sen de,
sen de Ay'ın sürgünde olduğu gecelerde.
ellerini sevdiceğin ellerine bırakır gibi,
rüzgar olup savurur gibi
umudun közlerini
ruhunu bedenin hapsinden azad edip
gönüllü tutsak eder misin
bir yıldıza gözlerini........
.
.
sen de,
sen de başını yüreğini alıp
yenik düşmek pahasına dalgalara
tüketmek pahasına candan - kandan,
dost ağlayıp düşman gülerken arkandan.
kafa tutup,okyanus denilen
o acımasız suya
gitmek dilermisin
o meçhul ada'ya.........
.
.
sen de,
sen de direnebilir misin yüreğindeki kalabalıkla ıssızlığın yalnızlığına..
aşka tövbe edip,
yıldızlara sevdalanarak tövbeni bozar mısın...
sevdanın cezbine kapılıp
o ada'nın kumsallarına
dalgaların utanıp silemeyeceği şiirler yazar mısın......
.
.
ve sen,
ve sen,kanatlanan yüreğimin aşiyanı...
bir sabah karşına çıksam
yüzünü yıkadığın sahilinde,
beni Sen eylemişliğimle yorgun
vuslata ermişliğimle zinde.
bölsem yüreğimi herbir kum tanesine
şiirlerimi meze etsem.
rakı sunsam gül yaprağı kadehte,
yokmuşumcasına gelip - geçer misin...
ya da
geceye yıldızları serpercesine,yüreğini yüreğime katıp
benimle içer misin...................
.
...........................
