• İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme |
221
|
|
|
|
Ama neticesinde fikren daha bir verimsiz geçmekte. Otuz ikinci baharımın sonlarına doğru geldiğim yer; henüz bir yer düşlememiş olsam da ,olmayı düşleyeceğim hatta gelmiş olmaya razı bile olabileceğim bir yer gibi görünmüyor bana hiç. |
|
222
|
|
|
|
https://www.youtube.com/watch?v=r8Okis3t2Q8&index=7&list=RDAtYmhMisT5s |
|
223
|
|
|
|
Salacak’ı hatırladı kadın.
Kuleyi hatırladı.
Adamı hatırladı kadın, yaşattıklarını da.
Hatırladı kadın.
|
|
224
|
|
|
|
DEDİK YA DÜ-ŞEŞ GELMEYEN KARARDA RİSKE GİRMEK, KAYBEDİLECEK YOKKEN, YAPILACAK DÜŞÜNCE VE EYLEMLERİ KAPSAR. |
|
225
|
|
|
|
Bir gün kulaktan kulağa bir haber yayılmaya başladı. Márquez yeni bir roman yazmıştı ve ilk Küba’da basılacaktı. Bu sebeple de Küba’ya gelecekti. O anda ne düşündüğümü bugün gibi hatırlıyorum. ‘Demek ki ben buradayken gelmiş, Fidel’ |
|
226
|
|
|
|
Şu sıralar Larry ile birlikte Zar Adam’ın peşindeyim. Luke Cumhuriyetinde geçen bir günün ardından, bu gün daireyi silmenin bir yolunu denedim ve zihnimden geçen soruları sizlerle paylaşmak istedim. Okuyan herkese çok teşekkür ederim. -------------------------
Kendimi terk etmeye ihtiyacım var! Birgün uyansam ve hiçbirşey hatırlamasam, alışkanlıklarımı da arkada bırakmış olurmuyum? Nefret ettiğim kendimden kurtulur muyum? Kıyafet değiştirir gibi, yeni bir tarz dener gibi, başka bir insan olur muyum?
Yoksa ayaklarım yine bildik yerlerde mi dolaşır, yine aynı sesleri mi arar kulaklarım? Her gördüğüm şeye -artık bilmediğim eskiden kalan aynılığı arayarak- farklı bir gözle mi bakarım?
Yoldan geçen gözüme aşina gelen birini durdurup mesela ” Beni tanıyor musunuz” diyebilir miyim ya da hiçbir şey anımsatmayan birine yaklaşıp, “Kendimi arıyorum, beni benimle aramaya var mısın?” der miyim?
Eski korkak halimden sıyrılıp, cesurca bir adım atıp, eskiden ölesiye korktuğum bir şeyi yapmayı deneyebilir miyim, mesela bir boa yılanını boynuma sarmalarına izin verebilir miyim? Ya da yükseklikten deli gibi korktuğum halde, bungee jumping yapmak ister miyim?
|
|
227
|
|
|
|
Ya geç kalıyorsundur yaşamın tazeliğine, ya erken düşüp yollara kayboluyorsundur tuhaf yolculuklarda. Kimi zaman dünyaya gelişinde bile bir zamanlama hatası ararsın. Serseri bir mayın gibi patlamışsındır istemeden yaşam tomurcuğunda.
|
|
228
|
|
|
|
Merhaba!! Ben gidemem sen git. |
|
229
|
|
|
|
İnanmıyorum ben zamanın insana birşeyleri unutturduğuna. Zamanla
herşeyin düzeleceğine.
Sanki zaman kendi içinde tekrarlıyor yaşamı. Herşey, herkes aynı...
|
|
230
|
|
|
|
Uzun yıllar önce öğrendim ki gözlerini kapatırsan sadece kendini göreceksin. Kulaklarını tıkarsan sadece kendi bencil sızlanmalarını duyacaksın. Yüreğini unutursan insanlığını kaybedeceksin.
Uzun yıllar önce yaşanacak tek duygunun Aşk olduğuna inandım. Çünkü Aşk kelimelerle değil yürekle gerçek olur. Çünkü Aşk, yaradılışın anlamı, erdemlerin kaynağı. Ve böyle bir cehennemde sadece Aşk için yaşanır. |
|
231
|
|
|
|
''Kesinlikle her güçlükle beraber bir kolaylık vardır!..’’ |
|
232
|
|
|
|
Açılma kilitli sandık, bakma yüzüme yaşamın akislerini arama mimiklerim de, aldın alacaklarını yerlerine ne verdin söylesene? |
|
233
|
|
|
|
Öylesine, belki biraz da Kayıp Gül’ün etkisiyle…
Sorularımdan2
Beni bir tek siz merak ettiniz. Ne de olsa kayıp gitmelerime alışık değilsiniz. Ben kendimi merak etmekten geçeli yıllar oldu. Hayır aslında yıllar önce değil, tüm olanlar; bir anın içinde oldu.
Donar bakışlarım benliğim kurur, denize varmayan nehir işte böyle olur. Olur da ne olur, ne değişir sanki? Sadece kaybeden nehirdir, denizliğin enginliğini yüceliğini bulamadan kaybetmiş, eremeden kendi içinde yitip gitmiştir. Nehir nedir, kimler içindir, deniz nedir, kimlerin içindedir?
|
|
234
|
|
|
|
Hangi kaldırım taşına sorsan yüzsüzdür, yüzüne bulaşan çamurdan da yüzsüzdür. |
|
235
|
|
|
|
Ferah bir gerçek var: bir kez yüreğin frekansına bağlanan bir daha o dalgadan düşmez. Ne güzel! |
|
236
|
|
|
|
sorgularken sen hala hayatı ve kendini, o çoktan hazırlamıştır alnına “suçlu” damgasını vuracak mahkemeyi, oysa sen bilmezsin yargıç da şahitler de ta kendisi. |
|
237
|
|
|
|
Yaratan insandan korkmak yerine, yaratma sancısına kapılmış olan insandan korkun. Çünkü onlar en kötüdür ve üretmek adına yapamayacağı delilik yoktur. |
|
238
|
|
|
|
mektup bu; mutlaka sahibine ulaştırılmalı. yoksa kişiyi vebal altında bırakır. bana zarfsız, katlanmış iki mektup geldi. okudum. İlginç buldum. bu iki mektuptan biri tarihi bir vesika idi, mektup formatında yazılmıştı |
|
239
|
|
|
|
Beni unutsan da, satır aralarına sıkıştırdığın yüreğinle artık beni hatırlamasan da… Seni hep özleyeceğim , özlemek istemesem de… Meğer ben seni hep özlemişim de bilememişim …
|
|
240
|
|
|
|
Bu hayat nasıl yaşanır? .. |
|