"Bana bir kitap verin, bir de kahve; gerisi zaten kendiliğinden saçmalayacak." – Dorothy Parker (kurgusal)"

Ne Acı Bir Hikâyeydi, İçimi Dağlayan Hançerdi…

yazı resim

Emine
Henüz on iki yaşlarındaydı
Saf bir babası
İki analık elinde yetişmiş
Bir annesi vardı

Emine
Çok küçük yaşına rağmen
Evin her türlü
Temizliğinden sorumlu olan candı
Seçme hakkı hiç tanınmadı

Annesi
Kimi zaman
Evlere temizliğe giden
Yıllardır kahır çeken
Pek yüzü gülmeyen nisaydı

Kim ne derse
Doğru kabul eden
Muhakeme yetisini öteleyen
Şefkat ve hamiyete aç nefesti
Hep hançerlendi ama yetmedi

İki kızı vardı
Emine ve Hayriye isminde
Her ikisi de perdeler kapalı yaşadı
Korumak, muhafaza etmek
İsterken, gönüllerinde ki umudu karattı

Kızların
Hiçbir çaresi yoktu
Ya çok kötü bir dayak
Ya da aç susuz bırakılmak
Kime ve nereye sığınırdı
Henüz bilmeyen bir aciz kuldu

Bazı komşular
Annesini ikna ettiler
Yirmi yaş büyük bir taş ustasına
Emine’yi vermeye heveslendirdiler
Hiç değilse kızın kurtulur diyerek
Emine’nin kanına girmek için azmettiler

Adam
Belki yaşlı ve zavallı biriydi
Hiç evlenmemiş aciz bir nefesti
Kaba ve hiçbir cazibesi olmayan kederdi
Zavallı Emine kollarına teslim edilecekti
Şahit olan varlıklar beklide sevinecekti

Emine
Ne kadar ağlasa ve yırtınsa
Başını taşlara vurup haykırsa
Kimse duymuyor ve dikkat kesilmiyordu
Ne de olsa kurban edilmek için bekleniyordu
Emine intihara teşebbüs etti yine engellendi

O yıllar
Asayiş ve emniyet
Ne kadar güvenli ve dakikti
İnsan hakları bakir ormanlar içinde yaşayan
İnsan ve mahlûkun farkında lığında değildi
Annenin tahakkümü, komşunun azmi, babanın sessizliği
Emine’nin sonu oldu, ne sevinç ve umut hayallerini kuruttu

Mustafa CİLASUN

KİTAP İZLERİ

Eşekli Kütüphaneci

Fakir Baykurt

Fakir Baykurt’un Vasiyeti: Kapadokya’da Bir Umut Destanı Bir yazarın son eseri, genellikle edebi bir vasiyetname niteliği taşır; kelimelerin ardında bir ömrün birikimi, son bir mesaj
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön