Kaderi Göz Ardı Etmek

bir film, ya korku filmidir, ya macera, ya aşk ya da komedi filmidir. Allah bizim için bütün bu konuların hepsini içeren bir film yaratır. Korku duyarız; korku filmi olur, severiz; aşk filmi olur

yazı resim

İnsan kendi fiziksel özelliklerini seçemez; yaşayacaklarını da isteğine göre kendisinin belirlemesi söz konusu değildir. Ancak Allahın belirlediği kaderi göz ardı eden kişi, dünyadaki milyarlarca insanın arasında rastlantılarla yaşadığını düşünebilir. Bu bakış açısı da insanın, kendisinin Allahtan bağımsız bir varlık olduğunu düşünmesine ve gaflete düşmesine sebep olur. Oysa ne herhangi bir insan ne de herhangi bir başka varlık, Allahın kendisi için belirlediği kaderin dışına çıkamaz.

Kuşkusuz insanların tavırlarının nasıl olduğunu görmek için, Allahın onları denemeye ihtiyacı yoktur. Çünkü tüm olayları, zamanları ve mekânları yaratan Rabbimizdir. Allah, zamandan ve mekândan münezzehtir. Bizim için geçmiş ve gelecek olan olaylar, Onun katında tek bir andır. Allah, yarattığı imtihan ve sebepler içinde, kendi tavırlarına şahit olmaları, neden cennete veya neden cehenneme gittiklerini bilmeleri için, insanlara bunları yaşatır. Allahın dost olduğunu, sonsuz adaletli, merhametli ve şefkatli olduğunu bilen bir insan, Allahın bu yaratmasından razı olur.

İnanan insan, tek mutlak varlık olan Allahın her yerde olduğunun bilincindedir. Gördüğü her şeyin Rabbinin tecellileri olduğunu tefekkür ederek Allaha yakınlığını artırır, imanını derinleştirir. Yaşadığı olayı değerlendirirken Acaba bu olay karşısında nasıl davranırsam Allahın hoşnutluğunu kazanırım? şeklinde düşünür. Bu şuur açıklığı, her amelinin salih olmasına özen göstermesini sağlar. Rabbi de ona, iman edip salih amellerde bulunanları müjdele... (Bakara Suresi, 25) ayetiyle müjde verir.

Günlük hayatta izlediğimiz her görüntü, an an bizim için yaratılır. Sinemada izlediğimiz herhangi bir film, ya korku filmidir, ya macera, ya aşk ya da komedi filmidir. Allah bizim için bütün bu konuların hepsini içeren bir film yaratır. Korku duyarız; korku filmi olur, severiz; aşk filmi olur O filmin oyuncusu olma çabası yerine, teslim olarak izleyicisi olmak büyük konfordur.

Ancak bir musibet karşısında fiili anlamda hiçbir şey yapmadan konuyu Allaha bırakmak şeytani bir tevekkül olur. İnanan insan fiili dua anlamında sebeplere sarılır; elinden gelen her şeyi yapar. Hastalık durumunda doktora gitmek, verilen ilaçları kullanmak gibi. Çünkü Allah, sebepleri de bizler için yaratır.

Kuşkunun bataklığına düşen kişiler, yalnızca kendilerine zulmederler. Unutulmamalıdır ki, insan Allaha tam olarak teslim olduğunda, rahatlık, huzur ve güven içinde bir yaşamı olacaktır. Bir ayetteki "... Allah Kendi (dini)ne yardım edenlere kesin olarak yardım eder..." (Hac Suresi, 40) ifadesi, olayların kesinlikle inananların lehinde sonuçlanacağını haber verir. Çünkü Allah iman edenlerin dostu ve yardımcısıdır. Allahı vekil edinen müminler -Allahın izniyle- dünya hayatında yaşadıkları her imtihan karşısında, dengeli bir ruh haline sahip olurlar ve "Allahın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiçbir şey isabet etmez. O bizim mevlamızdır. (Tevbe Suresi, 51) derler.

Yükümlülüğümüz, Allahın buyruklarına uymak, Onun sınırları içinde yaşamaktır. Allahın ilminden ancak, "... Dilediği kadarının dışında, Onun ilminden hiçbir şeyi kavrayıp-kuşatamazlar..." (Bakara Suresi, 255) ayetindeki gibi Onun dilediği kadarını bilebiliriz. O, bize bir hiçken can veren, bizim sahibimiz, velimiz, tek dostumuzdur. Yapmamız gereken, bize sayısız nimet ve güzellik bahşeden Allaha güvenip dayanmak, Onun sonsuz ilmiyle yarattığı her şeyden razı olmaktır.

Kuşkusuz doğrusunu Rabbim bilir.

Başa Dön