..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Çok söz hamal yüküdür." -Yunus Emre
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Deneysel > seyfullah ÇALIÞKAN




25 Eylül 2007
Yaðmur, Kar, Deðermen Çöreði ve Orçun Abi  
seyfullah ÇALIÞKAN
Ben yola çýkmadan önce tam yirmi üç gün aralýksýz yaðmur yaðmýþtý. Saçaklardan akan sularýn þýpýrtýsý ve bacanýn etrafýndaki tenekede oynaþan damlalarýn týnlayan sesi artýk sussun istiyordum. Neredeyse aklýmý kaçýracaktým. Oysa ben yaðmuru ölesiye seven, damlalar toprakla buluþtuðunda baðlasalar evde duramayacak biriydim.


:DJJG:
Aman be amca yaaa, nerden çýkýp geldin? Senle niye karþýlaþtýk ki biz? Aklýmý bulandýrdýn, içime korku saldýn. Þimdi bir baþýma, bu derede ben resmen korkmaya baþladým. Daha yolun yarýsýna ancak gelebildim. Bundan sonra Tekkiraz’a çýkýncaya kadar her adýmda aklýma yeni kaygýlar üþüþecek. Bu uçsuz bucaksýz sessizlik, her kovuk, her kuytu beni ürpertecek. Geri mi dönsem acaba? Geri dönüp o yaþlý amcaya yetiþsem mi? Yarýn belki baþkalarý da bu yoldan geçer, onlarýn peþine takýlýp korktuðumu belli etmeden arkalarýndan yürürüm. Þimdi eve dönüp “Ben kurtlardan korktum. Gidemedim, yoldan geri dönüp geldim.” diyemem ki. Yýllardýr hiç kimseye kurtlarýn saldýrdýðýný duymadým. Kudurmuþ aç kurtlar bula bula saldýracak bir tek beni mi bulacaklar? Ya piyango bana çýkarsa.? Belli mi olur, vahþi hayvan bu, kimi savunmasýz yakalarlarsa ona saldýrýr.
     Yaþlý adamla deðirmenin yanýndaki beton köprüde karþýlaþtým. Tekkiraz’dan inmiþ köyüne, Çayýrlýya doðru gidiyordu. Onu tanýmýyordum ama beni görünce yüzünü dolduran derin çizgiler, kalýn çatýk kaþlarýnýn bile güldüðünü görünce selam verip geçmeye gönlüm razý olmadý. Adamdaki bu sevecenliði görünce dayanamadým, durdum. Köprü üzerinde bir sigara yaktým. Ýçip içmediðini sorup bir tane de ona verdim. Günlerdir yaðan yaðmurun etkisiyle çay iyice kudurmuþ, köprünün bacaklarýný týrmalýyordu. Suyun içinde yuvarlanýp birbirine çarpan büyük taþlarýn sesleri duyuluyordu. Konuþma sýrasýnda adam “Karlý havalar kurtlarý azdýrýr. Böyle havalarda yalnýz baþýna yola çýkmak tekin deðildir. Keþke köyden çýkmadan yanýna bir tüfek alsaydýn.”dedi. Köpekleri düþünmüþtüm ama buralarda bana kurtlarýn saldýrabileceði aklýmýn ucundan bile geçmemiþti. Adam yürüyüp gittiðinde ben aklýmda yeni filizlenmiþ korkularla hala köprü üzerinde duruyordum.
Ben yola çýkmadan önce tam yirmi üç gün aralýksýz yaðmur yaðmýþtý. Saçaklardan akan sularýn þýpýrtýsý ve bacanýn etrafýndaki tuzla escort tenekede oynaþan damlalarýn týnlayan sesi artýk sussun istiyordum. Neredeyse aklýmý kaçýracaktým. Oysa ben yaðmuru ölesiye seven, damlalar toprakla buluþtuðunda baðlasalar evde duramayacak biriydim. Bu kadar uzun yaðýnca insanýn içi dýþý yaðmur oluyor, yaðmur insaný yormaya baþlýyordu. Çok sevmeme raðmen dinmek bilmeyen bu yaðmurdan usanmýþ ve býkmýþtým.
Dile kolay tam yirmi üç gün hiç durmadan yaðmur yaðdý. Köprüler yýkýldý, aðaçlar sürüklendi, çukur ve düz arazilerin hepsini sular doldurdu. Köyün orta yerinde kocaman göller oluþtu. Yaðmur biraz uysallaþsýn, hatta dinsin diye beklemeye baþladým. Bir haftadýr ilçeye gitmeye niyetliyim ama yaðmur yüzünden her sabah erteliyordum. Yaðmurun son günü hava birden serinleyip akþama doðru kara çevirdi. Sabah yataðýmdan kalktýðýmda yerlerde yarým metreden fazla kar vardý.
Köylüler hep “Yaðmurun ardýndan kar tutmaz.”derlerdi. Bu kez yanýlmýþlardý. Islak elektrik hatlarýna yapýþan kar, telleri soba borusu kalýnlýðýnda sarmýþtý. Mahalleleri birbirine baðlayan bütün teller kopmuþ, hatta direklerin bazýlarý da yýkýlmýþtý. Bu bizim için en az yirmi gün evlerimizdeki ampullerin yanmayacaðý, gaz lambasý ile durumu idare edeceðiz anlamýna geliyordu. Elektriklerin uzun bir süre gelmeyeceðini bilmeme raðmen, yaðmurun ertesi sabahý kar beyazý bir aydýnlýða býrakmýþ olmasý keyfimi yerine getirmiþti. Öðleye doðru bir ara güneþ açýnca çizmelerimi ayaðýma, gocuðumu sýrtýma geçirip yola çýktým.
Burada yaya olarak bir yere gitmeye karar verdiðinizde köpek belasýný akýlýnýzdan hiç çýkarmamalýsýnýz. Köyümüzdeki öðretmen “Hiçbir yerde köpeklerin yoldan gelip geçene bu kadar saldýrdýðýný görmedim. Çoban köpekleri sürüye yaklaþýnca veya sürünün içine girince, bekçi köpekleri de kapýya yaklaþýnca saldýrýrlar. Orta Karadeniz’in bu yüksek köyünde evler birbirinden çok uzak olduðu için köpekler insan görmeye pek alýþýk deðildir. Evde yaþanlar hariç gelip geçen herkese saldýrýyorlar” diye bize kendi köyümüze iliþkin gözlemlerini anlatýrdý.
Ben çok uzak yerleri gidip görmediðim için böyle bir kýyaslamayý yapamam. Ama gözlemlediðim kadarýyla köpekler hemen üzerimize atlayýp bizi ýsýrmazlar. Önce üzerimize doðru koþup gelir ve son anda yön deðiþtirip bacaklarýmýzýn yanýndan bir yay çizerek arkamýza dolanýrlar. Bu aslýnda hayvanýn düþmanýný sýnamak için yaptýðý bir manevradýr. Köpekler ikinci veya üçüncü yay þeklindeki koþturmayý birden kesip en korunmasýz çapa escort yerimizden bizi ýsýrýrlar. Kaçarsak mutlaka diþlerini baldýrlarýmýzdan veya popumuzdan geçirirler, Korkup kaçmak çoðu zaman garanti ýsýrýlacaðýmýz anlamýna gelir. Çünkü köpeklerin neredeyse hepsi, her zaman insanlardan daha hýzlýdýrlar.
Isýrýlýp kuduz aþýsý olmaktan kurtulmanýn en iyi yolu hayvanýn karþýsýna dikilip, ona meydan okumaktýr. Eliniz boþsa, hayvanýn çevikliði ve hýzý karþýsýnda savunmasýz kalýrsýnýz. Köyüler köpek için yanlarýnda sürekli uzunca ve saðlam bir deðnek gezdirirler. Benim de köpeklerden korunmak için kendime özel olarak hazýrladýðým bir sopam vardýr. Çoban kirazý dalýndan kesip yaptým. Çakýmla aðacýn dikenli dalýný kesip boyunu ve kalýnlýðýný kendime göre ölçüp biçtikten sonra yaktýðým ateþte kabuðu ile birlikte kavurdum. Kabuðunu soyup budak yerlerini düzelttikten sonra ateþe yeniden uzatýp kahverengi ve siyah alev izleriyle süsledim.
Kurþun gibi aðýr, bir vuruþta köpeðe feleðini þaþýrtacak bir sopa olmdu.. O sopa yanýmdayken hiçbir köpek yanýma bile yaklaþamaz.. Ben sopamý, sopam da bana diþ bileyen köpeklerin kafalarýna inmeyi çok sever.
Karý dizleye dizleye Hapan Mahallesi omzuna çýktýðýmda yolda bir araba izi baþladý. Sabahýn erken saatlerinde kar iyice kalýnlaþmadan Usta Mahallesi tarafýna bir minibüs geçmiþ olmalýydý. Yoldaki ize inince yürümek daha kolaylaþtý. Niyetim ikindiye doðru Tekkiraz’a çýkýp, oradan ilçeye giden bir minibüsle karþýlaþmaktý. Karanlýða hd porno kalmak istemediðim için elimden geldiði kadar hýzlý yürüyordum. Köyden çýkýnca cep teybimin kulaklýklarýný takýp yürüyüþümün içine biraz eðlence kattým. Hakikatten her taraf kar altýndayken, ormanlar derin bir sessizliðin içinde uyuklarken, insanýn kulaðýna müzik akmasýnýn bambaþka bir tadý vardý.
Kar beyaz örtüsüyle topraðý, aðaçlarý güzelce sarmaladýðý için her zaman çizmelerime tutunup aðýrlaþtýran çamurun yapýþmasýný engelliyordu. Manzaranýn ve müziðin tadýný çýkararak yürürken Beylerce Köyü’nün ilk evlerine yaklaþtýðýmýn farkýna bile varmadým. Eðer birkaç haylaz köpek yola doðru koþmasalar köye yaklaþtýðýmý da anlayamazdým. Üç köpek birbiriyle yarýþýr gibi koþup bana doðru geldiler. Aramýzdaki mesafe iyice azaldýðýnda birden saldýrma heveslerini kaybettiler. Havlamalarý býçak gibi kesilip mýsýrlarý güzün biçilmiþ boþ tarlanýn ortasýna oturup kaldýlar. “Zaten geliþlerinde hayýr yoktu. Veresiye iþe gider gibi zoraki havlayýp, köpekçe bir angaryayý baþýndan savar gibi koþuyorlardý” diye düþündüm. Aslýnda saldýrsalar epey sýkýntý verebilirlerdi. Çünkü köyün giriþine uzunca bir yokuþtan iniliyordu. Açýklýk bir yerdeydim ve yokuþ yukarý da kaçamazdým. Sopama güvendiðim için pek tedirgin de olmamýþtým.
Sadece köyün giriþi deðil yoldaki iniþ dereye kadar sürecekti. Çýkýþ ve iniþin sýnýrýný Çayýrlý ile Taþlýca köylerinin yanýndan geçip Ünye’ye doðru akýp giden dere belirliyordu. Burada yaz kýþ suyu kesilmeden akan tek akarsu buydu. Deðirmenin yukarýsýndan, yokuþun baþýndan azgýn dereye ve çarklarý susmuþ deðirmene baktým. Deðirmenin yanýndan karþýya geçen beton köprüyü çok severdim. Birkaç kez köyden arkadaþlarla balýk tutmaya geldiðimde köprüden ayaklarýmý sarkýtýp deðirmen oluðundan aþaðý köpük köpük akýp yeniden dereye dönen suyun akýþýný izlemiþ, sesini dinlemiþtim. Bu deðirmene üç köyden insanlar eþekleriyle mýsýr getirip öðüttürürlerdi. Deðirmenci Ýsmail beni severdi. Bana, “Senin babam benim kan kardeþim olur.” derdi.
Köprüye vardýðýmda deðirmen önünde eþekleriyle sýra bekleyen köylüleri, dut aðacý altýndaki aðaç tomruklarý üzerinde öðütülmeyi bekleyen mýsýr çuvallarýný anýmsadým. Bu gün deðirmen kapalýydý. Babam Ýsmail Amca’nýn çok güzel deðirmen çöreði yaptýðýný anlatýrdý. Çörekleri sýcak küle gömüp piþirirmiþ. “ Onun çörekleri mis gibi odun koru kokar, tadýna da doyum olmaz.”derdi.
O gün deðirmen kapalýydý. Ýsmail Amca deðirmen oluðunu büyük bir tahta ile kapatýp suyu çarka gitmeden dereye tahliye etmiþti. Ýþte o yaþlý adamla tam deðirmeni geçince karþýlaþtým. Ben köprüye deðirmen yanýndan girdiðimde o da köprünün az ilersindeki çeþmenin yanýndan aþaðý doðru geliyordu. Ayakta konuþtuðumuz o bir kaç kýrýk dökük ve amaçsýz cümlenin içinde bana “Karlý havalarda yollar tekin deðildir.” demeseydi, içime korku tohumlarý ekmeseydi ne güzel hiç bir þeyi dert etmeden yoluma güle oynaya gidecektim. Üstelik bana söylüyordu ama onun da yanýnda tüfeði yoktu. Onun da yolu uzundu ve o yolu yalnýz baþýna yürüyecekti. Eðer kurtlarla ilgili bir sýkýntý varsa kendisinin de yanýna bir tüfek almasý gerekmez miydi? Acaba belinde tabancasý vardý da ben mi görmedim.? Belki de bana sadece þaka olsun diye söylemiþtir. Korkutmak istemiþ te olabilir.
Yaþlý adam dere kenarýný izleyen patikada karlara bata çýka yürüyüp gözden kayboluncaya kadar arkasýndan baktým. Deðirmen açýk olsaydý Ýsmail Amca’ya durumu anlatýp yardým isterdim. En azýndan o böyle bir tehlike olup olmadýðýný bilir, bana bir akýl verirdi. Dereden mezarlýk yanýna doðru çýkarken kendi kendime yaptýðým telkinler biraz iþe yaradý. Korkum yaþlý adamýn arkasýndan bakýp durduðum zamana göre daha azýlmýþtý. Her yokuþun baþýnda, her virajda Tekkiraz görünsün istiyordum. Hýzlý yürüdüðüm halde yol hiç azalmýyor gibiydi. Yanýndan geçtiðim tek tük evlere, iri aðaçlara, köprülere bakýp ne kadar yolum kaldýðýný hesaplamaya çalýþýyordum. Yola yakýn evlerin önlerinden geçerken adýmlarýmý biraz daha yavaþlatýp soluklanýyordum. Sanki baþýma bir þey gelse, o evlerden insanlar koþup yetiþerek beni kurtaracaklarmýþ gibi düþünüyordum. Ýçimdeki korku azalýp kendimi biraz olsun güvende hissediyordum. Evlerden uzaklaþtýðýmda ve beyaz düzlüklere çýktýðýmda korkum yeniden çoðalýyordu. Yolda Tekkiraz’dan aþaðýdaki köylere, evlere giden insanlarla karþýlamayý umuyordum. Her zaman sadece kahvede kaðýt oynamak için Tekkiraz’a giden köylüler kar yaðdýðý için evlerinden çýkmamýþlardý. Ýnsanlar bir yana bu yolda her zaman karþýlaþtýðým kasabaya giden traktörlerden bir tekine bile rastlayamadým. Kar herkesi evine kapatmýþtý. .
Duyduðum en ufak bir çýtýrtýdan irkilerek, karda kurt izleri arayarak, korkunun insaný tüketip bitiren endiþeleriyle kan ter içinde Tekkiraz’a çýktým. Akkuþ yolunu izleyerek kasabanýn çýkýþýna kadar yürüyüp minibüs beklemeye baþladým Yolun kýyýsýnda beklerken bedenimi yalayan hafif rüzgarda terden sýrýlsýklam giysilerimle üþümeye baþlamýþtým. Burada çok beklersem hasta olacaðýmý biliyordum. Þansým yaver gitti, tam sigaramý bitirmiþtim ki bir minibüs çýkageldi. Asfaltta stabilize yolda olduðu kadar kar yoktu. Gelip geçen arabalar asfaltýn siyahlýðýný iyice çoðaltmýþ, kalýn çizgiler þeklinde epey açýða çýkarmýþtý. Tekkiraz’dan Ýnkur’a kadar yoldaki kar devam etti. Ýnkur’dan aþaðýlara hiç kar yaðmamýþtý. Ünye’nin ise kardan, kýþtan haberi bile yoktu. Güneþ Çamlýk üzerinde gökyüzünü kýrmýzýya boyayarak, þehre ýlýk ve güzel bir kasým akþamý sunuyordu.
Ünye’nin yüksek köylerdeki kar ve yaðmurdan haberi bile olmamýþ gibi görünüyordu. Günlük mesaisi sona ermiþ memurlar Yunus Emre Parký’na oturmuþ yorgunluk çayý içiyor, okul kýyafetli öðrenciler sahilde turluyordu. Sahilde akþamýn keyfini çýkaran insanlarýn yanýnda daðlardan indiðim hemen belli oluyordu. Çamurlu çizmelerimden kurtulmak, üstümü deðiþtirmek ve gece kalmak için arkadaþýmýn evine gittim.. Apartmana girdiðimde merdiven boþluðunda beni akþam yemeði için kavrulan soðan kokularý karþýladý. Akþamla birlikte apartmanda oturanlarý yemek hazýrlama telaþý sarmýþ gibi görünüyordu. Aslýnda henüz arkadaþýmýn eve dönmemiþ olmasýndan ve kapýda kalmaktan endiþeleniyordum. Neyse ki endiþelerim yersiz çýktý. Zile basar basmaz kapýyý hiç beklemeden açtý. Ýçeride, kapýnýn önünde zilin çalmasýný mý bekliyordu diye düþünmekten kendimi alamadým. Ýçeri girdikten sonra “Birini mi bekliyordun? Kapý öyle hýzlý açýldý ki þaþýrýp kaldým.” dedim. Ben zile bastýðýmda mutfak kapýsýndan çýkýp salona geçiyormuþ. O tam kapýnýn önündeyken ben zili çalmýþým. Arkadaþýmla gecenin geç saatlerine kadar sohbet ettik. Birkaç aydýr görüþmediðimiz için konuþulacak bir sürü konu birikmiþti.
Ertesi sabah o erkenden kalkýp iþine gitti. Bende ondan sonra yataktan kalkýp önce pantolonumu, gömleðimi ütüledim sonra da týraþ olup evden çýktým. Ünye-Ordu asfaltýna çýkýp benim için duran ilk minibüse atlayýp Ordu’ya gittim. Bilmem kaçýncý sýradan, bilmem ne partisinden milletvekili adayý olmuþ mimar bir tanýþýmýz vardý. Babamla konuþmuþlar, “Oðlaný bir gün Ordu’ya gönder. Gelsin de görüþüp-konuþalým, ona uygun bir iþ araþtýralým.” demiþ. Bülbüllü deresinin karþýsýnda bürosu varmýþ. Araya sora, adamýn bürosunu buldum. Kendisi büroda deðildi, büroda çalýþanlar beni içeri buyur ettiler. Orada getir götür iþlerini yapan benim yaþlarýmda bir delikanlý bana çay ikram etti. Halimi , hatýrýmý usulen sorduktan sonra “Sen biraz soluklan, Orçun Abi az sonra gelir.” dedi.
Orçun Abi’nin az sonrasý yaklaþýk iki buçuk saat sürdü. Kendimi tanýttým, “Babamla konuþmuþsunuz, iþte ben onun için geldim.”dedim. Adam iþleri baþýndan aþkýn, hem de kocaman bir mimar olduðu için babamla konuþtuðu konuyu anýmsayamadý. Dilim döndüðü kadar geliþ nedenimi bir kez daha anlattým. Dilim döndüðü kadar diyorum, çünkü heyecandan adamýn karþýsýnda doðru düzgün konuþamadým. Orçun Abi, o gün için benim kaderimi, istikbalimi avuçlarýnýn içinde tutuyordu. Onun her yerde, her mevkide tanýdýklarý vardý. Bir telefonda beni Orman’da, Köy Hizmetlerinde, Kara yollarýnda veya devlet dairelerinin birinde iþe sokabilirdi. Aðzýmdan çýkar her kelimeyi, her cümleyi dikkatle dinledi. masasýnýn baþýna geçti. Eline kaðýt kalem alýp, ben konuþtukça bir takým notlar aldý. Eðitim durumumu sordu.

-     Liseyi geçen yýl bitirdim.
-     Sen nasýl bir iþte çalýþmak istiyorsun?
-     Siz nasýl bir iþ uygun görürseniz, her iþte çalýþýrým. Hatta köyde boþ boþ oturmaktansa
sizin inþaatlarýnýzda bile seve seve çalýþýrým.
-     Sen okumuþ adamsýn, inþaatlarda çalýþmak sana göre deðil. Askere ne zaman gideceksin?
-     Üniversite sýnavlarýna hazýrlandýðým için tecil ettireceðim. Birkaç yýl daha gitmem.
-     Sen þimdi köyüne dön. Bazý giriþimlerde bulunup sonucu babana bildireceðim. Daha
olmazsa babana söyle bana haftaya Tekkiraz Postanesinden telefon etsin.”dedi. Kendisine teþekkür edip bürosundan çýktým.
     Ordu’nun çarþýsýnda, caddelerinde birkaç saat gezip dolaþtým.. Akþama doðru Ünye’ye geri döndüm. Bayram çocuklarý gibi sevinç içindeydim. Bir þeyler deðiþecek, benim de bir iþim olacaktý. Ben de bir parça ekmeðin ucundan tutup adam olacaktým. Ordu’dan döndüðüm akþam yine Ünye’de arkadaþýmýn misafiri oldum. Ona Orçun Bey’in benimle konuþtuklarýný, ne kadar iyi ve yardýmsever biri olduðunu, bir hafta sonra bir iþe gireceðimi, umutlarýmý anlattým. Ertesi sabah Niksar Caddesinden geçen bir minibüsle önce Tekkiraz’a sonra da yürüyerek köye döndüm. Dönüþte kar iyice erimiþ, yollar, tarlalar ve ormanlarýn beyaz örtüsü alacalanmýþtý. Sevincimden kurtlar önüme çýkar, bana saldýrýr düþüncesi aklýma bile gelmemiþti. Bir hafta, topu topu bir hafta sonra yaþamýmda her þey deðiþecekti. Saatler, günler, geceler bir türlü tükenmek bilmiyordu. Günlerce düþler, sevinçler içinde yuvarlandým. Yatakta sabaha kadar uyumadan evden ayrýlýp nasýl bir baþýma kendime bir yaþam kuracaðýmý hayal ettim.
Bir hafta sonra babam Tekkiraz Postanesine gidip Orçun Bey’i aradý. “Ona þimdilik uygun bir iþ bulamadým. Askerliðini yapmamýþ olmasý iyi bir iþe sokmama mani oluyor. Üniversite sýnavýný falan boþ verip askere gitsin. Askerliðini bitirince ben ona çok güzel bir iþ bulurum.”demiþ. Babam Tekkiraz’dan dönünce üzüleceðimi bildiði için önce “Telefonlar bozukmuþ, görüþemedim.”dedi. Akþam yemeðinin ardýndan çay içerken durumu elinden geldiði kadar sevimlileþtirerek anlattý. Çok üzüldüm ama babama ve bizimkilere durumu çaktýrmadým. “Ne yapalým kýsmet deðilmiþ, Allah bir kapýyý kaparken ötekini açarmýþ.”deyip anneme ve babama üzülmediðimi göstermeye çalýþtým. Orçun Bey herkese bana verdiði gibi sözler verir ama bir tanesini bile tutmazmýþ. Benim ekmek kapým tam o olaydan altý yýl sonra üniversiteyi bitirdikten sonra açýlabildi.

Seyfullah Çalýþkan
Eylül 2005




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn deneysel kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Sokarým Seni Þalvarýma Çýkarýrým Tozpembe
Öyle Pat Diye de Ölünmez ki
Daldýr Kaþýðý Yahniye, Sorma Etini Bahri"ye - 2 (Son)
Gelincikler Aðlar mý?
Selver
Raký Þiþesinden Ejderha Olduk –ýý -
Daldýr Kaþýðý Yahniye, Sorma Etini Bahri"ye - 1
Gökçeada 3
Öyküler Sokaklara Yaðar
Deli Sülo

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Tabanca
Saman Altýndan Aþk Yürürse
Raký Þiþesine Ejderha Olduk
Gökçeada 3
Ben Ýþin Kitabýný Yazmýþtým
Nataþa, Mavra ve Raký
Güvercinli Yazý - 1
Çaki, Çakmak, Býcak, Tarak
Emekleye Emekleye Emekli
Acemi Çapkýn

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Baþka Türlü Bir Þey [Deneme]
Canan [Deneme]
Aþký Anlatmak Haksýzlýktýr [Deneme]
Zaman Sen Yalansýn [Deneme]
Nisan"ýn Þuçu [Deneme]
Bahar, Badem, Çocuk [Deneme]
Sonbaharý Hüznün Rekleri Boyar [Deneme]
Mevsim Türlüsü 2 [Deneme]
Bir Fýrtýna Tuttu Bizi [Deneme]
Delikanlýyý Bozan Yazýlar [Deneme]


seyfullah ÇALIÞKAN kimdir?

Ben yazar falan deðilim. Yazma eðilimli biriyim. Durumum henüz tedavi gerektirecek kadar kronik hale gelmedi. .

Etkilendiði Yazarlar:
Bilmiyorum,


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © seyfullah ÇALIÞKAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.