem!”
“Az tut be.”
Ormanda bir noktaya geldik.
Çukur kazmýþ, eski bir çuvalla çevresini dört köþe kapatmýþ.
“Mühendislik nasýl?” dedi.
“Harika.”
“Yakýnda mezarcýlýða da baþlarým. Þu ilerisi iyi mezar yeri olur.”
“Ne için, anlamadým?”
“Buradan birine bir þey olur filan. Üç güzel kýzýz ne de olsa. Bir sapýk gelir. Saldýrýr bize. Öldürüp gömeriz. Karakola mahkemeye gerek yok. Hem öyle olursa adýmýz çýkar. Nefsi müdafaa olsa bile yýllarca hapis yatarýz. Ülkede iþler böyle.
Belki de sen yaparsýn birimize bir yanlýþ, seni öldürüp gömeriz.
“Sen hap mý aldýn?!”
Güldü: “Tamam be, þaka yaptýk.”
Delinin teki bu kýz, ama her ortama böyle biri lazým.
Kafasý sürekli ilginç ve matrak þeylere iþliyor. Eðlenceli bir kýz, her ortama lazým böyle birisi.
Ensemde bir yanma duydum, alev. Þamarý yemiþtim.
Sessizce yanaþýp þamarý indirmiþ. Kaçarken deli gibi gülüyordu.
“E fazla oldun ama; seni elime geçirsem fena yaparým!”
“Gel de yakala.”
Tuvalete gidip iþimi görüp çýktým. Sinir oldum; çünkü ufacýk bir sabun býrakmýþlar. “Bu neye ya, fýndýk gibi ufak sabun” diye sesli konuþuyordum, dere kenarýnda.
Melek, az ilerdeydi, yanýna geldi, elinde sigarayla.
“Sabun benim de canýmý sýktý” dedi, “Ablam bu bitsin öyle yenisini vereceðim dedi, e minnacýk kalmýþ sabun dedim. Annem demiþ ki bunu bitirin, yenisini öyle kullanýn. Bizimkiler tutumludur.”
Ellerimi yýkarken sabun suya düþüp kayboldu. Onu bir türlü bulamadým. Melek yanýma geldi, elindeki poþeti açtý, þiþeyi gösterdi: “Ýçmek ister misin?”
“Bu marka içkiyi bilirim, az iç hemen sarhoþ olursun, sakýn içme.”
“Bak korktum ve çok meraklandým.”
“Nerden aldýn onu?”
Arkadaþ iþ yerine getirdi, yurt dýþýndan hediye gelmiþ.
“Onu içme, çok kötü olursun, solucan gibi yerlere yapýþýrsýn, çevrende yýldýzlar döner.”
Güldü.
“Biraz içeceðim, azcýk. Sýzarsam da nasýlsa buradayýz.”
“Ver onu bana.”
“Vermem.”
Kaçýyordu, düþtü, þiþe taþa çarpýp kýrýldý.
Eline þiþeyi aldý küfür ederek.
“Adisin! Gitti içki, tek yudum bile alamadým” dedi aðlamaklý dedi, “Ya biraz içecektim. Ne var bunda, biraz kafa bulmak suç mu, biraz. Þiþenin parçalarýný toplamaya baþladý. Yanýnda bekledim ve kamp alanýna döndük.
Zuhal, salýncakta sallanýyordu, Melek, onun yanýna koþtu.
“Sýra bende, çekil bakayým.”
“Az dur, birkaç kere daha sallanayým, binersin.”
Ýtiþip kakýþmaya baþladýlar.
Seher, kendine çay doldurdu, bana da bir bardak verdi, dedi ki: “Kafamda burada bir iþ yapma fikirleri dönüyor, beni etkiledin.”
Kadýnýn biri tarhanadan cips üretip satýyor, baþka bir kadýn, eriþte, bildik eriþteden baþka türlerini yapýyor, böyle para kazanabilirsin, 5, 6 köylü kadýn ayarlarsan.”
Ama ciddi þeyleri düþünmek geriyor beni. Sustu. Uzun bir sessizlikten sonra dedi ki: “Caným sýkýldý.
“Neye?”
“Þu kulak kesme hadisesi yalan çýktý ya, çok kötü oldu.”
Neden?”
“Ya depresyona girdim. Gecemize bir hareket, yenilik gelmiþti. Fos çýktý olay.”
“Ne yalan söyleyeyim ben de hüsrana uðradým, Zuhal kulak koparan cesur, kahraman kýzdý gözümde, birden yýkýldý gitti; yalak, þýmarýk bir tipmiþ. Üzüldüm. Oysa baþta kapý saðlam bir kýz izlenimi vermiþti. Sefilin birinin kulaðýný koparmýþtý, hiç duymadým böyle bir þey, kulak ýsýran boksörü duydum ama. Hak edenin kulaðýný koparmasý memnun ediciydi, vahþice olsa da. Planlý ve kasýtlý da deðildi, aniden öyle geliþmiþti. Böyle demir kýz görmemiþtim, ya sen nasýl kulaðý kopardýn diye düþünmüþtüm, bravo kýz sana demiþtim içimden. Ben olsam koparamam, acýrým filan. Bari þaka yaptýn, açýk etmeseydin, deðil mi? Büyüyü öldürdü.
“Çok yanlýþ yaptý. Evet, evet, ya o þakayý hiç yapmayacaktý ya da gerçekten koparýlmýþ bir kulakla gelecekti buraya, yiðidi öldür hakkýný yeme, bak o zaman nasýl arkasýnda dururdum ben onun. Heyecaným kursaðýmda kaldý. Hani düþündüm, kulaðý kesik pislik burada bir yerde, Zuhal onu arayýp bulup diðer kulaðýný da koparsa ne gurur duyardým ya, böyle bir dostum, küçüðüm var diye. Yýkýldým periþan oldum kulak hadisesinin kurgu olduðunu öðrenince. Miskin, boþ, yavan gecemiz þenlenmiþti; ama yalan çýktý olay. Tamam, kafa dinledik, oturduk yedik içtik. Sonra insan sýkýlýyor, bir hareket arýyor, küçükken oyunlar oynardýk ormanda, yakalamacýlýk gibi. Evcilik gibi, beþ taþ gibi. Ýp atlama gibi. Arkadaþ ben kýza gýcýk kaptým, bizle oynadý, bizi hayal kýrýklýðýna uðrattý, ona öyle pis bir þaka yapalým ki, korkudan ölsün. Bunu ömrü boyunca unutamasýn. Bir þey yapalým?”
“Ne gibi. Sende bir canavarlaþma sezdim.”
“Eee normal. Bak orada hiçbir þey olmamýþ gibi salýncakta sallanýyor. Kardeþimin de bundan payýna düþeni almasý lazým. O zaman için rahat edecek. Onlar 2 kiþi, biz de 2 kiþi.
En kötüsü kulaðý neden yemeðin içine atýyorsun, iþtahým gitti, psikolojim bozuldu, aç kaldým. Salatayla doydum. Bu iki serseriye öyle bir iþ edelim ki… Bir týrpan alayým bodrumdan. Siyah bir giysi var evde, sýkýldým günlerde yapmýþtým pelerinli, baþlýðý var, bir yaðmurluk bu. Onu
giysen, onlarýn kafasýný koparmak için peþine düþsen, ben onlarý tek tek ormana getirsem bir þey yapacaðýz desem, bir kurguyla, sen aniden ortaya çýksan, bak týrpaný cidden sallayacaksýn. Aðzý kör olaný týrpaný getiririm. Merak etme, kafa kopmaz. Cidden sallarsýn, indirirsin bele mesela, iþte o zaman biri bize þaka yapýyor diyemezler, birkaç tekme tokat da atarsýn.”
Bu kýz delirdi.
“Bu iþ kötü þeylere varýr o zaman.”
“Ne oldu korktun mu, pýsýrýk?”
Zuhal, salýncakta sallanýyordu, Melek yanýmýza geldi:
“Eve gitmem lazým.”
“Neden?”
“Bir iþim var. Az sonra gelirim, beni merak etmeyin.”
Seher, tehlikeli olmaya baþlamýþtý, onun yanýnda uzaklaþmak iyi olurdu, kalktým. Onun yanýnda kalýrsam ona uymaktan, düþündüklerini gerçekleþtirmekten korktum; söyledikleri kulaðýma çok güzel gelmiþti. Zuhal, salýncaktan inmiþti, salýncaða oturup sallanmaya baþladým. Zuhal Seher’in yanýndaydý, sohbet ediyorlardý. Uzun süre sallandým, caným çok sýkýlmaya baþlamýþtý. Aðaca týrmandým ve dala oturdum, gökyüzünü seyrediyordum.
Melek, göründü, yanýnda 2 kýz vardý, biri uzun, sarýþýn, yeþil gözlü. Diðer kýz ise ufak tefek ve kýsa. Kardeþmiþ bunlar.
Meleðin kuzenleri. Yurt dýþýndan gelmiþler, senelik izinlerini kullanýyormuþ babalarý.
Üç kýz sohbete daldý, ben de yanlarýndaydým.

