• ÝzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe |
861
|
|
|
|
Bir zamanlar da El rýzk sahiplerini gösterip; sizlerin mülk sahiplerine çalýþmanýzý hakkaniyet kýlmýþtý. Bu mütekabiliyet esasýný bozmuþtu. Mülk sahiplerine çalýþma karþýlýðýnda alýnan ücrette sizin "rýzkýnýzdý". Þimdi de sistem ayný yolda gidiyordu. Özel mal, mülk, iþletme ve üretim aracý sahipliðini size iþsizlik olukla göstermekle sizi sömürüye razý ediyordu.
|
|
862
|
|
|
|
Böylece kült merkezinde ittifak eden El sayýsý kadar sayý le yontu sayýsý çoðaldý. Yontular diðer Nemrut (EL) aitlerini temsilendi. Panteondaydýlar. Köleci ittifakýn katýlýmcý sayýsýna göre panteonda 10-20-100 200 -1500 tane irade ve sahiplik temsilcisi El’in yontu heykel konuyordu. Bu nedenle de tapýnaklar büyük ve ihtiþamlýydý.
|
|
863
|
|
|
|
Kolektif zamanlý tutum ve kolektif birim zamanlý süreçlerden önce ne sahiplik vardý. Ne de mal-mülk vardý. Kolektif mülk sahipliðine karþý EL ne diyordu? ” Mülk benim. Ben mülkü dilediðime dilediðim kadar rýzk diye verdim. Kiminin de rýzkýný kýstým” diyordu.
|
|
864
|
|
865
|
|
|
|
Burada bir baþka oyunun illüzyonlarýyla karþý karþýyayýz. Aslan payý herkeste mota mot 0.111 olarak alýnmaz. 0,50 ile 0,899 Aralýðý içindeki deðerlerle bu 100 birimlik aslan payý alýnýr. Kimin de 0.399 pay alýnýr, kiminde 0, 210; 0,300; 0,150 gibi bin bir tür dalavere ile muhtaçlýðý göreceli yaparlar. En az aslan payý alýnan da 0,111 pay alýnýr. Derece derece olan yoksulluðumuzla biz; bizden aþaðýda olanlara bakýp, þükrederiz bizden yukarýda olanlara da imreniriz! Neyse yine konumuza geçelim
|
|
866
|
|
|
|
Köleci ahlak inþanýn temelinde olan gerçeklikler üstü örtülmesi pahasýna ve köleci akýþý sürdüren akýþ kolaylýðýný veren anlama oluþlarý nedenle içinde çýkýlamaz að giriþmelerini veren söylemler oluyordu.
|
|
867
|
|
|
|
Farklý kullaným ve farklý tüketim deðeri olan ürünlerin karþýlýklý takasý da üretim hareketiydi. Böylece kolektif birim zamanlý olan kolektif artýk zamanýn üreten iliþkiye dönüþen yansýmasý; gruplar arasýnda da dolaþýma (tedavüle) çýkan yeni bir yansýmaydý. Grup biriktirmiyor bir baþka grup için deðiþtirilebilir emekleri üretiyordu. |
|
868
|
|
|
|
Sistem totem meslekli üreten iliþkiler üzerine kuruluydu. Farklý totem meslekli ürünler karþýlýklý takas ediliyordu. Ve sistem bir grubun; karþý grup için de kendi totem mesleði ürününden olan nesneleri de üretmeleri üzerine ant içen bir imanla inþa olmuþtu.
Sistem dýþý anlayýþla inþa olan Mamon, üreten iliþkiler üzerine katýlmakla, imar eden bir anlama da deðildi. Pekiyi de sistem dýþý olan Mamon, sisteme nasýl dahil olacaktý?
Hiç kuþkusuz mülkün sahibi olmakla güce kudrete sahibi olup mülkün hakký olur müdahalelerde bulunacaktý. Çünkü üreten iliþki baðýntýlý mülk, güçtü. Güç baþtan beri insanoðlunun boyun eðdiði bir baský ve basýnçtý.
|
|
869
|
|
|
|
Mülkiyetçi iliþki El olan mana gücünün oluþmasýyla yola çýktý. El sahiplik vurgusuydu. Üretim gücü olan ve üretilen þeylerin sahibiydi. El'di. Al'dý, Ýl'di.
Öyleki süreç boyunca tüm mülkiyetçi mana oluþmalý isimlerin baþýna vr sonuna kendi adýný ekleyip tüm çaðlara damgasýný vuruyordu. El'oh'tu (mülk sahibi güç. El'oha'ydý (diþi). El-Ohim'di (eril)
Veya son eklerde Manu_El; Ýsma_Ýl,Cebra_Ýl gibi iþaret taþýyýcý anlam olmuþtu. Abdullah, Ýbadullah, Nurullah gibi. |
|
870
|
|
|
|
Üstelik El bu sahiplik olan malik oluþ söylemini çevresine, yeryüzü olan âleme ve suna buna da söylemiyordu. Sadece kendi süreçli, kendi ön ittifakýnýn içine söylüyordu. Mülkü olan El; mülkü olmayan El’lere (ilahlara) karþý çýkýp; ilahlarýn sözünün dinlenmez olduðunu söylüyordu.
|
|
871
|
|
|
|
Çevrim zaten depo ve kalýtýmsal miras bilgidir. Toplumun iþleyiþ yasasýdýr. Neyi, nasýl ve neye göre; kimler tarafýndan ne þekilde vs. iþleyiþse olmakla belirlenmiþ olmasý sizin ya da yöneticilerinizin aldanmamasýdýr. Çünkü toplum zekâsý kiþi zekâsý olmayýp kolektif zekâdýr vs. Böylesi bir söylem aslýnda þecaat arz ederken sirkatin söylemektir (masumluðu söylerken suçunu itiraf etmektir).
|
|
872
|
|
|
|
Kimi devletlerde bir kiþi; içinde insan yani kadýn erkek, yaþlý çocuk, canlý cansýz taþýnýrlarýyla; taþýnmaz olan her þeyin sahibi olmakla devletliydi. Yani devletli olan; mallý, mülklü kiþiydi.
|
|
873
|
|
|
|
Kýsaca sürekliliði ve bir çokluðu içinde insan yaþamý gibi bir duruma biz iþte hayat budur dersek, hayat dediðimizin sentezi süreklilik içinde hiç te hayat olmadýðýný görürüz. Ya da hayat deðil dediklerimizin de süreklilik içinde hem de vaz geçilmez bir hayat olduðunu görürüz. |
|
874
|
|
|
|
Ama hiçbiri geçiþ formu þimdilik insan gibi kolektif düzenli çok çok daha ekstra enerji düzenli bir toplum yaþamýnýn içine geçememiþtiler. Türümüz dýþtan organik devimli ekstra enerji düzenli kolektif üreten bir alan içinde, kolektif bir ruh ve kolektif bir yetenekle düzenlenen kolektif zekâ enerjisi içinde örgütlenmiþ |
|
875
|
|
|
|
Totem, bu gizemiyle sosyal alanýn çekim merkezindedir. Totemin merkez aðýrlýðý fetiþi bir dokunulmazlýktýr. Totemin fetiþti bir yansýma ve yansýtma yapmasý demek; totemden sosyo özneli mananýn etkili kaynaðýný; oluþturmak demekti.
|
|
876
|
|
877
|
|
878
|
|
|
|
Ön ittifaklara kadar olan süre içindeki tarih boyunca “kesim alaný, gruplar arasý ortak algýnýn oluþtuðu imleç alandýr”. Bu algýyý gruplar arasý yer ve besin kýtlýðýndan ötürü oluþan düþmanlýk ve yamyamlýk tehdidi oluþturmuþtu. Bu tehdidi olan “imleç alanýn”, “ortak algýyý” oluþan bir iki konusu þunlardýr.
|
|
879
|
|
|
|
Üreten hareketli yasanýn temeli þudur. bir grubun emek gücü karþý grubun farklý kullanýmlý emek gücüdür. Bu süreçhem zorunlu hem ittifaký zorunludur. Her bir kiþi ya da grup emek gücü her bir kiþi ya da grup ihtiyacýnýn karþýlanmasýyla tüketime denk olup; yarýn yine üretim hareketi içinde olunacaðýndan birikmiþ olmasý bir anlam ifade etmez. Siz, elli somuna bir kundura üretiyorsanýz.
|
|
880
|
|
|
|
Taþ da ayný birkaç zamanla birlikte sizden kat kat daha fazla sürelerle var olup parçalar halinde kaya olmanýn iç enerji düzenini, entropiye karþý korurlar. Üstelik te taþ dýþtan hemen hemen hiçbir takviye enerji almadan bu iþi yapar. |
|