"Gelecek, şimdiki zamana giydirilmiş bir kostümlüdür; ve genelde ütüsüzdür. Tıpkı bu sabahki gibi." - Douglas Adams"

yazı resim

Bir arsız hercai
Ve güdümsüz cilveler
Hangi aşkın sultasında kaldı ki menekşeler
Turfanda bir hasreti törpülerken mevsimler
Şimdi ne sen varsın
Ne de kömür karası gözlerin
Bırak da yıkık duvarlara resmedilsin hatıran

Geceler vicdansızdır
Geceler gardiyan
Ve yorgun bir hasrete tutukludur sevdalar
Ne türküler ses verir
Kaynayan yüreğime
Ne de şiirler dindirir
Hayal serencamımı

Seni anlatan kalemler kan kusar kâğıdıma
Yetişir mürekkepler boğulan imdadıma
Hangi şiir açar beni
Ya da hangi şarkıyla şenlenir ki sazım
Zaten de hep şu dizeler değil miydi beni ağlatan;

“Benden bir iz kaldıysa ne olursun iyi bak.
Nasip değilmiş bana dizlerinde uyumak…”

Sen ki;
Ne bilirsin hatıralarla yaşamanın tadını
Kafanı vurmadınsa hiç yoksul duvarlara
Sevdiğinin adını
Yazmadınsa sonbaharda yağan karlara
Bahar gelince açmıyorsa yüzündeki matem çiçekleri
Sen bilemezsin gülüm bu solgun gerçekleri

Hani vardır ya klasik bir tema gibi
‘yuvamız olacaktı’
Yorgun bir akşamın bıraktığı ruhsuz gecelerde kurduğumuz düşler
Ve ardın sıra gelen kahkahalı gülüşler

Bir şey vardı ki içimde
İşte o şey
Yine düğümlendi boğazımda
Diyemedim bir türlü içimden geldiği gibi
Bu aşkın güftesini
Şöyle avaz avaz bağırarak;
“……… ……………..”

Mehmet Akif UÇAR

KİTAP İZLERİ

Nohut Oda

Melisa Kesmez

Melisa Kesmez’in ‘Nohut Oda’sı: Eşyaların Hafızası ve Kalanların Kırılgan Yuvası Melisa Kesmez, üçüncü öykü kitabı "Nohut Oda"nın başında, Gaston Bachelard'dan çarpıcı bir alıntıya yer veriyor:
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön