özlem
ya şimdi özlemlerin gerçekleşir
her şey çorap söküğü gibi gelirse ard arda
ve birden bilinmezdeki sevgili çıkarsa karşına
her şey dilediğinden de güzel
için rahat
mutlu çocuk
söyle bana bu öykü nereye varacak
aşılmaz dağ ulaşılmaz sevgili kalmadığı zaman
söyle bana bu öykü nereye varacak
ya şimdi beklediğin kız girerse içeri
hayalindeki gibi gülümser ve
kollarını sarmak için boynunu
koşarsa sana
dayanabilir misin bunca güzelliğe
Ilıca 1 Haziran 1990
altı otuz soğuğu
nerden bilebilirsin altı otuz soğuğunu Ankara’nın
ve bir kahve köşesini Oto-gar’da
ben nerden bilirim sabahın altı otuzunda
sevdiğim ne durumdadır
nerdedir ve ne yapar
nerden bilirim düşüncesinde ne var
Ankara’da bir kış günü
13 Ocak 1990
bir şeyler duyuyorum geçmiş günlerden
ve bir şeyler gelecekten
şimdiki zamandan falan filan
Ankara 13 Ocak 1990
bilmem anımsar mısın
bilmem anımsar mısın
bir gün yemek salonunda
karşı karşıya gelmiştik masada
ve ben zangır zangır titremiştim
yıllar sonra yine bir yemekte
ben yine titredim
bu defa galiba soğuktan
3 Haziran 1990
sabahın yedi otuzu
Burası İnciraltı
otobüs durağı
sabahın yedi otuzu
Buca otobüsünde bir güzel
gözlerimi çekip alıyor
yerinden
Buca otobüsünde
yıllar öncesini
yıllar sonrasını
ve yaşadığım zamanı
bir anda
bir gülümseyişte yaşıyorum
İnciraltı otobüs durağında
Konak otobüsünü bekliyorum
güne güzel başlamak ne güzel
11 Mart 1986
üç dört beş
1 Ocak 1986 Çarşamba
Perşembe 2 ocak
ardından
Cuma
cumartesi Pazar
üç dört beş
gün gün yaşanmış bir ocak
ardından şubat
ve yaşanmayı bekleyen mart
işte... o günleri ben yaşadım
nefes aldım
yemek yedim
canım sıkıldı bazen
hayaller kurdum
ümitlerle geçti o anlar
ben o zamanı yaşadım
o zamanda sevdim
ümit edip bekledim
ve o zaman.... geçmiş zaman oldu
Şubat 1986
yol üstü
kapının arkasından bakarken
gülümsüyordu
her zamanki gibi
mahçup ve sevimli
Çarşamba Mayıs 1997
sebzeler
söylesene ahmet
kime ne satıyorsun
domatese tutuldun da
değeri mi arttı sebzelerin
1987
Not: Domates bir sebze değil meyvedir. (!4 Haziran 2006)
kıtalar arası aşk
sen Avrupa yakasındasın
ben Asya
banttan yayında el salladım
bir TV kanalında
sen de gülümsedin
beni seviyorsun anladım
ben de seni
2 Aralık 2003
sana özdeş sevgili
duyguları
eti kemiği
sinirleri
ve % 70 su olan
sana özdeş bir sevgili
erkekler ağlar mı
erkekler ağlamaz diye
biri atmış ortaya
dil din renk ve cinsiyet ayrımı yapmak
kimin haddine
13 Şubat 2005
emrin olur
beni sevdiğini söyle
sonrası emrin olur
Şubat 2005
hain kız
anlatsam
anlatamam
sözcüklerle olmaz ki bu iş
yaşamak ve hissetmek gerek
hain kız işte
Şubat 2005
kendi masalının prensi
prens
rüyalarının gerçeği prenses ile
buluştuğunda
masal sona ermişti
ne geçen bölümleri ona anlattı
ne de kendisine
masal değil mi bu
siz de dinlemediniz yaşananları
prenses de
gelecek bölümleri ise
kimse bilmiyor
23-24 Ocak 2005
yetti de arttı bile
kalabalıklar içinde yalnız
sevdiğimi ararken
gözlerimi kapatanın sen olduğunu düşünmek
yetti de arttı bile
18.11.2003/Bayındır
oyun bitti mi
belki de şu an
yaşam
yeniden başlıyor
Eylül 2004
mutluluk bu
