"Yazmak, varoluşun o bitmeyen 'Ctrl+Z' tuşuna basma arzusudur." - Douglas Adams"

Öykü

Biz Bir Türlü Kayamadık

Aramızda bu işi bilenler var. Onlar mı bilmesin, Bursanın asli vatandaşları arkadaşlarım. Bir zaman takmışlar işte ayaklarına, şakır şakır kayıyorlar. Biz de mal gibi onlara bakıyoruz. Biz derken benim gibi bir iki kardeşim daha var bilmeyen... Nasıl yapsak da biz de kaysak? Dışarıdan bakınca basit gibi de görünüyor.

yazı resimYZ

Uzak Durun Küfürden

Küfürden uzak durmak için ben de kendimce bir yöntem buldum. Bunun bir kısmını yıllar önce bir arkadaşımdan öğrenmiştim. Arkadaşım kızdığı zaman çocuğuna P...ç yerine, vay seni miçh diyormuş. İngilizce alelade bir isim. Diyor ki ''Hem kızgınlığım geçiyor, hem de çocuğuma küfretmemiş günaha girmemiş oluyorum, duygularım da içimde kalmıyor.''

Kıbrıs Ada Kışı

O gece, telefonum çaldı. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir bayan: Ben, Emel dedi. Kostüm sorumlusuymuş. Benden, bedenim, kilom, ayak numaram gibi bilgileri istedi. Kostümlerinizi hazırlayacağım. Pazar günü görüşürüz dedi. Heyecanım gittikçe artmaya başlıyordu. Şaka gibi başladığım bir olay gerçek mi oluyordu? Yoksa rüyada mı idim?
Biraz sonra

Dut Ağacına Asma Aşısı

Geçenlerde köye gittim. Arkadaşımı ziyaret ettim. Tabii meşhur ağacımızın altında oturup sohbet etmek istedim. Ama ne göreyim, dut ağacımız adeta yerinde yoktu. Neredeyse tamamen kesilip budanmıştı.
Arkadaşa Bu ne hal? Ne oldu bu ağaca? dedim. Arkadaşım güldü: Hiç sorma! Bir bilsen ağacın başına neler geldi. dedi.

Bir Şey

Çocukluğundan beri yaşadığı her şey bazı duyuların kaybolmasına sebep olmuştu. Artık duyuları hiç de iyi işlemiyordu. Yani her bir şey dışarısında kalıyordu. Etrafını sis bürümüştü. Aniden, bir uç sivriliyor, batıyordu. Canı çok acıyordu. Öyle ki uyku için başını koyduğu yastık bile çividen farksız geliyordu. O, bu ucun açtığı

Babamın Radyosu

Köyümüzde ilk radyoyu Rahmetli Babam satın almıştı.. Sonra çoğu zaten arkadaşlarım olan köyümüzün çocukları nefes nefese etrafımı kuşatarak Baksana, senin baban köye küçük ve acayip bir sandık getirdi, düğmelerine basınca içindeki insanlar hem konuşuyor hem türkü söylüyorlar vallahi, inanmıyorsan git de bak..

Akça Kız

Mavi gözünde hüzün bugün garip ve yalnız
Kim bilir ne sızısı o nahif bedeninde
Boynumuz bükük kaldı sen gidince Akça Kız
Senin hatıraların sinedeki eninde

Başa Dön