 • İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe |
61
|
|
|
|
Hayatın kendi dışında türümüz de kolektife organize ve amaçlı biçimde ilk depo enerji "sosyal alanın" içinde biriktirilir. İlk toplumsal depo enerji de "toplumsal alan" içinde depolanır. Biriktirilen enerji potansiyel enerji olarak depolanır |
|
62
|
|
|
|
Kolektif yapı içinde sizin kendinizden, bilincinizden, isteklerinizden maada olmakla (...den başka, sizin dışınızda olmakla) var bulunan durumlardan ikincisi de sosyal alanın sembolik 50 tabanı içinde yatar. |
|
63
|
|
|
|
Bizim yasalara göre olmayan tekillik (belki de tekil entegrasyon) parçalanır. Parçalanmayla tekillik evrenimizdir kuantum tanecikli dalga girişimidir. Belirme eşikleri ile var oluş başlar. Patlamayla tekil bütünsellikteki konum, tanecik dalga bağıntısına parçalanmakla evrenimiz öncesi kuantumla, olur. |
|
64
|
|
|
|
Yani kişi ile kişinin doğada sağlaması arasında zaten boş zaman veya gecikme zaman devinmesi vardı. Kişi şimdi bu gecikme veya boş zaman içine kolektif bir alan etkisi ile 50 kişiye bağlıdır. Kolektif süreç sizin dışınızda 50 kişilik bağıntı olan yeni bir boş zaman aralığını kendisine referans almıştı. |
|
65
|
|
|
|
Oyuk hareketine göre zıt eylemle zıt yükle olan yönelicin parçacığın devingenliğidir. Oyuk aktifliği ve parçacık aktifliğini veren devinme kendi özelinde bu tür girişme etkinliği kazanmadıkça süreç içinde bağıntı devimi ya da ilişkindik devimli boyutlanmalar, beliremez.
|
|
66
|
|
|
|
Yaşam ölü (yok) yanda var olup, diri yandan ölüyordu. Bir kuantum durum diğer üslü kuantum eyleme göre yok, zıt yan, biri varken diğerini yok sayan yan olmakla süreç eylemli ve dönüşlüydü. |
|
67
|
|
|
|
Mantığını oluşma yazı dizisine çok kısa bir önsöz yazsam, ne yazardım?
Camları siyah bir gözlük taktığınızda çevrenizi yeşil, kırmızı, sarı, mavi vs. görme olasılığı hemen hemen yoktur. Hemen hemen diyorum, çünkü parçalı durumlarla olan evren salt içermez. Evren üst üste durumlarla da parçalıydı. Parçalı olanın bütünlüğü, bütün olanın parçalı olmasıydı. |
|
68
|
|
|
|
Yani uyum üslü değişken bağıntılar belirmesi ile var oluyor üslü değişken bağıntılar standartsızlığı nedenle ölüyordunuz.
Örneklersek oksijensiz çevreye göre uyum tepkileriyle oluşan seçme ayıklamanın yalıtılan ben bilinci, oksijenli ortamda boğulur. Ölür. Eşleyişle oksijensiz çevreye uyum tam bir felakete dönüşür. |
|
69
|
|
|
|
Hem çevreye uymakla yükümlüsünüz hem çevreye karşıtsınız. Hem çevredensiniz hem ben bilincine sahipsiniz. Bu karşıtlık içinde ortaya konan bağlam öz bilinci olmakla, ben bilincidir.
|
|
70
|
|
|
|
Hem çevreye uymakla yükümlüsünüz hem çevreye karşıtsınız. Hem çevredensiniz hem ben bilincine sahipsiniz. Bu karşıtlık içinde ortaya konan bağlam öz bilinci olmakla, ben bilincidir.