İstanbul’daki ilkokul öğretmenime
ve
Arguvan Noteri’ne
şiir kitabımı gönderdim
işte mutluluk bu
26 Ekim 2004
Güneş’in oğlu
sorarlarsa
güneşin oğlunu
beni göster ve
kardeşin olduğumu söyle
13 Kasım 2004
bir tilki klasiği
tilki kümese daldı sessizce
tüm tavuk ailesine
horozlar tavuklar ve civcivlere
size özgürlük
demokrasi ve
mutlu günler getireceğiz diye haykırdı
merak ve korku çığlıklarının ardından
sevinen ve üzülenler için sonuç değişmedi
tavuk ve tilki masallarını bilirsiniz
biri mutlu olur diğeri ne olduğunu dahi anlamaz
15 Aralık 2004
sevdiğimle çay içtim
sevdiğimle çay içtim bugün bir başıma
kimsecikler yoktu masamızda
o ve benden başka
geçmiş günlerden konuştuk
biraz da gelecekten
karamsar olduğumu söyledim
hem de çok
ama iyimser gözüktüğümü
rol yaptığımı söyledim
gülümsedi
zaten yaşam bir sahne değil mi
hepimiz rol yapmıyor muyuz... dedi
sevindim bana destek oldu diye
çaylar bittiğinde
gülümsedim kendi kendime
gerçekten iki bardak çay vardı
ve iki sevdalı
ama madde olarak yalnızca ben vardım
sevdiğim ise hayal
gülümsedim gerçeğe
yalnızlığıma gülümsedim
yalnızca gülümsedim
1988 ?
Menemen Kuşu
çantasını kaptığı gibi
uçarak gitti Menemen’e
ilahi kuş
31 Aralık 2004
Fadime’nin Ali’si
Ali gitti diye
küsmedi
inadına yaşadı
ve inadına sevdi
31 Aralık 2004
seçimi size kalmış
at ölür meydan kalır
yiğit ölür şan kalır
at ile yiğitlik arasındaki seçim
size kalmış
12 Ocak 2005
Atatürk’ü Anmak
elinde
öğretmeninin verdiği kitap ile
koşturan çocuk
bir odalı sarayına giderken
çok mutluydu
Kasım 2003
anlaşılmaz bir şey
önce ben sevdim onu
sonra o beni
birbirimizi sevdik
anlayamadan
sevdik de
söyleyemedik
kendi kendine aşk olur mu
olur olmasına da
bizimkine benzer
o burnu büyük
ulaşılmaz sevgili
ben burnu büyük
anlaşılmaz bir şey
işte bu bizim aşkımız
17 Şubat 2005
neden
neden
duygularımı anlatırken
süsleyemiyorum
neden okula giderken
saçımı taramayı unutuyorum
neden
ucuz gömlek ve pantolon giyiyorum
anlayamıyorum
neden sanki
hep
bana yüz vermeyenleri
seviyorum
bir şey daha var
anlayamadığım
neden kendime soruyorum bu soruları
gerçek olmamış hayal
sözgelimi şu anda
düşün ki ders çalışmıyorsun
bu masanın üzerinde değil kolların
sen yoksun okuma salonunda
ve burnunu tırmalamıyor kuru hava
gözlerini bir türlü alamadığın
karşı masadaki güzel kız
aklını çelmiyor
işte sen şu anda
seç gönlüne göre bir yer
uç git
istediğin bahar serinliğini
yaz akşamını
gül bahçelerini yaşa
ve sanma ki hayal olmuş gerçek ile
gerçek olmamış hayal pek farklıdır
Fakülte 2. sınıf
belki yarın
belki yarın
gün bir başka doğacak
bir başka uçacak kelebekler
ve rüzgar
bir başka sallayacak yaprakları
kim bilir belki
ben de bambaşka olacağım
28 Mart 1986
kimlik
doğanın bir parçası olan
canlılar kümesinin
hayvanlar alt kümesinin
kendini akıllı olmakla avutan
omurgalısı
genetik çözümlemesi
bir canlı
ve bir insan
kültürel kimliği
genlerinden anlaşılmaz
her yerde yaşayabileceği gibi
dili
dini
uyruğu
belirsiz bir şey17 Şubat 2005
Bir varmış bir yokmuş
ey sayın öğrenci
paldır küldür dönen zaman çarkında
