Yedi’li yaşlarımda anamla ben ne zaman çarşıya çıksak,prefix = o /
Ben olmadık yerlerde;
Çikolata,
Maytap,
Mantar tabancası,
Bici bici,
Muz,
Kebab,
Karsanbaç,
Fırıldak,
Uzaktan kumandalı taksi,
Teker,
Oyuncak taramalı.... gibi olmayacak şeyler isterdim.
Ve işim garanti olsun diye de
Bir yandan; Var gücümle anamın şalvarına yapışır,
Bir yandan da; Feryat figan ortalığı velveleye verir, Kendimi yerlere atar,
Gider çamur deryasının göbeğine oturur, kalkmazdım.
“Lan ayıp lan, senin gibi bir erkek adama bu yaptığın şey yakışıyormu?”
diye öğüt veren esnafa ağız dolusu küfreder, taşlardım...
En sonunda Anacığım sokak ortasında daha fazla rezil olmamak için
Gider benim gibi bir edepsizin istediğini alırdı.....
Şimdi ise otuz’lu yaşlarımında
Ben olmadık yerlerde;
Biraz adalet,
Azzıcık özgürlük,
Lütfen, ucundan da olsa biraz seviye,
Biraz daha sevgi,
Çokca İnsan(lık),
Adam gibi bir hukuk,
Kullanılan bir akıl,
İnsanca bir yaşam.. diyorum da.
Kimseler tınmıyor,
Dinlemiyor bile,
Dinlesede anlamıyor.
Anlasa da bir şey değişmiyor.
Ve “Hayat” denen bu ananın! Ne yıkanmaktan eskimiş mor güllü şalvarı var
Ne de benim satırlarım arasındayaptığım edepsizliklerden utandığı var.
Bici bici: Adana’ya özgü nişasta ve su ile yapılan bir tür dondurma!!!
Karsanbaç: Yazın toroslardan getirilen kar'ın üstüne şerbet dökülüp ve pudra şekeri serpiştirilerek yenilen yerel bir serinletici.
...taksi : Benim çocukluğumda kimseler Binek otolarına otomobil yada araba demezdi. Hepsinin ortak adı "taksi" idi.
Teker : Bisiklet
..Taramalı : makinalı tüfek