İyi Kızlar Severken
Pc masaüstünde bazı metinlere tıkladım öfkeyle. Açılanlardan birisi bu öyküydü, çok eski, unutmuşum, okuyunca bunu ben mi yazdım diye düşündüm, güldüm, çok sevdim bunu.
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Pc masaüstünde bazı metinlere tıkladım öfkeyle. Açılanlardan birisi bu öyküydü, çok eski, unutmuşum, okuyunca bunu ben mi yazdım diye düşündüm, güldüm, çok sevdim bunu.
Bu X var ya bu X hep başımın belası... Bilmem sizin de başınıza bela oldu mu, ortaokul ve lise yıllarında? 2X+1= 0 İSE X kaçtır... Ulan X sen yalnız kalacaksın diye ben hep sınıfta çaktım yahu! Hep derdimiz senin yalnızlığındı... Yok muydu oğlum bir kız arkadaşın? Kız arkadaşın
Geçenlerde köye gittim. Arkadaşımı ziyaret ettim. Tabii meşhur ağacımızın altında oturup sohbet etmek istedim. Ama ne göreyim, dut ağacımız adeta yerinde yoktu. Neredeyse tamamen kesilip budanmıştı.
Arkadaşa Bu ne hal? Ne oldu bu ağaca? dedim. Arkadaşım güldü: Hiç sorma! Bir bilsen ağacın başına neler geldi. dedi.
Sabahattin Ali
Bizi bizden başka kimse sevmez Mehtap. Bunu böyle bil bence. Yoksa çok üzerler seni. Onları sevdiğim diye çok pişman olursun.
Ama haklısın. Bizi bizden başka kimse sevmez. Beni en çok seven tek insansın tek, canım gardaşım!
Birbirlerine sarıldılar.
Kardeşim piçin teki olacak
Göle bakan eski bir bankta oturan anlatıcı, altın renkli günbatımında düşüncelere dalar. Şehrin kaosundan kaçtığı bu sığınakta, zihninde bir zamanlar yaşadığı aşkın anılarını canlandırır. Gizemli sevgilisinin öngörülemeyen ruh hallerini, fırtınalı davranışlarını ve aralarındaki derin bağı hatırlarken, geçmişin duygusal izleri günün son ışıklarıyla harmanlanır.
İlişkiler, kırık aynalarda başlar; hepimiz kendimizi ararken, bir başkasının yaralarını sararken asıl yüzümüzü keşfederiz. Aşk, Kierkegaard'ın dediği gibi, kendini ötekine adamaktır.
Vezirlerin, sırtında taş taşıyarak yapılmasına emekleri geçmiş; ayrıca bazı burçların yapım masrafını işçi ücretleri dahil vezirler üzerine almışlardır.
Köyümüzde ilk radyoyu Rahmetli Babam satın almıştı.. Sonra çoğu zaten arkadaşlarım olan köyümüzün çocukları nefes nefese etrafımı kuşatarak Baksana, senin baban köye küçük ve acayip bir sandık getirdi, düğmelerine basınca içindeki insanlar hem konuşuyor hem türkü söylüyorlar vallahi, inanmıyorsan git de bak..
Yatağa girip uyumaya çalıştım. Uyu uyuyabiliyorsan. Sağa sola döndükçe sanki daha da büyüyordu sızı. Hareketten besleniyordu sanki
Ah bir sabah olsa! diye dua ediyordum. Saat başı bir tane ağrı kesici alıyordum. Arada bir kocakarı ilaçlarına da başvurmuyor değildim. Ama hiç birinin faydası olmuyordu.
Mavi gözünde hüzün bugün garip ve yalnız
Kim bilir ne sızısı o nahif bedeninde
Boynumuz bükük kaldı sen gidince Akça Kız
Senin hatıraların sinedeki eninde
Adalet Ağaoğlu