başlangıcı ve sonu belirsiz yolda
sele karışmış dallar gibi gidiyorsun
bu dönen zaman
ne sen öğrencisin diye
ne yaşın yirmiüç
ne de beklentilerin için
sınırsız enginlerde balıkçı
bilinmez yaylalarda çoban
ya da zaman karanlığında kaybolan
bir nokta olsan
yine aynı şartlarda dönecek dünya
bir karış uzamayacak zaman
ya da
şu veya bu yer
falan yada filan asır
zaman çarkına engel olmayacak
ve sen ey sayın öğrenci
sonsuza kadar değil bu bekleyiş
her doğan günün bir akşamı
her açan yaprağın bir hazanı vardır
ümitler
ya da ümitsizlikler
şartlara küsmek
bazan sinirlenmek
ya da coşkusunu yaşamak saf hayallerini
gerçekçi düşler görmek
sevda üstüne türkü söyleyip
avunmak
hepsi bir varmış bir yokmuş
ne farkın var ki masal kahramanından
ya iyilik perileri yardım eder
ya aklın
ya da gücün-kuvvetin
ya da babandan miras kalan sihirli halı
masal değil mi bu
sevdiği kızı alır kahraman
ve kucaklaşmaya fırsat bulmadan
kaybolur gider düşüncelerde
öyküler hep böyle başlar
bir varmış bir yokmuş
ve ey sayın öğrenci
yaşamak
mutlu ya da mutsuz olmak
yaşamı anlamak
ya da kararsız kalmak
yani bocalamak gerekli mi
yaşıyorsun
varsay ki yaşamıyorsun
ümitlerin var
varsay ki yok
güzel bir kız takılıyor aklına
varsay ki takılmıyor
ey sayın öğrenci
ne fark eder
bir varmış bir yokmuş
17 Mart 1986
geçmiş zaman
Sona ermiş bir yaşamın geçmiş zamanında
dipdiri ayaktayım
bir Pazar günü İzmir’de
bit pazarını dolanıyorum
halk oylaması var bugün, oyumuzu kullandık
bu arada sınıfta kaldığımı öğrendim iki dersten
iyi ki üç yada beş değil dedim kendi kendime
iyimser gözlüklerimi bir yana bırakınca
görüyorum ki zamanımı çalıyor hırsızlar
hem de göz göre göre
zavallı avukat adayı daha kendini savunamıyorsun
ya sonrası
ne demiştim
sona ermiş bir yaşamın geçmiş zamanında
bana ait raylarda sürünüyorum
sayısal çözüm
Alt alta yazıp adlarını
sevdiğim kızların
toplayıp çarpıp ve bölüyorum
işte aşkımın sayısal çözümü
23 Mayıs 1991
aşkın anatomisi
sevdiğim kızın
% 70 su
kalsiyum, fosfat, demir
azot, oksijen
ve benzer maddelerden oluştuğunu biliyorum
ve biliyorum ki
ben de
aynı maddelerden oluşuyorum
ve biliyorum ki
o da buhar olup
yağmura dönecek
ben de
belki göklerde buluşacağız
ve denizde
belki tuğla olacağız bir evin bacasında
belki de
daha iyi anlayacağız o zaman
aşkımızı
7 Mayıs 2005
bu ses senin
bu ses senin sesin
biliyorum
yakında çok yakındasın
duyuyorum
elimde değil
çok seviyorum
8 Haziran 2005
İÇİNDEKİLER
1.Özlem
2.Altıotuz soğuğu
3.Bilmem anımsar mısın
4.Sabahın yedi otuzu
5.Üç dört beş
6.Yol üstü
7.Sebzeler
8.Kıtalar arası aşk
9.Sana özdeş sevgili
10.Erkekler ağlar mı
11.Emrin olur
12.Hain kız
13.Kendi masalının prensi
14.Yetti de arttı bile
15.Oyun bitti mi
16.Mutluluk bu
17.Güneşin oğlu
18.Bir tilki klasiği
19.Sevdiğimle çay içtim
20.Menemen Kuşu
21.Fadime’nin Ali’si
22.Seçimi size kalmış
23.Atatürk’ü Anmak
24.Anlaşılmaz bir şey
25.Neden
26.Gerçek olmamış hayal
27.Belki yarın
28.Kimlik
29.Bir varmış bir yokmuş
30.Bir varmış bir yokmuş
31.Bir varmış bir yokmuş
32.Geçmiş zaman
33.Sayısal çözüm
34.Aşkın anatomisi
35.Bu ses senin