Kuzunun Yeri (Günümüz Türkçesi)

yazı resim

Bir eylül sabahı nakşında ufkun
Eskilerden kalma sisli benizi
Okunan kitapların tarihi faslı
Anılar sermesti hükmünde
Rahmeti kadar naif
Öyle alımlı, Marmara şehla
Tek başına
Şiir endamında ezelîn aşkı
Hasatın bittiği yerde salkım söğüt
Oturmuşum gölgene
Dalmışım seyrine
Gönle sığmaz şarab-i
Yedi tepe kahverengi filinta
Haşmetin sinemi sardı, türküdün kalbime

Nasıl yaşandı bunca ayrılık senden uzak
Nasıl yaşanacak bu özlem senden ırak
Nasıl dayanacağım büyüdüğüne bensiz

Özlemin tenime vurdu gene
Ah üşüyorum
Yanımdasın, yanıbaşımdasın
Hatta demimde
Kaç murad olmuşum böyle hasretine
Kaç dilek yanmışım böyle özlemine
Bedenim Fransa’da ruhum ebedi sende
Kaçıncı bahara böyle bu vuslat
Bu ne sevdadır yokluğuna inat
Özlüyorum seni, özlüyorum müthiş

Seni utangaç bilge şahin
Nefes alıyor şimdi seninle yediveren
Alnından sıcaklıyor düşevlerim
Nasılsın diyorum
Ağlamsı kalabalığın seyri başlıyor
Sensiz kalabileceğim geliyor aklıma
Ah kadınlığım kesat
Bezgimden besliyorum düşlerimi

Sevdalım
Öyle yıkma kendini benden
Bu eylül ikindi vaktinde
Güneşi saklama tenden
Seninle ısınıyorum

Duru sabahlarda rüzgâr
Suskun arzuların hayâsında
Bir ihtirasın mirasıdır dudakların
Eyy
Seni kalender meşrep
Menzilinde dokunduğum ellerini
Bûseler kondurduğum avuçlarını aç
Sen ve ben dokusundan
Seviştiğimiz bu mısrâ-i günüzler
Dindirse de tutkumu
Kızkulesi, tebessümü perden
Yoksa
Biz çizgilerinin geçmiş değerlerinden
Neyleyim seni, neyleyim gül-i cemalini

Off
Nabzımın atışlarında düşündürüyor kendini çehren
Bir şiir defterinden kültürünü giyiniyorum
Günlüğüme renkliyorum pirincini tek tek
Kıyılarını öptüğüm boğazının kipinden seviyorum seni
Yaşadığımı biliyorum seninle
Sensiyorum seni kuzunun yeri
Sensiyorum tütsülü eserlerini ve öyleki
Aşk turkuvazı tuvallerinden
Ağustos sıcaklığına benzeyen
Yirmi dört saatinin
Saniyenisini keyfiyorum

Seni gönül çelenim, sınayıp öğreten şehrim
Dolunay kadar kararlı yüzüne yaz düşsün
Aşkolsun sana, aşkolsun

Aynı istikâmetin akışında buluşan
Aktığı yönün tuzunu yalayan su
Yürek cemresinde umutların
Yumuşak tenlere akışı
Düşlerin izdihamında
Sevişme fasılası

Gördüğün gibi
Yorgun bedeninden yansıyan
Bakımsız hayallerin tutkusu
Gayri iki kılıftır
Zira
Yoğun ve tıkanan trafikte
Yoksul günün bir daha düşüyor kalabalığına
Bir daha görülmeyecek taksi şoförü
Ordan burdan muhabbeti
Küfürler şikayetlerde, âhlar, sitemler
Sessiz kalıyor yan tarafta tekâmül

Ahh
Kalem tutan ellerim
Sana dair, Eminönü yokuşunda izlediğim
Neydi yaşamak tablosundan
Çizemediğim ferdînin
Geçim derdi
Felsefesinden sancılanıyor
Masum çocukların geçimi
Ekmek parası
El arabası elinde, ordan oraya
Polisten kaçan seyyar
Ah ne de gevrekti susamlı simit

Heyy
Beni şair eden divane gecem
Esmer yalnızıklarımda yaşlanırken ben
Değişirken gönlümde asi
Uzun bir dizinin baş kahramanı sen
Arkası yarınlarda büyüyor olacaksın
Yalnızlıklar, hüzünler, kederler ve
Keyiflerin tekliyorken bugün ki gibi
Ve beklenilmeyen
Aydınlığa süzülen o kara gözlerin
Meltemler vururken simli saçlarına
Diyarların âlâsında başkent olacaksın

Seni gönül çelenim, sınayıp beni öğreten şehrim
Dolunay kadar kararlı yüzüne yaz düşsün
Aşkolsun sana aşkolsun
Eyy
Beni kendine mihman eyleyen
Türkiye baharatım, hayalleri dükkânım
Bir tek beni aşık eyle sana
Her yeni gelişimde
Bir tek seni hasret koy bana
Her yeni dönüşümde gurbete

29/03/2010

Sevgili Özbek

Yorumlar

Başa Dön