|
|
71
|
|
|
|
Bir durumu veya konu edilen bir sorunu yahut açıklığa kavuşturulmak istenen bir karmaşıklığı ölçekli ve belirli yapmalıyız. Bu kurala göre sosyal alanda birbirine eğim eden, birbirinin zıttı olan durumla iki ayrı etkinlik ve etkinlik alanların bütünlüğü vardır. |
|
72
|
|
|
|
Yaşam ölü (yok) yanda var olup, diri yandan ölüyordu. Bir kuantum durum diğer üslü kuantum eyleme göre yok, zıt yan, biri varken diğerini yok sayan yan olmakla süreç eylemli ve dönüşlüydü. |
|
73
|
|
|
|
Evet, adalet kaybedilen kolektif yapının kaybında doğup; kolektif yapıya göre oluşup kolektif değerlere yaklaşan kıyas davranışlarını ortaya koyan düzenlemelerden doğmuştu. Ama hiç bir zaman kolektif yapıların temeli olmamıştı. |
|
74
|
|
|
|
Bu Parçalar dünyasının entegreleri makro evrendeki çevresel etkili girişmeleriyle yeni bir akıl, yeni bir düşünceye evrimdi. Artık makro dünyada şeyler evrimseldi, öznellik evrimseldi. Evrim bir yasaydı.
|
|
75
|
|
|
|
Sosyal sağlatma süreçleriyle yalıtan kabuğu aşmak, olanaklı değildi. Kabuğu açan süreç ancak üreten ilişkilerle ve üreten ilişkinin dışa açılmasıyla olasıydı.
|
|
76
|
|
|
|
Bilinç bütüne göre; parça kadar olmakla eksik noksan olup gerilimledir. Durumladır (potansiyeldir). Gerilim, eylem kadarla potansiyel ve akış ile birleşme ya da ayrılmadır. Çekmedir, itmedir. Olumlu olumsuzdur. Ya da olum lama veya olumsuz lamadır. |
|
77
|
|
|
|
Kuhn bilim felsefesi alanındaki görüşleriyle son elli yıla damgasını vuran bir felsefecidir. Kuhn akademi hayatına bir fizikçi olarak başlayıp; üniversitede bilim tarihi dersleri vererek bu alanda ilerlediğinde bilimin bilindiği gibi kümülatif değil, bilinenin dışında devrimsel bir ilerleme içersinde olduğunu fark etti ve bilim felsefesi alanında uzmanlaşarak bu alandaki görüşlerini ortaya koydu.
Kuhn kendi bilim anlayışının çıkış noktasını bilim tarihine dayandırır. ona göre bilim tarihi ne Poper in dediği gibi (yanlışlamacı),ne de pozitivistlerin dediği gibi (doğrulamacı) dir. |
|
78
|
|
|
|
“Yıldızlara yürüdüm, hepsi bu…” mezar taşındaki bu söz Heidegger hakkında çok şey anlatır. O hayatı boyunca hakikati arayan bir düşünür olmuştur. Heidegger varoluşu felsefenin konusu haline getirerek felsefenin hayatın dışında olmadığını; bizzat dünya-içinde olduğunu anlatmaya çalışır. Hayatın içinde olan bizlerin hakikatin dışında kalamayacağımızı vurgulayan Heidegger; önceki filozoflarca kabul gören insan ve varlık arasındaki özne-nesne ilişkisini ‘varoluş’ düşüncesi ile ortadan kaldırır. Varlığın anlamı? Sorusuna o; soruyu soran kişiyi de dahil ederek cevap arayışına girişir. O okuyucusuna hazır cevaplar sunmak yerine sorular sorar ve bu soruların nasıl cevaplanacağının yöntemini belirlemeye çalışır. Soru ile başladığı eserlerini yine soru ile bitirir. |
|
79
|
|
|
|
Merhaba, Etik dersimiz yapmış olduğum bir çeviri metninin özetini sizlerle paylaşmak istedim... Burada hepimizin yapmak istedikleri, ama yapmamak için nelere sığındığımızı göreceksiniz...
Saygılarımla |
|
80
|
|
|
|
Aslında dostlar bence -psikanalizciler belki kızacak ama- insanın doğumunda sahip olduğu eğilimlerden biri de 'gülme dürtüsü'dür. Cinsellik, saldırganlık ve gülme dürtüsü... |
|