ZAMAN ve YOLLAR
Ne yapacağını bilememek vardır ya hani
Sessiz ve çaresiz
Ağlamaklı ve üşür bir halde
Soğuk duvarları seyreder
Bir şeylere düşman olmak istersin
Ama araya giren zamana mı?
Yoksa onu senden ayıran yollara mı bilemezsin
Aslında bilmek istemezsin
Ne zamanı öldürebilir ne de yollara küsebilirsin
Çünkü onlar seni önce ayırırlar sonra da kavuştururlar
Ayırmasına mı gözyaşı dökeceksin
Yoksa kavuşturmasına mı sevineceksin
Tek kalbin çarptığı yerde vuslat olur mu hiç?
Kime vuslat, kiminle hasret gidermek
Bunlar sadece avuntu, sadece umut
Yüreğindeki heyecandır sana kavuştum dedirten
Ve sonunda ayrılık gelip kapıyı çalmıştı İki damla gözyaşı, buruk bir tebessümle birlikte Önce hangisi ayırmıştır ki sizi? Önce hangisi düşlerinin arasına gözyaşı meltemleri
Hüzün türküleri estirmiştir
Zaman mı yollar mı?
Önce hangisi yüreğinin ve duygularının katili olmuştur
Önce hangisi?
Ne fark eder ki?
Zamana iki yollara üç kurşun yetmez mi?
Olmadı bir kurşun yalnızlıktan bizar olmuş yüreğine
Bir kurşun da yaşamaktan ümidini kesmiş düşlerine
Hazan mevsiminde kalmış ümitlerin ayırırsın
Düşlerin ve yüreğin menbaı yokken
Zaten hayat bir ölüm değil mi?
Ölürken bile küsmeli mi aranıza giren zamana?
Gözyaşı dökmelimi ki karanlık soğuk yollara
Yoksa ondan geriye kalan bir tutam kokuyu mu aramalı
Yollarda
Ayak bastığı her yerde
Tebessüm ettiği her çiçeğe onu mu sormalı ki?
Evet, ne yapmalı?
Zaman ve yollara dost mu olmalı?
Ondan geriye bir hatıra bulmak için
Yoksa içindekileri boşaltacak düşman mı olmalı?
Onu senden ayırdığı
Senden kopardığı, senden uzaklara götürdüğü için