• İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme |
361
|
|
|
|
Yaşam, hazan vurgunu; mevsimlere, kitaplara, emin bir yüreğe sığınacağım hiç aklıma gelmezdi. |
|
362
|
|
363
|
|
|
|
Sonsuz ayrılıkların gölgesinde türkülere yaslanmak seni teselli etti mi?
Korkunç kaktüslerin, acımasız dikenlerinin arasından bir nefese daha ulaşmak seni tatmin etti mi? |
|
364
|
|
|
|
Senin de yok mu ki, beklediğin bir liman!
Ve hiç esmez mi, bir rüzgar saçlarına kurulu bir rotada...
Bir garip seyyahlık; kendine göçen... |
|
365
|
|
|
|
Göz yaşlarımızdan yaptığınız o kumdan kalelerde yaşamaya mahkum bırakıldık, sırf bizden önce bu parklarda oynayanlar öyle istedi diye!..
|
|
366
|
|
|
|
Benim filmimin müziğini sen yap Müzik Tanrısı...
Sen denizi taşı bozkırlara,
Denizi taşı dağlara.
|
|
367
|
|
|
|
Her yere yetişilir / Hiç bir yere geç kalınmaz ama / Ahmet Abi beni bağışla
Diyor şairin biri, mendilindeki kan seslerine eşlik ederken. Bir diğeri Bu dünya beni çirkineştirmeden yok olma yollarını öğrenmeliyim.
Ve Yine aynısı Tek tutkun o kenti bırakıp gelmek olmalı / ve gelirken havaya uçurmak bindiğin otobüsü... |
|
368
|
|
|
|
Hayat öyle kısa ki... düşlerle bezenen bir uyku. Başımı yastığa koyar koymaz daldığım veya sabahın erken saatlerine kadar beni bekleten uyku... Ve ben,
nefes almanın mucizevi sarhoşluğunda şükrediyorum, kalabalığın ortasında Aşk'a dair yalnızlığıma. |
|
369
|
|
|
|
Anlar olur, doğru kelimeyi bulamaz insan, halini anlatamaz, senden anlamanı bekler. Gizemi çözecek bir ipucu arar durursun, sonra tahminlerde bulunursun. O an, bil ki, gerçeğin yolunda, lakin çok uzağında olursun.
Bil ki, insan halin bu; çaresiz, çareler arayıp duran. Kendini kilitlediğin zindanda esirsin.
Özgürlüğün ruhundayken, bir başkasının haykırmasını beklemeye mahküm.
Hayatın karanlık tarafında kalmayı seçen sen, aydınlıkta çırılçıplak olmayı seçen yine sen.
Savrulmayı da, direnmeyi de seçen sen. Gücünü keşf edip tarafını seçen sensin, unutma...
|
|
370
|
|
371
|
|
|
|
Pulu sevgim, zarfı yüreğim, kelimeleri sensizliğim, adresi sessizliğin... Bir mektubun daha son cümlesindeyim. Özlemimi dillendiremediğimi, yokluğunu asla seslendiremediğim...Sensizlik karşısında öyle beceriksiz ki kelimelerim...Seni öyle özlüyorum ki ANN |
|
372
|
|
|
|
Duymak istemeyen kulaklarda sözcüklerin pas tutar. Ve güvendiğin kararlar seni sırtından bıçaklarken işsiz beyinler düşüncelerini kötüler. Benim dediğin her ne varsa yok olup gider değer bilmeyen gönüllerde. Ve aklını çeler öfke, sabır seni terk eder, asılıp kalırsın kendi kelimelerinle. |
|
373
|
|
|
|
Oylece yasarken hayat duzeninde kendi dogrumuzu tutturmus, yalan nedir kestiremeden huzursuzca gecip gitmiyor mu seneler? |
|
374
|
|
|
|
Mustafa Kemal ATATÜRK.
ELİNDE KAHVESİ
Ne oluyor, O orada olunca?
İş, okul, aile bakıyoruz =)
İnanıyoruz taşa,
ondandır dağlardan iniyoruz.
Tası tarağı şiir olmasa da...
|
|
375
|
|
|
|
olmuyor o intihar hissi uyandıran yitiklik hala yakalayamıyor kendini. ansızın çocuksu bir gülümsemeyle keşfediyorum o eksikliğimi. sadece aşklar değil beni terk eden, zamanında beni terk ettiğini hatırlıyorum. ayna buluyorum ve karşısına oturuyorum, |
|
376
|
|
|
|
Kayıp geceler kabusunda sürmeli bir ölü dirilir kendi cenazesine,ölmediğini bilmek ister tanıdık yüzlere merhaba der. Ama boş bir anlamsızlık yüklüdür hepsinde.Çünkü ölüsevicilik pek matahtır bu riya yüklü toprak kokan yerde. Suya çağrılır ölü bir müddet, sonra sonsuz susuzluğa gönderilir bir ölü, çağrısız alemlere.
|
|
377
|
|
|
|
Kendi çıkarcılığını görme konusunda , Herkes biraz kördür ... Atakan Korkmaz |
|
378
|
|
|
|
Dondurulmuş karelere baktığımda, gözlerimin içindeki o beni ve o bendeki kendimi de özlüyorum. Her nedense ruhum bizi yalnız bırakmış o karelerde!.. |
|
379
|
|
|
|
Bütün memeleri zaptedilmiş, bütün bağırsaklarına girilmiş, bütün bağışıklık sistemi çökmüş bir şekilde son nefesini vermeyi bekliyor, hoyratça sündürülürken memeleri, yaralı bir hayvan gibi can çekişiyor vatan… |
|
380
|
|
|
|
Hayat üzerine kısa bir yazı daha da yazmak istedim ama aklıma geleni şimdilik bu kadar. |
|