Bir önyargıyı yok etmek, atomu parçalamaktan daha zordur. -Einstein |
|
||||||||||
|
* Rüyalarımın tamamı dosta dair olsa da henüz onun içinde görünmüyor oluşu ümidimi hiç bir zaman kırmıyor… * Elindekinin kıymetini bilemedi ve ne kaçırdığının farkında değil. Kıymeti anlasaydı, kıymet bilecek olana gurur filan yapmadan koşa koşa gelirdi… Peki bu nedir? Bir kader mi? Siz karar verin… * Allah’ım! O, yanımda olmadığı zamanlarda kendi kendime de olsa O’nun hakkında imalı bir kelam etmekten yine Sana sığınırım. * Her işimi Allah’a havale ederim. Başıma gelen iyiliğin veya kötülüğün O’ndan olduğunu bilirim. Bazen çok istemiş olsam da olmayanın da hayırlı olduğuna inanırım. İşini şansa bırakmayanların işlerinin yaver gitmesinin sebebini çok daha iyi anlıyorum… * Okuyucusunun beğenisine cevap vermeyen kitaplar hakkında olumsuz eleştiriler yaparken dikkatli olmak gerek. Zira “Kral çıplak” demenin cazibesine kapıldığımız da kral giyinik, biz çıplak kalabiliriz. Allah korusun… * Hadsize, haddini bildirmek şart! Had bildirirken haddini aşıyorsa biri, başka bir had bildirene acilen ihtiyaç duyulur. * Yapmam gereken bir ton iş var. Örneğin; şimdi oturup düşünmem, düşündüğüm şeyi metne dökmem gerek. Bitti mi? Hayır! O metni videoya dönüştürmek için yüzlerce görsel ve materyali toplamam gerek! Bu arada ki karmaşa içinde “O” aklıma gelince yüreğimin, zihnimin, belleğimin muhteşem senkronize çalışıyor olmasının hikmetini henüz anlayamadım... Zira o an içimden geçenleri gözlerimle duvara yansıtabilsem muhteşem bir aşk ve dram filmi seyretmiş olurdunuz... * Onunla konuşmayı, yolculuğu hep sevdim. Ancak onu üzmeyi, asla ve katta! İçimde ona karşı en küçük bir kin, aşkımda minicik bir kibrin emaresi ve sevgisizlik hiç yok. * Süre giden bir tanışıklık sürecinde “sevmek” ilk andan beri vardır. Ama “farketme ânı” sevmenin başlangıcı değil var olan fakat bilinmeyen bir sevginin fark edilişidir. Hani: “Seviyorsun ama sevdiğini bilmiyordum.” demiştin ya sebebini daha iyi anladım. * Ben aşkta “mantık” arayan bir insan olmadım. Olmayacağım da! * İdeal de olsa, hayal de olsa her şeyin bir zamanı ve yeri var. İtidal lütfen! * Bak bu da çokomelli soru! Birbirini kendileri olarak çok sevenler, sonunda birbirilerine dönüştükleri için mi aşklarını kaybederler acaba? * Her zaman yenen galip değildir, yenilenin mağlûp olmadığı gibi… * Bu aşkın doruklarına öylesine çıktım ki bir adım daha atsam aşağı düşecektim. Şimdi susuyor’um, susuyor’uz… * Aşkın en-“kaz” halini yaşıyorum… * Sâhûr: Gece uyanıklığı. Pervanenin hâli. * Allah’ım çok yoruldum. Bana gösterdiğin o rüyayı unuttun mu? * Tarihin ne ibret yanı, ne de tekerrür edebilirliği ile hiç ilgilenmedim. Tarihin tasavvuru ile yetinmek hevesinde de değilim. Dünde, bugünde, yarında müşterek olanın formülü ile alakadarım. * “Hayır onla olmaz” dediğimde gençtim. Şimdi “Hayır onsuz olmaz” diyorum. * Ay balam! Has balam! Dünyanın cennet olmadığından şikâyet edebilmemiz için melek olmamız gerekmez mi? İstifsar meleklerin hakkı demiştin. * Ey Rabbim! Bu dünya cennet değil anlıyorum, ama lütfen cehennem de olmasın… * Bu dünyada uğramış olduğum haksızlıkların rövanşını almayı hiç düşünmedim… sen? * Eskiler “Olanda hayır var” derler. Daha da eskiler “Olanda da olmayanda da hayır var derler” Çünkü o olmayan da bir olandır. * Yıkıla yıkıla, kırıla döküle bu yaşa geldim. Bazen bu kadar sabrım olmasaydı ne yapardım diye düşünmeden edemiyorum… Gerçekten insanoğlu ya sabırlı olmayı ya da derinden kırılmamayı istemeli yüce Allah’tan. * İnsan gönlü küçük bir kabe'dir. O gönlü diliyle yıkanın yatacak yeri yok. Ahh! Yıkmaya çalışan haksızlığa uğramışsa o başka… O'nun konuşmaya hakkı var! * Öksüz-yetim çocuğa, sevenlerin ayrılmasına, eziyet çeken hayvana, kesilen ağaca, kırılan dala, bir tek ben mi üzülüyorum? Öyle üzgün, öyle yalnız hissediyorum ki kendimi tarif edemiyorum. * “Kim hatırlar martıları? Herkes çekildikten sonra kumsalı?” * “İnsan sevmez, kedi sevmez, köpek sevmez, yeşil nedir, toprak nedir bilmezsin. Ağacı sevmez, ormanı sevmez, dalı yaprağı sevmezsin. Yo, böyle değil aslında. Ağacı ancak kendi evini gölgelendirdiğinde sever, doğasever kesilirsin. Çek elini üstümden. Gölge etme başka ihsan istemem.”
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Yûşa Irmak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |