• İzEdebiyat > Deneme > Toplum |
861
|
|
|
|
Ütopya, gerçekte var olmayan, ama gelecekte var olabileceği düşünülen devlet ve toplum tasarımıdır |
|
862
|
|
|
|
Toplum olarak, meselelere bakarken tahkik yeteneğimizin ihmal edildiğini görmeliyiz.
Bu bakımdan tebpit ve teşhişleri nasıl yapacağımızı yakınen bilmek zorunayız. |
|
863
|
|
|
|
Bir takım kalıplarla yaşamımızı sürdürmeye o kadar alışmışız ki karşımızdaki insanlara kendimizi tanıtırken bile insan olduğumuz dışında tüm değer yargılarımızı anlatmayı marifet biliyoruz. |
|
864
|
|
|
|
Bir şeylere karar vermek bile o işin yapılanmasında olumlu bir adım değil midir sizce de? Madem ki şu anda oralarda ardı ardına yaşananlar içimizi yakıyor, yüreğimizi sızlatıyor o halde bir yerlerden ses vermeliyiz bizlerde. |
|
865
|
|
866
|
|
867
|
|
|
|
Mutlu olmak bu kadar mı zor? Yüreğimizin yorgunluğu dinlendirecek bir ağaç altı yok mu? Şikâyetlerimize, sızlanmalarımıza, hüzünlerimize, isyanlarımıza bir süreliğine koyacak noktamız, hiç olmazsa virgülümüz yok mu? |
|
868
|
|
869
|
|
|
|
Öcalan gençliğinde namaz gılarmış. Bak bak bak! “Ağzının domalmasından Ömer deyeceği belliydi.” hesabı; bunun arkasından ne geleceğini tahmin etmek hiç zor değil. Besbelli ki; Öcalan’a af düşünüyorlar ve bizi buna hazırlıyorla sevgili günlüğüm. Öcalan’ı cici göstermeye çalışıyorlar. Öcalan’ı bile af etmeyi düşünüyorlar da Memed Amca’nın yüz sekiz liralık borcunu af etmiyorla. Binlerce kişinin katili olan kişi gadar da mı hasiyetimiz yok mu yanınızda? Ihhh! Durumla böyle iken, ben nasıl iyi olayım sevgili günlüğüm? |
|
870
|
|
871
|
|
|
|
Başbakan; Balyoz Davasında 18 yıl ceza alan yoğun bakımdaki Orgeneral E. Saygun’u ziyaret etmiş, üsdelik bi de elini tutmuş. |
|
872
|
|
873
|
|
|
|
Herkesin bi rol modeli varmış. Senin rol modelin var mı sevgili günlüğüm? Yeni rol modelimiz Acun’muş. Başbakanı bile sollamış bu yarışda. Bunu yazan gastelere, başbakan bi gün hadlerini bildirir. |
|
874
|
|
|
|
Normal atletler asfalt yoldan koşarken, onlar adeta kumlu sahillerde adım atıyor. Yapılan iş, varılacak nokta ve beklentiler aynı olmasına karşın bu kesim için herşey inanılmaz boyutlarda zorlaştırılıyor. |
|
875
|
|
|
|
Saygı bir mesafe mi? Hayır, asla. Çünkü saygının sevgiye açılan yolları o kadar güzel ki... |
|
876
|
|
|
|
Daha doğdukları anda kendilerine yüklenen, telafuzu bile kimileri için zor olan “down sendromu” kimliğini üstlenmişlerdi bir kere. İtiraz etmeye hakları yoktu ki. Kimse onlara bir şey sormamıştı. |
|
877
|
|
|
|
Engelliler; yaşamlarını henüz daha doğarken yada yaşam sırasında çeşitli nedenlerle başkalarına ya da birşeylere bağlı olarak yaşamak zorunda olanlar. Onlarda bizim gibi;onlarda bizim yakınımız , canımız, bizimle beraber yaşayacak olan varlıklarımız. Nası |
|
878
|
|
|
|
Gençliklerinin o en güzel yıllarını bu uğurda harcarken , bir daha asla geri gelmeyecek çocukluk ve gençlik yaşlarını kaybediyorlar habersizce. Yoğun bir yarış, yoğun bir koşuşturmanın ardından aslında her şeyden habersizce hayata atılıyorlar.
|
|
879
|
|
|
|
Bu nasıl bir duygu, nasıl bir düşünce tarzıdır ki, bir insan bir başka insana hem de kendinden daha güçsüz, savunmasız bir varlığa el kaldırabiliyor, etlerini çürütene kadar dövüp ertesi gün de hiçbir şey olmamış gibi yüzüne bakabiliyor... |
|