Yalnızlık güzel birşey, ama birilerinin yanınıza gelip yalnızlığın güzel birşey olduğunu söylemesi gerekir. -Balzac |
|
||||||||||
|
Herkes, yerkürenin döndüğü, haftaların yedi gün olduğunu, gelinciklerin hep baharda açtığını düşünür fakat bu noktada ölümü yaşadığını unutur istisnasız. Hep doğarak nefes alan insan dünya ile tanışır ve nihayetinde de ölür sonunda… Ölüm dediğimiz şey bunca doğalken ve böylesine popülerken, insanın bu duruma alışamaması kafalarda ciddi bir sorun teşkil etmeli aslında. Hâlbuki yedibin yıldır başkalarının ölümüne alışmalı ve alıştırmalı değil miydi küçük kıyamet adl ettiğimiz kendi ölümüne… Aslında matemler, alışılmamış ölümlerin süsüdür sevgili okuyucu. Fakat matem ölüye değildir de insanın kendi aczine, kendi yoksulluğuna ağlayışıdır. Yani, bir ölü kendisine matem yakıldığını duyabilse eğer, inanın matemden iğrenirdi belki de. Onun için matem ölünün değil, ölü sahibinin serinliğidir… Evet, ölümün karın ağrıtan, duyguları müthiş incelten, yürekten ve bedenin her zerreatında hıçkırtan esrarının dağıtıcısı konumundaki mateme fantezidir diyebiliriz öyleyse… Ölümün fantezisi maskeli balolar, veda kokteylleri, moral partileri gibi şık ve eğlencelidir… Tüm matemler, tatlı ve şirin ölümlerin üzerine örtülen acıklı 5 metrelik birer kefendir. Diyoruz ki insan sen! Silkelen ve şu ölümü bir kere düşün! Ölünün ardından tuttuğun şey, matem olmamalı. Ölüm, bir ders olmalıdır sana. İnsan sen, ölene değil, aslında kendine gözyaşı döktüğünü bil! Zira, ağlanacak olan sensin, sen! Onun için ağlanması gereken ölüm de değil, kendi hayatındır aslında. Çektiğin çile nispetinde ölüm de senin için o derece bir rahatlık ve serinliktir… Evet, insan ölümü gerçekten düşünmelidir. Öyle sokaktaki tanıdığınıza verdiğiniz samimiyetsiz “selameleyküm hacı” sözü gibi değildir. Oturup iki bacağınızın arasına kafanızı alıp düşünülesi cinsten bir vakadır bu.. Başkalarının ölümüne ağlayan sen, asıl kendi ölümüne ağladığını bil, öleceğin zaman da gülmesini bil... http://twitter.com/yusairmak https://www.facebook.com/yusairmak yusairmak@hotmail.com
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Yûşa Irmak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |