Senin güzelliğini söylerim ne gelirse dilime
Çünkü aşkın tohumu seninle güzeldir sevgili
Bende ki senin hikayesini dinledin mi
Bir cigaran var mı canımın içi
defigam bir sevdadan geliyorum şimdi
Yorgunum da
Yanıbaşındayım, oturmuşum
Yaslanmışım dizlerine
Aşkın astarı gözlerine bakıyorum
Ağzının kıyılarından topluyorum
Gülüşlerinin beyazlığını
Dalıp giderken kara gözlerine
Sensiyorum şefkatli bakışlarını
Ve ta derinlerden
Kalbinin vuruşlarını dinliyorum
Derdim,
Ah dermanım
Şiirimin hülyasında
Günümüz fakir, günümüz şaki
Sevgiler ucuz, hüzünler pahalı
Yüreğinin tam ortasın da ne var
Taklit yapabilir misin istesen
Her şey yürür mü seninle
Hem biliyor musun
Anamın anlattığı masalsı aşklar var ya
İşte öyle özlüyorum seni
Öyle kahroluyorum ki yokluğuna
Hasretin kem vurur
Kendime alıyorum seni
Öylesine burnumda tütüyorsun
Yürek çığlıklarım biçare
Aslı neslinde yüreğim köz olsun
Seni bahar hüsnü, seni can suyu
Aşkın rahmetiyle
Seni sensiz, seninle yaşamak daima
Ölürcesine
Gülüyorsun
Bu devirde böylesine aşk olur mu hiç
Olur diyorum
İste ben !
Yine gülüyorsun
Kayboluyorum yeniden gülüşüne
İki dudak arasında çıkan nefesinin
Sıcaklığına hapsediyorum kendimi
Ve
Aşkı böyle türkçemde ararken
Dünden kalma aksine akıyor kimliğim
Andolsun şehrimin eskiyen sevdalarına
Ki
Gülüşlerini içiyorum deminden
Ah beni anlayabilir misiniz bu mısralarımda
Çizebilir misiniz bana aşkın sımsıcak tenini
Bana özlemin dilini anlatın
Hasretin rengini anlatın bana
Sevginin zekâsını anlatın
Çünkü
Dünden kalma bir sevda bu
Köyümün akşamlarından
Belki de sevmenin talaşası
Neylersin dünden kalma benliğim
Aşk
Aşk
Aşk bu, eskimeyen mabed ağacı
07/02/2011
Sevgili Özbek