"Yarın 30 Ekim olacak ve ben hâlâ 'yarın yaparım' diyenler arasında olacağım. En azından tutarlıyım." - Franz Kafka"

Köpeğin Adı Badi - 9

Buhaberden sonra Cafer Aga adeta yıkıldı. Kendini içkiye verdi.Varını yoğunu içkiye yatırdı. Davetlere düğünlere gitmemeyebaşladı. Ancak içki parası biterse gidiyordu, o zaman da adetyerini bulsun diye zoraki çalıyordu.

yazı resimYZ

Evlendiklerindenyedi ay sonra Cafer Aga, işini bitirip evine geldiğinde vakit geceyarısını çoktan geçmişti. Kapıyı çaldı, açan yoktu. Birkaçkere daha vurdu kapıya gene açan olmadı. Halbuki her evegeldiğinde daha kapıyı vurmadan karısı onu ayak sesinden tanıyıpkarşılardı. Kapının koluna bastırdı, açıktı. Derin biruykuya dalmış olmalı bu gece, diye düşündü. Işığı açtı,girişte kimse yoktu, öteki odaya gitti, oranın da ışığınıaçtı, yatak boştu.

Bahtiyargitmişti, daha doğrusu o da annesi tarafından götürülmüştü.Annesinin onu başka bir erkeğe satabileceğini sanmıyordu, çünkühamileydi. Öyle ya hamile olduğunu bile bile bir kadını hangierkek alırdı ki... Yanılmıştı. Onu da eski kocası tekrar bellibir para karşılığı geri almıştı.

Bahtiyar'ıngittiği yer şehirdi. Oradan ara sıra Cafer Aga'ya haber getirenleroluyordu. Bir gün Bahtiyar'ın doğum yaptığını ve bir oğluolduğunu öğrendi. Bir ay sonra Bahtiyar'ın evini arayıp buldu,oğlunu görecekti. Ama göremedi. Çocuğun daha on beş günlükkenöldüğünü söylediler ona. Buna hiç inanmadı. Şerefsizler,öldürdüler oğlumu! Pembe gacısının işi bu. diye söylendidurdu günlerce. Bütün bu olanlara rağmen Bahtiyar'ın aleyhinetek kelime konuşmadı. Hem onu sevdiğinden hem de annesi tarafındankandırıldığına inandığından.

Buhaberden sonra Cafer Aga adeta yıkıldı. Kendini içkiye verdi.Varını yoğunu içkiye yatırdı. Davetlere düğünlere gitmemeyebaşladı. Ancak içki parası biterse gidiyordu, o zaman da adetyerini bulsun diye zoraki çalıyordu. Onun bu davranışlarıDavulcu Rüştü'yü bıktırdı; bir klarnetçi bulup Cafer Aga'yıekipten attı. Bu sefer o çalayım diye gidip yalvardı DavulcuRüştü'ye, ama hep reddedildi.

Açkaldı, içkisiz kaldı. Açlık neyse de içkisizlik çok kötüydü.Hırsızlık bile yaptı içki parası için. Üç-beş hırsızlıktayakalanmadı fakat sonunda yakayı ele verdi. Altı ay hapis yattı,çıktı. Hapishanede içkisizliğe nasıl dayandıysa genedayanmalıydı. Ya açlığa? Yaşı ilerlemiş, güçten kuvvettendüşmüştü. Hastalıklar peşpeşe gelmeye başladı. Şekerçıktı, tansiyonu yükseldi, karaciğer sinyal vermeye başladı.Ona bu haliyle kim iş verirdi? Bir gün camiin önünde dilenmeyebaşladı. Camii imamı onu gördü, önceden tanıdığı içindüştüğü bu duruma üzüldüğünü ve isterse camii tuvaletiişini mahalle muhtarı ile görüşüp, ona verebileceğini söyledi.O da hocanın ellerine sarılarak bu işi kabul ettiğini belli etti.

●● ●

(Devam edecek...)

Ömer Faruk Hüsmüllü

KİTAP İZLERİ

İnsan Olmak

Engin Geçtan

Türkiye'nin Ruhuna Tutulan Ayna: Engin Geçtan’ın Eskimeyen Klasiği Üzerine Her ülkenin edebiyatında, nesiller boyu elden ele dolaşan, altı çizilen cümleleriyle adeta kolektif bir yol arkadaşına
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön