..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. -Atatürk
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Anı > Kâmuran Esen




3 Eylül 2003
Salıncak Çamı  
Çocukluğumdan bir anı.....

Kâmuran Esen


Hayali cihan değer anılar.........


:CHDG:















Çocukluğumda salıncağa binmek, vazgeçemeyeceğimiz bir alışkanlık gibiydi. Köydeki evimizin arkasındaki tepede bir salıncak çamımız vardı. Uçurumun hemen başladığı yerde, ormanın en ucunda. Sık sık o çama salıncak kurardık. O nedenle de “ salıncak çamı” derdik bu çama. Bir başka salıncak çamı daha vardı ama, o köyümüzün biraz dışındaydı.

Salıncakta sallanırken bütün köy, sanki ayağımızın altında olurdu. Her şeye hâkimmişiz sanırdık. En yüksekte olan ve herşeyden, herkesten en büyük olan bizdik. Köyün bütün evlerini, insanlarını kuş bakışı görürdük. Kendimizi bir kuş kadar özgür, bir tüy kadar hafif hissederdik. Bulutlara, güneşe çok yaklaştığımızı düşünürdük. Sallanırken ayaklarımız, karşıdaki dağa değecek gibi olurdu. Tam ayaklarımız dağa değecekken, salıncak bizi yeniden geriye götürürdü.

Salıncağımızı kurduğumuz çam, uçurumun hemen başında olduğu için, salıncağımız çok güzel sallanırdı. Adeta bizi uçururdu. Uçurumun başından köyün taaa öbür ucuna salıncakla uzanırken, içimizden bir şeylerin akıp gittiğini ya da içimizdeki bir şeylerin eridiğini hissederdik. İçimiz boşalıyor gibiydi. Bu, çok değişik bir duyguydu. Bu duygu, bizi hem ürkütür, hem de aynı şeyi yaşamamız için bizi gizli gizli dürterdi. Korku , sevinç ve heyecanın karışımı gibiydi bu duygu. Kendimizi uçaktaymışız gibi hissederdik. Gerçi hiç birimiz uçağa binmemiştik ama, uçağa binmenin, işte böyle salıncağa binmek gibi olduğunu düşünürdüm.

Arkadaşlarla sıra ile binerdik salıncağa. Arkadaşlarımızın kaç kez sallandığını sayardık. Bu konuda çok demokrattık. Ne kimseden fazla sallanır, ne de bir başkasının, diğer arkadaşlarımızdan fazla sallanmasına izin vermezdik. Ancak, salıncağı kuran kişinin bir ayrıcalığı vardı. Herkesin harcı değildi, o yüksek çama salıncağı kurabilmek. O nedenle salıncağı kuran arkadaşımız hem birinci sırada sallanırdı, hem de bizden daha uzun süre. Salıncağı kuran kişi eğer herkesten önce salıncağa binmezse, kafası kel olurdu(!). Bize söylenen buydu. Biz de inanırdık. Nasıl inanmayalım? İçimizde hiç kel kafalı çocuk yoktu. Demek ki, salıncağı kuranlar mutlaka herkesten önce salıncağa biniyordu. Eğer salıncağı kuran çocuklar ilk önce salıncağa binmemiş olsalardı,, birçok çocuğun kafası kel olurdu şimdiye kadar(!). Arkadaşımızın kafasının kel olmasını istemediğimiz için, ilk sırayı salıncağı kurana verirdik. Biz kolay çocuklardık. Bizi yönlendirmek, kandırmak hiç zor değildi. Ve o nedenle mutlu olmamız, mutlu edilmemiz de çok kolaydı.......Şimdi ne zaman salıncağa binen bir çocuk görsem, çocukluğumu ve o salıncak çamını hatırlarım. Uçar giderim köyümüzün o yamacına, salıncak çamını dibine.
Saçlarım rüzgârda oynaşa oynaşa sallanırım bir süre.Göklere hakim olurum, güneşe yaklaşırım sanki. İçimden bir şeyler akıp gider."Haydiiii! İn artık, sıra bende." seslerini duyarım.




resím
N.Can

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Kısa ve Öz
Gönderen: özgür yenigün / Kırıkkale/Türkiye
4 Haziran 2007
Merhaba Kamuran Hocam, "Salıncak Çamı" öykünüz kısa, ama gayet öz olmuş. Bir kere isim çok güzel. "Salıncak Çamı" sözü çok güzel. kimsenin aklına gelmez bir ağacı bu şekilde özelleştirmek. Çocuk olmaya bağlı bir şey heralde. Yalnız "Bir başka salıncak çamı daha vardı ama, o köyümüzün biraz dışındaydı." cümlesi bana gereksiz geldi. Bütünlüğü bozuyor bence. İkinci bir salıncak çamınından hiç bahsetmeyecekseniz onu dile getirmeye de gerek yok. "Eğer salıncağı kuran çocuklar ilk önce salıncağa binmemiş olsalardı,, birçok çocuğun kafası kel olurdu şimdiye kadar(!)." cümlesini çok beğendim. "Birçok çocuk salıncak kurmuştur." gibi basit bir anlatım yerine bu cümle daha iyi olmuş elbette. Saygılar... .............. Sevgili özgür Yenigün; "Bir başka salıncak çamı daha vardı ama, o köyümüzün biraz dışındaydı." cümlesi bana gereksiz geldi...Bu söyleminize katılıyorum.Gereksiz bir cümle...Teşekkür ederim uyarınız için.Sevgiyle kalın...Kâmuran ESEN

:: Yüreğinize sağlık
Gönderen: Binnur Edisan / ANKARA
4 Eylül 2003
Çok hoş, çok içten ve çook güzel bir yazı daha.Ne denilebilir ki..Ellerinize ..yüreğinize sağlık.Yeni yazılarınızda da buluşmak dileğiyle. Saygı ve Sevgilerimle Binnur

:: İnanmak güç
Gönderen: Gözde Kılıç / Ankara
4 Eylül 2003
Siz çocuk oldunuz mu gerçekten? Hep olgun, hep zarif, hep büyük değil miydiniz yani? Bir annemi bir de sizi bir zamanlar sokakta oynayan, salıncakta sıra bekleyen belki bazen huysuzlanan küçük kız çocukları olarak düşünmek o kadar zor ki. Hele ki fırfırlı elbiseler giymiş saçlarına renkli tokalar takmış çocuklar olarak düşünmek....




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın anı kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sen Bir Garip Çingenesin / Nene Gerek Gümüş Zurna !
Çocukluğumdaki Çerçiciler Ve Düğünler
Yağmur , Güneş , Rüzgâr ve Babam
Eşeği Düğüne Çağırmışlar
Biz Üç Kardeş
İpotek
Hafızam Beni Nasıl Yanılttı
İspiyoncu Kuşlar
Yaramaz İsmail Abi
Kesim Motoru / Anı

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Farzederek Yaşayamazsın
Kiralık Evin Şartları...........
Yanmayan Bir Ampulden Nasıl Mutlu Olunur
Bir Doğum Günü Öyküsü
Bir Boyama Kursu Öyküsü
Ağır Misafir
Kadın Hastalığı
Keltepe'nin Öyküsü
Bir Memleketin Dönüşüm Hikâyesi
Kiracının Kapısını Her Gece Ecinniler mi Çalıyor!

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dönüşü Olmayan Gidiş [Şiir]
Seni Özlemenin Kitabını Yazabilirim [Şiir]
Bensiz Yaşamaya Alışacaksın [Şiir]
İşte Gidiyorsun [Şiir]
Gelseydin Eğer [Şiir]
Ne Zaman Seni Düşünsem [Şiir]
O Beklenen Hiç Gelmeyecek [Şiir]
Çek Beni İçine Bir Nefeste [Şiir]
Sığınacağım Başka Yürek Yok [Şiir]
Uykularında Sev Beni [Şiir]


Kâmuran Esen kimdir?

Okumak ve yazmak bir tutkudur benim için. Yazdıklarımı okuyucularla paylaşmak amacıyla buraya gönderiyorum. Yıllardır, yerel bir gazeteye haftalık köşe yazıyorum. Mudurnu Belediyesinde gönüllü kültür müdürü olarak çalışıyorum. Yayımlanmış Kitaplarım: -Şiirlerle Öyküler - şiir / Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yazarlar Dizisi ( 1988). . . . . . . . -Sevgi Yumağı - şiir ( 1997 ). . . . . . . . . -K. Esen'in Kaleminden Mudurnu - derleme / Mudurnu Kaymakamlığı Kültür Hizmetleri Dizisi ( 2002 ). . . . . . . . . . . -Oynatmayalım Uğurcuğum- deneme , anı / --Senfoni Yayınları ( Haziran / 2004 ) -Mudurnulu Fatma Nine'nin Günlüğü - Baskıya hazırlanıyor

Etkilendiği Yazarlar:
Okuduğum her yazardan veya yazıdan etkilenirim. Bende bir etki bırakmayacak, herhangi bir şey öğretmeyecek bir yazı düşünemiyorum.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.