Ali Fuat'a Mektup

yazı resim

Gecenin ileri bir vaktini
gösterirken saatler
sokaklarda aksimiz
yürürdü sessiz
avazımız çıktığı kadar haykırırdık oysa
sevgililere
ve yalnızlığa,
bir yıldızlar vardı o zaman
bir karanlık
bir sessizlik
bir de biz
duyulmazdı sesimiz...
Ağzımızda küfürler
naralar
şarkılar
kaç sayısız akşam
kaç sayısız gece
tükürdük sokaklara
işte budur alnı diye
sevdasızlığın...
Bir Esenler vardı o zaman
bir de biz,
bir yalnızlık vardı o zaman
bir de biz,
kanardı hep
gölgemiz...

Az dolaşmadık omuz omuza
yar kapılarında
sevisiz karanlığıyla gecenin
az dalaşmadık,
yüreklerimiz kartal yuvası
bakışlarımız keskin bir bıçak
oturduk da böğrüne zift sokakların
az türkü söylemedik
kan tükürmedik,
ve melhem sürer gibi
az umut sürmedik yaralarımıza
gecenin açtığı.
Yani sıcak bir somun gibi
az bölüşmedik seninle
geceyi
sessizliği
ve yüreği...

Bir ağacın devrilişini gördük
aklığında sevdanın
ikimizdik,
yürüdük yangın gibi
yokluğunda sevdanın
ikimizdik,
ikimiz / kardeştik...

Ben hala kara sevdalısıyım gecelerin
hecelerin sıcaklığından
aşklar sürüyorum göğsüme
ve gül damıtıyorum hiçlikten
yar sanıp kokluyorum,
zor iş aşksız ve kardeşsiz kalmak...zor iş...
gittikçe
deliriyorum...

Sözümde kinaye yok
yakut yürek
yürekte çocuk
işte tarifin
ne büyüdün
ne küçüldün
ne de değer yitirdin
sen, değişmedin...

Bense aynalar yorgunu
ve dargını
kendi gölgesinin
değişen benim...

Başa Dön