• İzEdebiyat > Deneme > Din |
901
|
|
|
|
Güçlü bir imana sahip, Allah'ın gücünü gereği gibi takdir edebilen ve O'na yakın olan müminler, Allah’ın kendileri için yarattığı her olayda tevekküllü davranır ve her şeyde mutlaka hayır olduğuna inanırlar.
|
|
902
|
|
|
|
Yaşamımızın her anına sızabilecek bu karanlık sistemden korunmak için, öncelikle dikkatli ve samimi olmamız gerekir. |
|
903
|
|
|
|
İnsanlar yaşadığı sürece iyi ya da kötü olaylarla, çeşitli zorluklarla ve beklenmeyen bazı durumlarla karşılaşır. Tüm bunlar Yüce Rabbimizin insanları sınamak için yarattığı olaylardır. Bu olaylarda gösterilen tavır insanın ahireti açısından çok önemlidir.
|
|
904
|
|
|
|
İnsanın, aklını örten uyuşukluktan kurtulabilmesi için mutlaka kendi başına bir musibet gelmesini beklememelidir. Çünkü insan çevresindekilerin yaşadığı zorlu olaylarla ya da başka bir yerde yaşanan doğal afetlerle de uyarılır. Bu uyarıları önemseyen kişi, aynı belanın kendi başına gelebileceğini, ona güç yetiremeyeceğini ve ne denli acz içinde olduğunu düşünür. Bu da Allah’ın gücünü gereği gibi takdir edip, O’na yönelmesine sebep olur.
|
|
905
|
|
|
|
İnanan insanın, karşısına çıkan görüntülerle yüzleşme zamanında göstereceği sabır, ahiretteki sonsuz yaşamında kesinlikle karşılığını alacağı en güzel ahlak özelliklerindendir. Allah’a duyulan aşkın en güzel ifade edilebileceği zamanlardır zorluk anları…
|
|
906
|
|
|
|
Ebabil kuşlarının bıraktığı taşların üzerinden az bir zaman geçmesine rağmen Mekke’deki bereketsiz hayat Mekke sokaklarında ve bilahare küre-i arzda kol gezmekteydi.
İnsanlık adına ne varsa toprağın altında kalmış, toprağın üstü cehaletin pençesinde kıvranmaktaydı.
Şan, şöhret ve itibar henüz adı konmamış kapitalizmin kurallarına bağlanmıştı. Paran varsa efendi, yoksa köle vasfı insanlar için bir yafta idi.
|
|
907
|
|
|
|
Birçok insan sahip olduğu serveti kendi çabası ve aklıyla kazandığını zanneder ve Rabb’ine nankörlük yapar. Dünyevi her ’madde’ onun böbürlenmesine, gururlanmasına yol açar. Oysa hepsi insan için birer imtihan sebebi. |
|
908
|
|
|
|
Bediüzzaman’ın da söz ettiği gibi, elmasla kömür burada ayrılır; bu, insanın ateşle imtihanıdır. Ham altın ateşe konulduğunda işe yaramayan, kötü kısım üste çıkar. O kısım atıldığında saf/tertemiz altın kalır. Allah da insanları böyle zorlukla imtihan eder. |
|
909
|
|
|
|
Kurban, Allah için O’nun adına, O’na yakınlaşmak amacıyla, O’nun dışındaki her şeyi kurban etmektir. Allah’tan başka İlah edinilen putlar, tutsağı olunan bencil tutkulardır kurban edilenler… |
|
910
|
|
|
|
Kaçakaksaray’ın ilk yabancı konuğu olarak orada ikamet edenleri kutsayacak mı, bilmiyoruz. Ama Papa Işid konusunda Avrupa Parlamentosunda yaptığı konuşmada, tecavüz eden, kafa kesen, ciğer yiyen “Işid’le diyaloğu kesmeyin” demiş. “Saldırılar durdurulmalı”demiş ama bombalamaya karşı olduğunu belirtmiş. |
|
911
|
|
|
|
Dünya hayatını asıl hayat olarak görenler, öldükten sonra geride isimlerini sürdürecek çocuklar bırakmayı isterler. Soylarının devamı için kız değil, özellikle erkek çocuk isterler. Bu, dünyevi geçici bir hevestir |
|
912
|
|
|
|
Oysa şeytanın –Allah’ın dilemesiyle- verdiği her zehrin panzehiri vardır; o ecza dolabında hiç eksik yoktur. İnsanın yapması gereken, "Ya da sıkıntı ve ihtiyaç içinde olana, Kendisine dua ettiği zaman icabet eden..." (Neml Suresi, 62) ayetinin bilincinde olarak, her ne durumda olursa olsun hacetlerin bitirilmesi, ızdırapların giderilmesi için tek merci olan Allah’a güvenmek ve samimiyetle dua etmektir. |
|
913
|
|
|
|
Dünyaya gelen her insanın belli görev ve sorumlulukları vardır.Hiç kimse başıboş değildir.Hepimiz belli gayelerle yaratılmışız.Onun için insan en değerli varlıktır.Kendimize bu açıdan bakarak büyüklüğümüzün farkında olarak yaşamalıyız. |
|
914
|
|
|
|
Neden çoğu insan birbirine mutsuzluk ve sıkıntıdan başka bir şey veremez? Neden her insan yalnızca kendi çıkarlarını gözetir? Neden çatışan çıkarlar beraberinde hep mücadeleyi getirir? Ve neden insanlar güzel ahlâk sergileyemez ve birlikte yaşayamazlar?..Tüm bu soruların cevabı önemli bir gerçeği göz önüne serer. Koşullar ne olursa olsun, bu insanların ortak noktası, mutsuz bir yaşam sürmekte olmalarıdır. |
|
915
|
|
|
|
Dünya hayatında olduğu gibi ahirette de zıtlıklar bir aradadır. Yüce Allah, dünyadakinden farklı olarak, ahiretteki tüm güzellikleri eksiksiz/mükemmel şekliyle cennette bir arada yaratmıştır. Tümü insanın en hoşlanacağı mükemmelliktedir, kusursuzdur. İnsanın hoşlanmadığı, ruh ve bedeninin azap duyacağı tüm ayrıntılar da cehennemde bir arada yaratılmıştır. Dünya hayatındakinden farklı olarak ahiret zıtlıkları birbirinden kesin çizgiyle ayrı tutulmuştur.
|
|
916
|
|
|
|
Bu günkü Filistin özerk bölgesinin Beytüllahim kentinde doğup, İsrail sınırları içindeki Nasıra kasabasında yaşadığı ve daha sonrada bazı din bilginleri tarafından çarmıha gerilerek öldürüldüğü sanılan fakat gerçekte ise Allah katına yükseltilen İsa(as)’ın öğretilerine ve onun temsil ettiği bu dine inanmaya İsevilik ya da Hıristiyanlık denilmektedir. |
|
917
|
|
|
|
Dünyanın dört bir köşesinde yıllardır Müslümanlara karşı baskı ve şiddet uygulanmakta, hiç bitmeyen çatışmalar ve zulüm sonucunda milyonlarca masum Müslüman hayatını kaybetmekte, binlercesi ise sakat kalmaktadır. Bu zulümler halen Filistin, Afganistan ve Doğu Türkistan gibi İslam ülkelerinde tüm şiddetiyle devam etmektedir.
|
|
918
|
|
|
|
Nedenini anlayamadıkları olaylarla karşılaşmak ve bunun sonucunda yaşadıkları sıkıntı, kuşku bataklığına düşen kişilere mutsuzluk getirirken, müminlerin kalpleri mutmaindir. Kalplerin tatmini yalnızca Allah’ın zikriyledir. |
|
919
|
|
|
|
Samimi iman eden ve aklını kullanan insanı dünya hayatı aldatamaz. Dünya hayatındaki hiçbir şey insana bir yarar sağlamaz. Maddeye olan bağımlılık kişiyi yıkıma taşır. |
|
920
|
|
|
|
Allah’a gönülden bağlanmak; her durum ve koşulda imani bağlılık ve sadakatten vazgeçmeyecek kadar çok sevmek ve O’na karşı içi titreyerek korku duymaktır. Allah’a bu şekilde gönülden bağlanan insan, O’nun hoşnut olmayacağı davranış sergilemekten şiddetle kaçınır. |
|