"Yazdıklarımın okunması için, önce okunması gerekenlerin yazılması gerekir. Ne ironi!" - Umberto Eco"

Yüzyirmibir

Kan beynime sıçradı. Tüm organlarım eksikliği saydı. Bir eksik vardı. Aradım dünyayı, ayı, evreni ve zamanı. Girmediğim kara delik yanmadığım atmosfer kalmadı kainatta. Sonra seni gördüm, tattım dudaklarının kokusunu. Yok sende değildin aradığım. Tam yüz yirmi kişi, sende dahil yüz yirmi kişi. Kimdir nedir bulamadım bir türlü.

yazı resim

Listemi hazırladım. Cenazeme tam yüz yirmi kişi gelecekti. Saydım, saydım binlerce kez saydım. Sayarak gün ettim, ay etti yıl ettim. Düşündüm. Beynim patladı, kan beynime sıçradı. Şimdi ellerimin arasında tüm damarlar şişmiş her yanı kan.

Kan beynime sıçradı. Tüm organlarım eksikliği saydı. Bir eksik vardı. Aradım dünyayı, ayı, evreni ve zamanı. Girmediğim kara delik yanmadığım atmosfer kalmadı kainatta. Sonra seni gördüm, tattım dudaklarının kokusunu. Yok sende değildin aradığım. Tam yüz yirmi kişi, sende dahil yüz yirmi kişi. Kimdir nedir bulamadım bir türlü.

Epey bir zaman geçti üstünden bir olay oldu. Öldüm. Beynimdeki kan toprağa aktı. Her an yaptığım gibi yeniden saydım. Yüz yirmi bir. Rakamların en büyüğü dünyanın, matematiğin ve fiziğin temeli yüz yirmi bir. Ulu yüz yirmi bir, büyük yüz yirmi bir.

KİTAP İZLERİ

Kapak Kızı

Ayfer Tunç

Ayfer Tunç’un "Kapak Kızı" Romanı: Çıplaklığın Katmanları ve Toplumsal Yüzleşme Ayfer Tunç’un ilk olarak 1992’de yayımlanan ve daha sonra "zemin aynı zemin, inşa aynı inşa"
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön