• ÝzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe |
61
|
|
|
|
Yani totem alan içinde totemilerin duygularý da yalýtýma edilmiþti (tecridiydi). Duygularýnýz sadece gruba ait olanlara gösterilen bir alakaydý. Grubunuz dýþýndaki hemcinsleri avlayýp yiyebilirdiniz!
|
|
62
|
|
|
|
Týpký geriye doðru gittiðimizde "yumurtlayan bir tek tavuk örneði" bulamayacaðýmýz gibi geriye doðru gidildiðinde bir tek insanýmsý tür de bulamayýz.
Geride yumurtladýðý halde emziren bir tek deðil birçok türler buluruz. Yavruladýðý halde emzirmeyen birçok türler buluruz. Altý milyon yýlýn baþlangýcýnda "birçok primatlar" biyolojik olarak þimdiki insana göre insanýmsýdýrlar. Ve insanýmsýlar da hiçbir zaman "tek bir tür" temsilciliðiyle "tek bir tane" deðildiler.
|
|
63
|
|
|
|
Aldatma ve aldatýlma tuzaðý El mantýðý içinde cari olan bir söylemdi. Böylece yasaðý aþma zorunluluðu içinde yasak olan totem yiyeceði bir grup tarafýnda diðer gruba sunulmasý iþiyle, seremoniye edilmiþti. |
|
64
|
|
|
|
Süreç kendisini sürdürürken enerji tüketir ve enerjiye gereksinim duyar. “Enerji saðlama süreci daima yokuþ yukarý olan eylemin zorluðudur”. Kesikli süreklilik içinde sürüp giden iþlevler giderek adeta yokuþ yukarý etki gibi kendisini sýnýrlayan, kendisini zorlayan, kendisini tüketen dirençle, kendisini frenleyip; kendisini durduran etkilerdir.
Öznenin dýþa doðru olan kendi eðilimlerini karþýlayacak olma yönelimleri her zaman “yokuþ yukarý olan enerji etkisine maruz kalýr”. Yokuþ yukarý olan enerji, “her güçlükle bir kolaylýk vardýr” düþüncesi misali yokuþ aþaðý enerjiyle çevrede vardýr. |
|
65
|
|
|
|
Kolektif alan kolektif emek gücü üzerine mülklü mülksüz diye parçalý edilmiþti. Kolektif emek, kolektif kapasiteyle; kolektif yapabilirlikti. Mülksüz lük duygusu kiþileri kolektif alandan ýraksatan düþünceydi. Iraksama mülk sahibini yakýnsatan düþünceydi. |
|
66
|
|
|
|
DIÞ DÜNYA YÜKSEK ENERJÝ ALANIYDI. ÝÇ DÜNYA YANÝ HAYAT ALÇAK VE TAMAMLANACAK OLAN ENERJÝ ALANIYDI. Dýþtaki enerji yüksek basýnçlý dýþ dünyadan, alçak basýnçlý iç dünyaya doðru akan parçalý bir yük enerjisiydi.
|
|
67
|
|
|
|
Böylece dýþsal alanýn zorluðu ile yakýnsatýcý olan iniþ aþaðý enerji durumlu iki giriþme kolektif alanýn oluþmasýný baþlatýr. Alan eylemlerini durdurur etkimeler olurlar. Sistemin birinci aksaðý evrensel dokudan geliyorsa, sistemin ikinci aksaðý da fiziki alan ile özne arasýnda oluþmaktadýr. Sistemin üçüncü aksaðý da kolektif sistem içinde özneler aksaðý nedenle enerji saðlama, enerji tüketme aksaðýdýr vs. |
|
68
|
|
|
|
Groteskti mana anlayýþlý dillendirme, içsel duyuþlu içsel okuyuþun, iç seslendirmeli mana diliydi. Totemi mana anlayýþý tarihte ilk kez semboller üzerine mana bindirme dili olma iþiydi. Dýþtan özneler arasý ortak anlamanýn mana diliydi. Kýsacasý Totemi dil, semboller üzerinde anlatmanýn mana diliydi. |
|
69
|
|
|
|
Simgeler dili bundan sonra oluþacak deneyimlerin ayrýntýlarýný artýk iç seslendirmeleriyle deðil de dýþtan seslendirmeler totemi mana dili üzerinde kendisine hareket alaný bulacaktý.
|
|
70
|
|
|
|
Kolektif alan, öznelerle birlikte giderilmesi gereken temel kaygýlarýn karþýlanmasý içinde sinerjini bir durumdu. Sadaka verme iþi köleci paylaþýmlý yansýmaydý. Sadaka verme, lütufta bulunma tarzý köleci alan içine açýlan niþlerdi. Niþlerin içi istendiði gibi eylem, söylem ve düþüncelerle doldurulacaktý. Niþler bu tarz inancý düþünce ve eylemlerin kullaným alanlarýydýlar. Sadaka birçok parça bileþenli düþüncelerdi. |
|
71
|
|
|
|
Öznenin dýþ ortam içinde giriþtiði hava, su, aydýnlýk, karanlýk, dað, bayýr, iniþ, çýkýþ gibi salým giriþicilerinden birisi de dýþtaki “diðer hemcins öznelerdir”. Hemcinsler kiþi için dýþtaki alan giriþicilerden birisidir. |
|
72
|
|
|
|
Köleci sistemin en büyük özelliklerinden birisi de sadaka kültürüydü. Sadaka kültürü ne totem dönem içinde ne totem meslekli ittifaklar içinde hiç bilinmeyen bir durumdu. Sadaka köle kiþilere eþeðini buldurma hilesiydi.
Sadaka kültürü insaný aþaðýlayan, insaný minnet ve mihnet içine sokucu onur kýrýcý bir durumdu. Sadakanýn onur kýrýcý davranýþ olmasý yanýnda sadaka El 'in inanç figürü olarak emreylediði güzel huy ve hidayet yoluydu!
|
|
73
|
|
|
|
Böylece kaygýlarý ve maðdurluklarý baskýn olan kiþiler; köleliði ve kulluðu ile övünecektiler. Yalvarmaya baþlayýp, yalvarmalarýyla; mülkü elinde tutma katýlýðý olan efendileri yumuþacýktýlar. |
|
74
|
|
|
|
Âdem hikâye anlatýmý içinde anlaþýldýðý gibi Âdem topraðý ekip dikme ve inþaat iþiyle uðraþýyordu. Bu kolektif bilgi nedenle Âdem kolektif bir alanýn rahleyi tedrisatýndan geçmiþti. Âdem kolektif bilinçli, diyalektik akýlcý bir kiþiliktir. |
|
75
|
|
|
|
Kolektif bað iliþkisi sinerji verir. Sinerji kiþi üzerindeki saðlama zorluðu olan enerjiyi, yokuþ aþaðý enerji kolaylamasýna çevirir. Yükü kolaylaþtýrma sinerjisi oldukça çekici bir sosyal bað ve kolektif bað iliþkisidir. Kiþi ve kiþiler kiþi sel duyum ve kiþi sel doyum farklarý nedenle, kolektif alanýn hem aksaðýdýrlar hem düzenleyicisidirler.
|
|
76
|
|
|
|
Ýnsanlar ittifak içinde iki isim kullanýlýyordu. Ýsimlerden birisi totem grup aitliði olan Ýlahi isimdi. Örneðin, buðday totemdi ilahi grup adýnýzdý. Veya yýlan totemdi ilahi grup adýnýzdý. Marul totemdi ilahi grupla sosyolojik totem grup adýnýzdý vs. |
|
77
|
|
|
|
Kolektif alanýn merkezinde, kolektif alanýn merkez yüzey düzlemine doðru giriþen enerji akýþý (bilgi akýþý), “kolektife edilmiþ modülasyon dirençli uygulamalarla kontrol edilir”. |
|
78
|
|
|
|
Aslan biyolojik komplikasyonlu iþlevlerin kimini bastýrmýþ olmasý nedenle kükrüyordu. Dýþ ortamda olama uygun komplikasyonlarý sürdürecek olan kolektif bir baðlaným olmamasý gibi nedenle ve olam komplikasyonlarýn fazla enerji tüketmemesi gibi nedenle aslandaki kimi olasý biyolojik iþlevler baskýlanmýþtý.
|
|
79
|
|
|
|
Pythagoras “evren bir sayý uyumudur” derken belki de Pythagoras’ýn sezgisel olan sayýsal mistisizmi; evrensel salýnýmýn parçalý salýnýmlar þeklinde kesikli (yalýtýmlý) sürekli baðýntý olmasýndan ileri geliyordu.
|
|
80
|
|
|
|
Yer tanýmý Akatlý gruba göre aþaðý toraklarda oturanlardý. Genellikle tarýmcý ve balýk üreticisi gruplardý. Yerden göðe, yukarý topraklara çýkanlardý.
Gök te Sümerlere göre yukarý topraklardý. Yukarý toprakta oturanlardý. Yani Göklülerdi. Gökte oturanlardý. Gökten yere inenlerdi. Gök yerliler genellikle çoban toplumlardý.
El kolektif sahibi yete, yani zaten sizin ittifakýnýz olan ve sizin ittifak gücünüz olan kolektif bir Yer ve Gök’ün giriþme iliþkisine; “Yeri göðü size verdim” diyordu. Yer’i Gök’ü bugünkü anlamýyla anlamayýnýz. Biliþ olan, hayranlýk uyandýran konu; doðanýn akseden yer gök uzamý deðildi |
|