Sarýþýn olan Melisa, 18 yaþýndaydý, kýrmýzý gül gibi güzel bir kýzdý, gözlerimi ondan alamamýþtým, onlarýn az ötesinde yerden bir ot koparmýþ, gökyüzüne bakarken kýsa kýz yanýma geldi: Nur, beyaz tenli, siyah saçlarý küt kesilmiþti. Kara gözleri vardý, kirpikleri uzundu, yüzü ay gibi parlak, çok sevimli bir kýzdý.
Biraz sohbet ettik ve sallanmak istedi, salýncaða bindi, onu sallýyordum. Gülüyordu: “Uçuyorum, uçuyorum! Az sonra gökyüzüne roket gibi gideceðim. Daha hýzlý salla þunu.”
“Düþersin.”
“Yok; salla dedim.”
“Yapma çocuk, düþersin bir yerini kýrarsýn.”
“Çocuk deðilim ben, 14 yaþýna girdim bugün, genç kýzým ben.”
“Tabi.” Güldüm.
“Gülme be! Artýk sallama beni!”
Býraktým.
Salýncak durdu, o da küsmüþtü.
“Neden kýzdýn?”
“En sevmediðim þey bana çocuk muamelesi yapmalarýdýr. Anlatabildim mi?”
“Özür dilerim.”
Gülümsedi pýrýl pýrýl.
“Bir daha bana çocuk deme lütfen. Bana Nur de.”
“Peki, moruk.”
Güldü.
“Anlamadýn, bak bayým, ben anne olacak kadar diri, zýpkýn, yay gibi güçlü bir kýzým!”
Her dediði gülünç geliyordu bana, gülecektim, tuttum kendimi.
“Yaydan kastýmý anlamýþsýndýr.”
Bana deðiþik deðiþik bakýyordu. O an onun çocuk olmadýðýný anladým. Ama tutamadým kendimi güldüm.
Büyük bir kahkaha attým.
O sözleri yaramaz, aksi, isyankar bir çocuk gibi demiþti.
“Bak yine güldün!” dedi, bana tokat atmak için elini uzattý, caydý, burnundan soluyarak uzaklaþtý. Kýzlarýn yanýna gitti. ben de salýncakta sallanmaya baþladým ve az sonra bu yalnýzlýk canýmý sýktý, küçük kýzý kýrdýðým için üzüldüm. Çimene oturdum, Nur yanýma geldi, oturdu. Bana pas vermiyordu, kýzgýn bir kedi gibiydi, bir papatya fark ettim, ona fýrlattým, kýrmýzý pantolonu üstüne düþtü papatya, alýp inceledi, onunla oynamaya baþladý.
“Sen mi geldin Nur?” dedim.
“Ben seninle konuþmuyorum.”
“Peki, öyle olsun.”
Geri gitti, uzanacak sandým, bakmadým, fark etmedim, çimenleri koparýp ensemden içeri atýp kaçtý. Toprak da atmýþtý. Ötede gülüyordu. Onu yakalayýp dereye atmaya karar vermiþtim. Az sonra arkamdan yanaþmak istediðini fark ettim: “Bak seni dereye atarým, yapma böyle þeyler.”
“Peki, yapmayacaðým, yanýma oturabilir miyim?”
Otur.
“Eski bir arkadaþýmý anýmsattý bana bakýþýn. Haþlanmýþ yumurta derdim ona. Þiþmandý. Hep bir þeyler yerdi. Çok sevimli bakardý, yumuk yumuk elleri vardý, en çok ekmek arasý köfte yerken sevinçli bakardý, parlardý gözleri, seni de yiyeyim mi derdi bu sýrada. Bu çok komik gelirdi bana. eðilirdi, pantolonu geri düþerdi, biraz hýzlý yürüsek zorlanýrdý, karný kocamandý.”
Ayaða kalktý, yanýmýzdaki aðaca tutundu, sallandý bir süre ve sonra sýrt üstü çimene uzandý, baðdaþ kurdu. Çok saf bakýyordu ýþýk gibi, meleksi.
“Bak kýzlara bir þaka yapalým senle. Bu mallara öyle bir þaka yapalým ki altlarýna doldursunlar.”
“Ne gibi?”
“Bilmem. Çok iyi bir þey bulabiliriz bence.”
“Çok kýzar Seher.”
Güldü: “Amaç bu deðil ki. Çok eðlenceli olur.” Güldü. Ablam ben küçükken beni korkuturdu sýk sýk. Arkadan yanaþýrdý.
Sonra bana son gördüðü rüyalarý anlatmaya baþladý. Hazine bulduðunu görüyormuþ.
Sonra ben de ona bir rüyamý anlattým: “Deniz kenarýnda bir villadaydým. Müthiþ bir manzara vardý. Saðanak var bu sýrada. Öyle güzel bir his var ki içimde, tarif edilemez.”
Sözümü kesti: “Þunlarý korkutmayacak mýyýz, iyi bir þaka yapmayý çok istiyorum.”
“Böyle bir þey yaparsak Seher bana çok kýzar, kýrýlýr ve kovar beni buradan.”
“O zaman gel ormana gidelim, seninle yarým saat öpüþmek istiyorum.”
“Bu böyle lap diye söylenir mi?”
Güldü; sevdim seni, onurlusun; ama sýkýldým senden” dedi, kalkýp gidiyordu. Birkaç adým sonra dönüp geldi, gözleri dolu doluydu, dedi ki: “Rüyamda bir hazine bulmuþtum, seni görünce onun sen olduðunu hissetmiþtim. Seni sevmiþtim, beni ne sandýn!? Sen öküzün tekisin!” Aðlayarak gitti.
Tüh! Ne kalýn kafalýyým! Ýncelikli konuþmalýydým! Ýçim acýdý yandý.
Kýsa bir süre sonraydý.
Baktým Melisa geliyor yanýma, heyecanlandým, kendimi sakinleþtirmeye çalýþtým.
Her nedense heyecan bastý, normalde hiç böyle olmazdým.





Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aþk romaný kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýki Kýz Bir Erkek
Ýki Genç Kýz Sohbet Ederken
Ýyi Kýzlar Aþýk Olur 1
Ýki Kýz Bir Erkek 4
Köylü Kýz Kezban
Ýki Kýz Bir Erkek 3
Ýki Kýz Bir Erkek 10
Ýki Kýz Bir Erkek 12
Ýki Kýz Bir Erkek 5
Ýki Kýz Bir Erkek 7

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Murat, Mevlüt, Muzaffer ve Ýsa
Vahþi Ormanda Tek Baþýna 2
Vahþi Ormanda Tek Baþýna
Sokaklarýn Ruhu
Kurtlar ve Ýnsanlar
Silikon Kadýn
Ýki Kýz Bir Erkek 14
Silikon Kadýn 2
Kurtlar ve Ýnsanlar 6
Vahþi Ormanda Tek Baþýna 3

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Göðsümde Ateþ Böceði Gibi Parlayacak [Þiir]
Þimdi Yak Bir Sigara [Þiir]
Rüya Tarlasýnda Bitmiþ Bir Kýz Gördüm [Þiir]
Sahil Olduklarýný Hatýrla [Þiir]
Bir Kadýnýn Geliþim Süreci [Þiir]
Remzi [Þiir]
Seni Mutlu Edeceðim [Þiir]
Birds And Girls [Þiir]
Kapý Açan, Cebrail [Þiir]
Hayraný Olduðum Tek Þey [Þiir]


Ýsa Kantarcý kimdir?

yazar

Etkilendiði Yazarlar:
jack london


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ýsa Kantarcý, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.